- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Feministler, Müslüman Kadınlara Yönelik Zulmü Her Zaman Görmezden Geleceklerdir!
Haber:
Daliya Mücahid, el-Cezire haber platformunda yayınlanan “Feministlerin Başörtüsünün Farziyetine Karşı Çıktıkları Kadar Başörtüsünün Yasaklamasına da Karşı Çıkmaları Gerekir" başlıklı bir makale yazdı. Argümanı da şuydu: “Hindistan’dan Fransa’ya kadar fanatikler başörtüsünden korkuyorlar, Batılı feministler neden bu konuda bu kadar sessizler?”
Yorum:
Feminist hareketlerin, Müslüman kadınların her türlü yardımına karşı tamamen ilgisiz oldukları doğru olsa da bizim de laiklerin dini bir varlığa yardım etmek için herhangi bir eylemde bulunmalarının beklenmemesi gerektiğini kabul etmemiz gerekiyor.
Feminist Müslüman kadınların bizzat kendileri, özgürleşmenin ne anlama geldiği konusundaki kafa karışıklıkları içinde peçe yasağını destekliyorlar. Ayrıca Birleşmiş Milletler gibi gayri İslami platformların sözcüleri, Müslüman kadınların başörtüsü yasağı nedeniyle kamusal yaşamdan dışlanmasını bir sorun olarak görmüyorlar. Dahası kasıtlı bilişsel uyumsuzlukları, sadece İran ve Afganistan’daki elverişli olmayan uygulamayı kadınlara yönelik bir tehdit olarak görmelerine izin veriyor; çünkü bu, sömürgeci anlatısına tam olarak uyuyor.
Mücahid makalede şöyle diyor: “Bu argüman kadınları fail ve etkin olmaktan mahrum ediyor.Washington merkezli Sosyal Politika ve Anlayış Enstitüsü tarafından yapılan temsili bir ankete göre, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Müslüman kadınların neredeyse yarısı peçe takıyor. Peçe takılmasının en yaygın nedeni ise yaklaşık yarısının belirttiğine göre “dini bağlılıktır.”Ardından %21 oranıyla “Müslüman olduğumu bilsinler” ve %12 ile de “haya-tevazu” gelmektedir. Başörtüsü takanların sadece %1’i “akraba veya eşinin isteklerine uygun” olduğu için taktığını söyledi.”
Allah Subhanehu ve Teala’nın hükümlerine aykırı hareket etme riski her zaman var olduğu gibi “seçme-tercih” ve “vekalet” argümanları da Allah’ın farz kılmış olduğu emirlerinde bir gerekçelendirme sloganları olarak kullanılmaktadır.
Allah’ın kamil olan sisteminin, onu kurtarmaya çalışmak amacıyla yabancı fikirleri sulandırmasına gerek yoktur. Nitekim Hilafet, Müslüman kadınların hayatın her alanında en yüksek statüye sahip olmalarını sağlayan kapsamlı ameli bir sistemdi. Zira kadınların genel-kamusal hayatı, hem Müslüman hem de gayrimüslim kadınların giyimde iffetli olmalarını sağlayacak şekilde düzenlenmiştir.
Gayrimüslim kadınların hayatın diğer tüm kritik alanlardaki ihtiyaçlarının karşılanması nedeniyle isyan etmelerine veya kendilerini baskı altında hissetmelerine gerek kalmamıştır. Allah’ın izniyle önümüzdeki ramazan ayında, İslam ülkelerindeki kardeşlerimize karşı işlenen suçları düzeltmek için gayri İslamî oluşumlara yönelik her türlü çağrının son bulduğunu göreceğiz.
بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنَّى يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُن لَّهُ صَاحِبَةٌ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ وهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ * ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ “O, gökleri ve yeri hiç yoktan, eşsiz ve benzersiz şekilde yaratandır. Eşi olmadığı halde O’nun nasıl çocuğu olabilir ki? Her şeyi O yaratmıştır ve O her şeyi hakkiyle bilendir. İşte Rabbiniz Allah O’dur. O’ndan başka ilah yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin, O her şeye vekildir. (güvenilip dayanılacak tek varlık O’dur)” [En’am 101-102]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrana Muhammed