- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mısır Rejiminin Tercihleri Ülkeyi Kapitalizmin Çekicinin Altına Sokuyor
Haber:
Arab Post web sitesi, Amerikan Bloomberg Ajansının 14 Şubat 2023 Salı günü yayınlanan bir raporda, üst düzey bir Dünya Bankası yetkilisinin, Mısır’ın, hükümetin çok büyük bir rol oynadığı ekonomide devlete ait işletmelerin borçları da dahil olmak üzere borcu konusunda şeffaflığı artırması gerektiğini dair sözlerini aktardığını bildirdi. Zira Şubat 2023’ün başlarında Mısır, Uluslararası Para Fonu ve bölgesel müttefiklerden yardım almayı amaçlayan ekonomik reform sürecinin bir parçası olarak devlete ait şirketlerdeki hisseleri satma planını yeniden canlandırdı. Mısır ile Uluslararası Para Fonu arasındaki 3 milyar dolarlık kredi anlaşması, Mısır’ın devlete ait işletmelerin parmak izini azaltma taahhüdünü içeriyor. Öte yandan Dünya Bankası Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ferid Belhac Bloomberg TV’ye verdiği röportajda şunları söyledi: “Mısır’ın, devlete ait kurumların borçlarına değindiği borç şeffaflığına ihtiyacı vardır.” Ve şunu da açıkladı: “İlerleme kaydediyorlar ama daha yapılması gereken çok iş var.”
Yorum:
Raporun borçlar konusunda şeffaflık ihtiyacından bahsetmesi, gerçek borç hacminin devletin beyan ettiğinden daha fazla olduğu gibi gizlilikle yönetilen konuların olduğu anlamına da geliyor. Zaten bu, dünyanın az bir metası karşısında dinlerini ve dünyalarını satarak ülkeyi Batı’nın sistemleri ve kanunları ile yöneten ajan yöneticilerden beklenen bir durumdur. Bu nedenle sadece dolar likiditesi oluşturmak için değil, aynı zamanda bu varlıkların bir kısmını doğrudan alacaklılara devrederek gerçek borçları ödemek için devlete ait varlıkları satmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. United Bank, 2019 yılında doğrudan talimatla bir Amerikan yatırım fonuna satılmış ve bu satışı dönemin Merkez Bankası Başkanı Tarık Amir açıklamıştı. (El-Arabi El-Cedid 15/02/2023). Birkaç gün önce Başbakan bir basın toplantısı sırasında, 3 banka ve orduya ait iki ulusal ve net şirket dahil olmak üzere 32 kamu şirketinin borsaya veya 18 ekonomik sektörü ve faaliyeti kapsayacak şekilde bir yıl boyunca stratejik bir yatırımcıya arz edileceğini açıkladı. (Rusya El-Yevm 08/02/2023).Haksız bir rekabet ortamında Mısır ekonomisine en çok egemen ve hakim hale gelen ordunun sadece iki şirketi olduğuna dikkat çekilmekle birlikte şayet böyle bir rekabet varsa bu, uluslararası kurumları ve alacaklıları ordunun ekonomiden çıkışını şart koşmaya sevk etmektedir.
Ancak mesele kolay değil ve belki de kapalı kapılar ardında müzakereler ve görüşmeler yapılıyor. Zira ordunun yıllarca süren mahrumiyetten sonra eline geçen devasa yatırımlardan vazgeçmesini kabul etmesi, tıpkı bir kaplanı büyüyünceye kadar sebze yedirerek yetiştirip sonra onu doyurmak için kanı damlayan çiğ etle beslemenize benzer. Şimdi kana bulanmış etin lezzetini tattırdınız ve onda avlanma arzusunu uyandırdınız sonra da sebze ve meyve yemeye geri dönmeye zorluyorsunuz! Kesinlikle kaplan sizi yiyip bitirebilir ama asla et yemekten vazgeçmez.
Mısır Cumhurbaşkanı şu anda en iyisi bile acı olan iki seçenek arasında; dolayısıyla ordu komutanları, ayaklanan halk için olası herhangi bir hibe karşısında en son sığınağı ve güvencesidir. Bu nedenle onların ekonomilerine zarar vermek çok tehlikeli bir durumdur. Zira Cumhurbaşkanı bu yatırımlarla satın aldığı orduların sadakatlerini ve ordu ise elde ettikten sonra kolayca vazgeçmeyecekleri devasa servetleri kaybedebilir. Ama öte yandan büyük kapitalistlerin çıkarlarını gözeten Beyaz Saray’daki efendilerin emirleri var. Bir de ordunun ekonomiden çekilmesi ve kalan devlet varlıkların özelleştirilerek şirketlerini satışa sunması şartına bağlı olan son kredi var. Nitekim devlet, Uluslararası Para Fonu’nun kararlarını uygulamaya, varlıkları satmaya ve ordunun ekonomi üzerindeki hakimiyetini sona erdirmeye yönelik adımlar atmış gibi görünüyor.Belki de Mısır Cumhurbaşkanı’nın ordu komutanlarına bir süre önce silahlı kuvvetlerin emrine verilecek 31 yeni yolun her iki tarafında yaklaşık 2 kilometrelik alanlar tahsis etme kararını hatırlatmasına neden olan şey buydu.Belki de kısmen de olsa yatırımlarından vazgeçmeleri karşılığında vaat edilecek bir şeyler de vardır. Ayrıca şüphesiz efendileri tatmin eden ve orduyu sadakatlerini garanti eden şeyler üzerinde tutan bir orta yol bulma girişimleri de vardır.
