- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hilafet Olmayınca Doğal Afetler Daha da Artıyor!
Haber:
Türkiye depreminden 5 gün sonra CNN ağının bir haber raporu, Suriye sınırındaki bölgelerde altyapının ilk çökmesi dışında kötüleşen bir felaket konusunda uyarıda bulundu. Bölgeye gıda, tıbbi yardım ve suyun sınırlı bir şekilde girmesiyle birlikte soğuk ve yağmurlu hava, birçok kişinin boşu boşuna öleceği anlamına geliyor. Barınak, şiddetli kış koşullarında hipotermi riskine maruz kalanların hayatta kalmalarını etkileyen önemli bir faktördür. Birleşmiş Milletler, yardımların etkilenen bölgelere girmesine ilişkin veto sistemini onayladığı için özellikle Suriyeliler risk altındadırlar. Rusya ve Çin, konumlarını kullanarak Suriye sınırına 4 giriş noktasından 3’ünü kapatarak, evsiz kalan ve zaten kısıtlı kaynaklara sahip olan binlerce kadın ve çocuğa sağlanabilecek yardımı büyük ölçüde engellediler.
Yorum:
Bir Müslümanın hayatını değiştirmek için yardım alıp almamasından sorumlu olan İslami olmayan bir varlığın söylediği fikir, yasak olan bir durum olup Allah Subhanehu ve Teala tarafından da kabul edilmez.
Hayatta kalanların sayısı zaten bir mucize olup ölü sayısı ise çöken binalardan çıkmayı başaranlardan çok daha fazladır. Yaşadıkları onca şeyden sonra tamamen önlenebilecek bir şey nedeniyle bizzat öleceklerini düşünmek, depremden daha büyük bir korkudur.
Cenevre’de düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Dünya Sağlık Örgütü'nde (DSÖ) Olay Müdahale Yöneticisi Robert Holden şu uyarıda bulundu: “…Birçok kişi açık havada, kötüleşen ve korkunç koşullarda yaşıyor. Temel su kaynaklarında büyük sıkıntılarımız olduğu gibi yakıtta, elektrik kaynaklarında, iletişim kaynaklarında ve hayatın temel ihtiyaçlarında da büyük bir kesintimiz vardır. Arama kurtarma tarafında aynı hız ve yoğunlukta hareket etmezsek, birincil afetten daha fazla insana zarar verebilecek ikincil bir afet görme tehlikesiyle karşı karşıyayız.”
Hem Türkiye hem de Suriye’de zarar gören bölgelerin normalden daha soğuk bir havayla karşı karşıya kalması, zorluğun ölçeğini daha da büyütüyor. Örneğin Halep şehrinin bu haftanın sonunda -3 ile -2°C arasında en düşük sıcaklıkları kaydetmesi beklenirken Şubat ayının sıcaklık seviyeleri ise genellikle daha düşük sıcaklıkta seyredecektir.
Depremden dört gün sonra Türkiye ile Suriye arasındaki tek insani yardım koridoru olan Bab el-Hava kapısının açılmasına izin verildi. “Peki yollar nasıl cesetleri taşımaya uygun oluyor da yardım için uygun olmuyor?” Bab el-Hava’nın hüsrana uğramış CNN sözcüsü Mazen Alluş işte böyle bir soru sordu. Gönüllü hemşire olarak muhaliflerin kontrolündeki İdlib kentinde depremzedelerin yaralarını saran ve kalabalık hastanelerden taburcu edilen yaralıları muayene eden eski bir tüccar olan Ebu Muhammed Sahur şunları söyledi: “Durum kelimenin tam anlamıyla bir felaket.” “Şimdi yaralarımızı sarıyoruz.” Hamile kadınlar, yaşlılar, yeni doğanlar ve çocuklar gibi zayıf olan kişiler için bu tür koşullarda geçirilen saatler, maruziyet ve zayıflıktan dolayı ölüme neden olmak için yeterlidir.
Bu ölüm kalım meselesi tartışma götürmez bir mesele olup İslam düşmanlarının seslerine de terk edilemez. Burada bilfiil olan şey, insanlar ölmek için yaşarlarken bile oy kullanan ülkelerin şerridir. İslam’ın Halife’si ve yöneticisi, gayrimüslim tebaa da dahil olmak üzere bölgedeki herkese yardım göndermekle yükümlü olduğu için böyle bir vakıayı asla kabul etmeyecektir.
Yukarıdaki doğal afetler gelmeden önce Hilafetin hızla yeniden kurulmaması ve ümmetimizin sadece Allah Subhanehu ve Teala’ya dua etmeye terk edilmesi için hiçbir mazeret ileri sürülemez!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrana Muhammed