Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Komisyonlar Siyasi Sorumluktan Kaçmak ve Kamuoyunu Yanıltmak İçin Çalıyı Dolaşmaktan Başka Bir Şey Değildir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Komisyonlar Siyasi Sorumluktan Kaçmak ve Kamuoyunu Yanıltmak İçin Çalıyı Dolaşmaktan Başka Bir Şey Değildir!

Haber:

TBMM’de, 5 siyasi partinin ortak önergesiyle 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin nedenlerini araştırmak amacıyla komisyon kuruldu. TBMM, 11 ilde meydana gelen depremi araştıracak. (03.03.2023 Milliyet)

Yorum:

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde binlerce insan hayatını kaybetti. Oy ve para için “İmar Affı” ile binlerce kaçak binaya iskân veren AKP iktidarı, sorumluluğu üzerinden atmak ve siyasi başarısızlığını örtbas etmek için sanki asrın felaketi ile mücadele edilemezmiş gibi hemen depreme asrın felaketi ismini verdi. Acziyetini, başarısızlığını, yozlaşmışlığını, siyasi ve ekonomik yolsuzluğunu kamufle etmek için depremin 10 ilde meydana geldiğini ve felaketin boyutunun çok büyük olduğunu ifade etti. Aslında bu, örtülü olarak başarısızlığının bir itirafı idi.

Sonra siyasi sorumluluk ve yükümlülükten kaçmak ve birilerini günah keçisi olarak ilan etmek için alelacele deprem bölgelerinde yıkılan binaların müteahhitlerini tutukladı. Her zaman olduğu gibi meydana gelen siyasi olay ve afetin ardından güya “nedenlerini” araştırmak üzere kurulan komisyonlar gibi şimdi de depremlerin “nedenlerini” araştırmak amacıyla komisyon kurulması kararı alındı. Komisyon, depremlerin “nedenlerini” araştıracak, oysa nedenleri belli. Depremler Allah’ın felaketlerinden bir felakettir. Bunun araştırılacak hiçbir tarafı ve yönü yoktur. Komisyon ya da siyasiler ille de araştırmak istiyorlarsa, o zaman yıkılan binaların yapımında, denetiminde, iskanında vb. hususlarda siyasilerin sorumluluklarının olup olmadığını araştırmalıdırlar. Zira depremler sünnetullahtandır ama depremlere uygun binalar yapmak insanların sorumlulukları arasındadır. Dolayısıyla komisyon depremlerin “nedenlerini” değil, insanların nedenlerini araştırmalıdır. Görüldüğü gibi komisyonun kurulması bile kamuoyunun vicdanını rahatlatmak ve kamuoyunu kandırmaktan başka bir şey değildir.

Eğer komisyonlar insan nedenlerini araştırsa, işin ucunun yozlaşmış siyasilere ve sisteme çıkacağı, Türkiye’de en tepeden en aşağısına kadar devlet dairelerinde rüşvet çarkının tıkır tıkır işlediği, olmaz denilen işlere rüşvetle olur alındığı, yapılmayacak yerlere rüşvetle binalar yapıldığı ve daha nice gerçeğe ulaşacaktır. Tabii bunu araştırmak da yürek ister. Bunu araştıracak komisyonlar partizan olmamalı, siyasi ikbal ve emeller gütmemeli, mektebi Yusufiyeye girmeye de fiziksel ve zihinsel olarak hazır olmalıdır.

Şurası bir gerçek ki, Türkiye’de uygulanan kapitalist demokratik sistem çürük ve bozuktur. Dolayısıyla bu çürük fabrika ve sistemden, adı ve kimliği ne olursa olsun, sağlam imalat, düzgün yöneticiler ve sağlıklı siyasiler beklemek, hayaldir. Buna göre bu köhne sistemde iktidara gelen Müslümanlar veya laiklerin amacı, insanların işlerini sağlıklı bir şekilde gütmek veya yönetmek değildir, ceplerini doldurmaktır. Onlara göre siyaset veya yönetim, insanların işlerini gütme sanatı değil, bir zenginleşme aracıdır. Türkiye de dahil olmak üzere İslam dünyasındaki siyasiler, bu zenginleşme aracına ulaşmak için halklarını birer binek olarak görmektedirler, işlerini layıkıyla gütmeleri gereken temsilcileri olarak değil.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kurulan hangi komisyon, kamuoyunu yanıltmayı değil de gerçekleri araştırıp kamuoyu ile paylaşmayı amaç edinmiştir ya da siyasilerin gerçeklerini değil gerçekleri kamuoyu ile paylaşabilmiştir söylenebilir mi? Soma, Susurluk, Uludere ve kurulan diğer komisyonlar gerçekleri mi yoksa müesses nizamın gerçeklerini mi kamuoyu ile paylaştılar?

Miladi olarak bugün (3 Mart 1924) içeride ümmeti afet ve felaketlere, dışarıda da düşmanlara karşı koruyacak olan Hilafetin yıkılışının yıldönümüdür. Hilafet, günümüzdeki yozlaşmış demokratik siyasetçiler gibi siyaseti bir zenginleşme aracından ziyade içeride hükümleri uygulamanın, dışarıda da ideolojisini dünyaya taşımanın bir yöntemi olarak görür. Onun için Hilafette, para veya üç beş oy için kanunlar yapılmayacak, kanunlar Allah’ın Kitabı ve Rasûl Sallallahu aleyhi ve Sellem’in Sünnetinden delil kuvvetine göre çıkarılacaktır. Yasalar insanların kaprislerine göre değil vahye dayalı olacağı için kimseye ayrımcılık gayrımcılık tanınmayacak, yandaşlık ve rüşvet politikası izlenmeyecektir. Böylece günümüzde olduğu gibi para ve oy için çürük binalara af çıkarılarak, rüşvet almak için çürük binalara göz yumularak, menfaat için yapı denetimi yapılmayarak, nepotizm ve adam kayırmacılık için belli yerler iskana açılarak binlerce insanın yaşamını yitirmesinin önüne geçilecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ercan Tekinbaş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER