Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kudüs Zirvesi Konferansı Saçma Toplantılardan ve Medya Gevezeliğinden İbarettir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Kudüs Zirvesi Konferansı Saçma Toplantılardan ve Medya Gevezeliğinden İbarettir!

Haber:

12 Şubat 2023 Pazar günü, sözde (Kudüs Direniş ve Kalkınma) Konferansı’nın çalışmaları, Arap Devletleri Ligi’nin Mısır’ın başkenti Kahire’deki karargahında başlatıldı. -Konferansçıların bakış açısıyla- son Cezayir zirvesinde alınan tavsiye kararlarından biri olarak düzenlenen konferans, şehrin ilk savunma hattı olmaları, dirençleriyle günlük olarak savaşa girmeleri, Arap ve İslami ümmetleri adına kimliklerine ve bağlarına sımsıkı sarılmaları itibariyle Kudüs halkının direncini güçlendirmeyi amaçlıyor.

Konferans, özellikle Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirme girişimlerinin yanı sıra şehri Filistin halkından boşaltmak amacıyla devam eden sistematik “İsrail” ihlalleri ve suçları başta olmak üzere Kudüs meselesini dünya kamuoyuna sundu.

Arap Birliği, Kudüs ve Eski Şehir’de yatırımı güçlendirmenin direniş ve kararlılık yöntemlerinden biri olması itibariyle ekonomik ve yatırım boyutunun hukuk eksenine paralel olmasına hırs gösterdiğini söyledi. Bu nedenle Kudüslülerin direncini desteklemeye pratik olarak katkıda bulunabilmeleri için yatırım ve devlet fonları ile ilgilenen bir dizi Arap yatırımcı ve federasyon ile Arap dünyasında kalkınma ve yatırımla ilgilenen herkes davet edildi.

Konferansa, sözde Kudüs komitesine başkanlık eden Kral 6. Muhammed’i temsilen Fas hükümeti başbakanı Aziz Ahnuş,Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Kralı II. Abdullah ve Arap Devletleri Ligi Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt katıldılar.

Konferans kapanış konuşmasında, uluslararası toplumu Filistin halkına uluslararası koruma sağlamak için pratik adımlar atmaya çağırdı, Güvenlik Konseyi’nden Filistin davasıyla ilgili kararlarının fiili olarak uygulanmasına yönelik sorumluluklarını yerine getirmesini, Filistin halkına karşı yasadışı “İsrail” politika ve uygulamalarını durdurması ve uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler kararlarına, Dördüncü Cenevre Sözleşmesine ve Uluslararası Adalet Divanı’nın istişari mütalaasına aykırı olan yasadışı yerleşim birimleri ile ilhak ve genişletme duvarını kaldırması için çalışmasını talep etti ve Kudüs şehrindeki İslami ve Hristiyanlığın kutsal mekanlarının korunmasına ve Kudüs şehrinde ve mübarek Mescid-i Aksa / Haram-ı Şerif’te mevcut tarihi ve hukuki durumu değiştirmeyi amaçlayan “İsrail’in” girişimleri ile adını değiştirmeye ve zamansal ve mekansal olarak bölmeye yönelik girişimlerini durdurmasına vurgu yaptı.

Kapanış bildirisi, “İsrail” işgal hükümeti yetkilileri ve aşırılık yanlısı yerleşimciler tarafından mübarek Mescid-i Aksa’ya yönelik tekrarlanan ve tırmanan baskınlar ile onun saygınlığına ve içinde güvenli bir şekilde ibadet edenlere yönelik saldırıları şiddetle kınadı ve kiliseleri baltalamak ve Kutsal Şehir’deki Hıristiyan varlığını zayıflatmak için sistematik ve yasa dışı “İsrail” önlemlerinin reddedildiğini teyit etti.

Açıklamada, ilgili uluslararası anlaşmaların ve yükümlülüklerin ciddi ihlallerini teşkil eden Kudüs şehrinin kutsallığının mevcut yasal ve tarihi statüsüne yönelik bu ağır ihlaller ve bunun uluslararası barış ve güvenliğe yönelik ciddi sonuçları ve yansımaları olacağı hususunda uyarıda bulundu.

Tüm ülkelerden, Birleşmiş Milletler, UNESCO Yürütme Konseyi ve UNESCO Dünya Mirası Komitesi tarafından Filistin davasıyla ilgili olarak çıkarılan ve mübarek Mescid-i Aksa / Harem-i Şerîf-i Kudsî’nin sadece Müslümanların ibadet etmesiyle ilgili bir husus ve kültürel dünya mirası alanlarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan kararları uygulamalarını talep etti.

Yorum:

Bu tür konferanslar, hiçbir içeriği olmayan içi boş sözlerin yayınlandığı ve yalvarma ve yakarmanın hakim olduğu köhnemiş medya platformlarından başka bir şey değildir. Zira uluslararası topluma Filistinlileri desteklemek için müdahale etmesi amacıyla yalvarıp büyük güçlerden de Filistin davasıyla ilgili uluslararası kararları uygulamaları için yakarırlarken Arap ülkeleri, Arap Birliği'nin yaptığı süslü açıklamaları ve suni ifadeleri uygulamak için hiçbir şey yapmıyorlar. Buna dair kanıt ise, bu tür konferansın geçmişte onlarca kez yapılması ve hiçbirinden yararlı veya önemli bir sonucun çıkmamış olmasıdır.

Bu da konferansın kapanış bildirisinde yer alan ibare ve ifadelerin kullanılmasının, tatbik ve uygulama amaçlı kullanılmadığını, aksine konferansın ve Arap Birliği’nin değerli bir şeyler yaptığını ima etmek için sırf medya gevezeliğine yönelik dilsel ifade ve terkipler için kullanıldığını göstermektedir. Hakikatte konferans ve Arap Birliği, herhangi bir hedeften yoksun saçma sapan eylemlerde bulunmaktadırlar. Örneğin kapanış bildirisinde yer alan ifadelere dikkat edin: Sundu, katıldı, çağırdı, talep etti, vurguladı, kınadı, teyit etti, uyarıda bulundu, talep etti. Bu dokuz lafız, kapanış bildirisinin temeli olup içerdiği tüm anlamlar bu lafızlarla bağlantılıdır ve bunların tamamı, Filistinliler üzerindeki zulmü kaldırması için Yahudi varlığı üzerinde baskı kurmak amacıyla başkalarına yönelik hitap olup bu başkaları ise uluslararası toplum ve büyük güçlerdir. Belki de lafızları formüle eden kişi, talebin anlamını belirten sekizden fazla lafız bulamadığı için bu lafızların tamamını kullandı. Dokuzuncu lafza ihtiyaç duyduğunda ise bunu kamusunda bulamadı ve bu yüzden talep etmek lafzını tekrar edip iki kez kullanmak zorunda kaldı!

Eğer Arap ülkeleri açıklamalarında ciddi olsalardı işlerin yapılmasını kendi adlarına başkalarından talep etmezler bizzat kendileri yaparlardı. Ancak onlar bu hususta ciddi değillerdir. Çünkü bu ülkelerin yöneticileri büyük güçlerin ajanları ve Yahudi varlığının müttefikleri olup gizli ve açık Yahudi varlığı ile olan ilişkilerini normalleştirmektedirler.

Arap ülkelerinin sahip olduğu imkanlar sadece Filistinlilere yönelik zulmü ortadan kaldırmak için değil, aksine Yahudi devletinin varlığını ortadan kaldırmak için yeterli olduğu gibi Amerika’yı ve bütün büyük ve zalim güçleri Müslümanların ayaklarının altına kapandırmak için de yeterlidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER