- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Uluslararası Ceza Mahkemesi Amerika’nın Elindeki Bir Araçtır!
Haber:
Lahey/Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkardı.
Yorum:
Bu hafta, Saddam Hüseyin döneminde Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu şeklindeki bariz bir aldatmaca ve iğrenç bir yalana dayanarak yüzbinlerce sivili öldüren Amerika ve İngiltere liderliğinde Irak’ın vahşi işgalinin 20. Yıldönümüne denk geliyor. Sonuç; neredeyse sayılamayacak kadar çok sayıda ölüm, istikrarsız bir ülke, hala çalkantılı bir bölge ve savaş suçları için “pişmanlıklar”.
Bugün Amerika’nın kuruluşunda öncü rol oynadığı Lahey/Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkardı.ABD Başkanı Biden, Rusya Devlet Başkanı’nın “açıkça savaş suçları işlediğini” bildirdi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği tutuklama emrinin “haklı olduğunu” söyledi.
Ancak Amerika kendi kurduğu mahkemeyi tanımıyor; zira mahkemeyi kurdu, daha sonra oradan geri çekildi. Dolayısıyla diğer ülkelerden olan savaş suçlularının yargılanmasını desteklerken onun otoritesini baltalamak için aktif olarak çalıştı; zira kendi askeri personelini ve görevlilerini bu mahkemenin yargı yetkisine boyun eğmesini reddetti. Ayrıca Amerika dışında işlenen suçlar için mahkemenin Amerikalıları soruşturma veya kovuşturma yetkisini de tanımıyor. Buna ek olarak Amerika, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin çalışmalarına da müdahale ediyor. Örneğin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkililerine karşı işlem yapmak ve onunla bağlantılı kişilere yaptırımlar uygulamakla tehdit etmişti.
Aynı şey; Amerika Birleşik Devletleri’nden farklı olarak, İngiltere gibi Roma Statüsü’nü onaylamış ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanıyan Batılı ülkeler için de geçerlidir. Yani teorik açıdan İngiltere, Uluslararası Ceza Mahkemesi ile iş birliği yapmak ve kararlarına uymakla yükümlüdür. Bununla birlikte bu mahkemenin yargı yetkisine ilişkin endişelerini de dile getirmiş, özellikle vatandaşı hakkında olası soruşturma ve yargılamalarla ilgili olarak askeri ve siyasi çıkarlarını korumak için adımlar atmıştır. Yani bunun Pratik gerçekliğe tercümesi şöyledir:Uluslararası Ceza Mahkemesi, Irak’ta işledikleri savaş suçları nedeniyle eski İngiltere Başbakanı Tony Blair veya krallıktaki diğer yetkililer hakkında tutuklama emri çıkarmadı. Nitekim 2016 yılında, İngiltere’nin Irak savaşındaki rolüne ilişkin bir İngiliz hükümeti soruşturması olan Chilcot soruşturması, Blair’in savaş davasını abarttığı ve İngiltere’nin müdahalesinin önyargılı istihbarat ve yetersiz planlamaya dayandığı sonucuna varmıştır. Ancak Chilcot raporu, kovuşturma için herhangi bir yasal bulgu veya tavsiyede bulunmadı ve bugüne kadar bu mahkeme tarafından Irak’taki savaş suçlarından dolayı Blair aleyhine herhangi bir suçlama veya soruşturma yapılmadı.
Amerika ve diğer Batılı ülkeler, kendi tasarladıkları uluslararası hukuku seçici bir şekilde uyguluyorlar; zira özellikle Amerika’nın çıkarları söz konusu olduğunda ya kolayca mahkemeye yöneliyorlar ya görmezden geliyorlar ya da kendi çıkarları için kullanıyorlar. Yani bu yasaların onlar üzerinde hiçbir etkisi yokken diğer ülkeleri bu yasalara uymaya zorluyorlar. Dolayısıyla başkaları eylemlerinden sorumludur ancak onlar değillerdir. Bu da Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni, sözde uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın ilkelerini ve benzerlerini, sadece bugünün tiranlarının elindeki bir araç haline getiriyor.
Şimdilik bu suçlular, işlemiş oldukları savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan paçayı sıyırabilirler; zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ “(Rasulüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” [İbrahim 42] Ama bu çok uzun sürmeyecektir; zira Allah’ın izniyle gelmekte olan Raşidi Hilafet Devleti, karanlığa ve zulme boğulmasının ardından dünyaya adaleti ve nuru getirecek ve zalim ve tiranlardan, zulümlerinin, baskılarının ve dökmüş oldukları kanların hesabını soracaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Okay Pala - Hollanda