Belki de son IMF kredisinin uzun vadeli taksitlerinin nedeni,rejimin başının orduyu yatırımlarından vazgeçmeye ikna etme kabiliyetine olan güven eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Belki de Dünya Bankası Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ferid Belhac’ın şu sözleriyle belirttiği şey buydu: “İlerleme kaydediyorlar ama daha yapılması gereken çok iş var.” Ordu şirketlerinin arzının bugüne kadar gecikmesi, IMF’yi tatmin edecek, ordunun yatırımları üzerindeki hakimiyetini sürdürecek ya da rejimin başına bağlılığını sürdürecek şekilde bir çıkış yolu bulma girişimidir. Zira şimdi rejim büyük bir çıkmaz içinde. Belki de efendiler, rejimin yönetiminin son yıllarında sadece yönetiminin muhaliflerinden değil, aynı zamanda daha önceki dönemlerde Amerika’ya hizmet eden ve onun kendilerine güvendiği adamlar da dahil olmak üzere bizzat Amerika’ya ajanlıktaki rakiplerinden de kurtulduktan sonra tırnaklarının ve dişlerinin sökülmesini şart koşacaklardır.
Şimdi ulaştığımız sonuç Mısır rejiminin, Mısır ve halkının ulaşmış olduğu durumdan dolayı teslimiyetin tüm aşamalarını aşmış olmasıdır. Nitekim Batı’nın insanları köleleştiren; kaynaklarını, servetlerini, hatta emeklerini ve gelirlerini yiyip bitiren yıkıcı kararları, tank ve top gücüyle uygulanan kararlardır. Dolayısıyla insanların durumunu ve başlarına geleni tarif etmek, kötüden daha kötüye gidiyor dememizin ötesine geçmiştir. İnsanların vakıası hakkındaki bu tabir, onların temennilerini bir hayale dönüştürmüştür!Lübnan ve Irak ve hatta Suriye, artık Mısır halkının daha iyi durumda olduğunun söylendiği modeller değil, aksine Mısır’ın vakıası, son depremlerin ardından trajediyle birlikte her yönden çok daha kötü bir hale dönüşmüştür. Zira kapitalizmin depremleri, kredileri, yasaları ve oluşturduğu krizler, çok daha yıkıcı ve çok daha büyük bir yolsuzluktur.
Ey Kenane halkı: Sizin başınıza gelenlerin sebebi, sizi yöneten rejim ve ülkenin servetlerinin ihlal edilmesini ve emek ve birikimlerinizden geriye kalanların yağmalanmasını meşrulaştıran kanunlarıdır. Sizin için tek kurtuluş, tüm rejimi, aynı dairede dönmeyen ve rejimin başını ya da aynı politikaları uygulayan yüzleri değiştirmekle yetinen tüm araçları ve uygulayıcıları kökünden söküp atmaktır. Zira hastalığın başı kapitalist demokrasi olup onun umut edilen hiçbir çözümü yoktur. Çözüm sadece siyaset, ekonomi, eğitim, sağlık hizmetleri ve İslam'ın birbirini tamamlayan tüm sistemleriyle İslam’ın kâmil bir şekilde tatbik edilmesidir. Zira Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin olduğu İslam Devleti’nin gölgesinde adalet, gözetim ve güvenlik olacak ve Müslüman ve gayrimüslim tüm insanların hakları iade edilecektir.
Ey Kenane ordusu içindeki muhlisler: Rejimin size verdiği yatırım ve imtiyazların, sessizliğinizi satın almak ve yıkıcı kararlar yüzünden insanların öfkesi karşısında sadakatinizi ve onun için bir güvence olmanızı garanti etmek için rüşvetten başka bir şey olmadığı sizin için açık bir hale gelmiştir. Mısır’ın vakıası ve Mısır’daki halkınızın durumu sizin için bir sır olmadığı gibi onların zayıflıkları, kırılganlıkları ve kölelikleri de sizin için gayet açıktır. Bu yüzden onlara yardım etmek sizin üzerinize vaciptir. Allah’a yemin olsun kıyamet gününde onlar hakkında sorguya çekileceğiniz gibi Allah’a yemin olsun bu rejimin bir parçası olduğunuz ve onun varlığının ve bekasının sebebi olduğunuz sürece yeryüzü dolusu altın infak etseniz ve Kâbe Hac ve umre için dolup taşsa bile mallarınız size bir fayda sağlamayacaktır. Dolayısıyla sizin ve Mısır için, bu rejimin boyunlarınıza doladığı şeyi kaldırıp atarak insana yakışır bir yaşam için ümmetinizin yanında yer almaktan başka bir kurtuluş yoktur. Bu ise ancak İslam, onun nizamı ve devletiyle gerçekleşebilir. O halde size hayat verecek olan bu dine yardım etmeyecek misiniz? Şunu iyi biliniz ki Allah’ın nusreti kaçınılmaz olarak gelecektir. Bu ise sizin elinizle olsun ki büyük kurtuluşa eresiniz… O halde derhal ellerinizi, İslam’ı tatbik etmek ve onun devletini kurmak için çalışan ve İslam’ın tüm sistem ve çözümlerini kamil bir şekilde uygulamaya hazır bir hale getirmek için Hilafet Devleti’nin projesini taşıyan Hizb-ut Tahrir gençlerinden olan kardeşlerinizin elleri üzerine koyun. Zira onlar sadece sizin yardımınızdan yoksundurlar. O halde hem onlara hem de dininize yardım edip dininizin devletini kurun ki kurtuluşa eresiniz. Böylece hem sizin, hem Mısır hem de ümmet için dünya ve ahirette kurtuluş olsun. Size söylediklerimizi yakında hatırlayacaksınız. Biz işimizi Allah’a havale ediyoruz. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır