Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yeter Artık Başarısız Laik Kapitalizmin Denendiği!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yeter Artık Başarısız Laik Kapitalizmin Denendiği!

Haber:

19/04/2023 tarihinde Amerikan dergisi Foreign Affairs’de yayınlanan bir makale, 26/04/2023 tarihinde el-Arabi Post tarafından tercüme edilip yayınlandı.

Makale, Refik Hariri Merkezi’nde Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programları Eş Direktörü Alissa Pavia tarafından hazırlanan bir rapor şeklinde geldi. Zira Cumhurbaşkanı Kays Said’in IMF’nin Tunus’a verdiği 1,9 milyar Dolarlık krediyi reddetmesi şeklindeki uygulamasını Batı için bir şok olarak nitelendirdi ancak bazıları bunu doğru bir adım olarak görüyor.

Ayrıca rapor, Tunus ekonomisini canlandırmanın sayısız birçok yolu olduğunu da ortaya koyuyor. Bunlardan biri de hükümetin artan vergi uygulamasıdır.

Ayrıca rapor, Tunus’un buğday üretimine daha çok güven duyar hale geldiğini, böylece ülkenin küresel pazardaki fiyat dalgalanmalarından daha az etkilendiğini düşünüyor.

Yorum:

Kays Said’in Uluslararası Para Fonu’nun kredisini ve şartlarını reddeden tavrını kahramanca bir tavır olarak görenler ile bunu mantıksız ve sorumsuz bir tavır olarak niteleyenler arasında; buradaki tartışma, Rus-Çin tarafını Batı tarafına alternatif olarak görenler ile kadim siyasi ve ticari ilişkiler ve ortak kültürel miras bahanesiyle Batı nüfuzunu istikrara kavuşturmak ve Avrupa Birliği’nin çıkarlarını korumak için tüm gücünü seferber edenler arasında dönüyor.

Bu ve şunun arasında dönen tartışma, kısır ve iğrenç bir ikili tartışmayla sınırlı olup her ikisinde de bir hayır umudu yoktur; çünkü size, efendi ile diğeri arasında, zincirler ve prangalar arasında ve zincirler ile kelepçeler arasında seçim yapma şansı veren bir ikilidir.

Bugün medya organlarında, siyasi çevrelerde ve çeşitli seminerlerde konuşulan işte budur.

Fikri iflasın, küçük düşürücü bağımlılığın ve siyasi bilincin yokluğunun sınırına ulaşmışken bizleri neden, sanki Uluslararası Para Fonu’nun veya Avrupa Birliği’nin bize dikte ettikleri dışında bir tedavi ve çözüme sahip değilmişiz gibi efendi ile diğeri arasında ve despot bir proje ile sömürgeci bir proje arasında seçim yapmaya zorluyorlar?

Gerçekte hastalık, Tunus’ta uygulanan kapitalist sistemin temelinde yatmakta olup bizzat hastalığı kendi içinde taşıyan bir sistemdir. Ayrıca bu sistem, kendi ülkesinde üç asrı aşkın bir süredir uygulanmakta ve küresel krizlerin ağırlığı altında sendeleyip durmaktadır; peki servetleri yağmalamasına ve insanlığın kanını emmesine rağmen yoksulluk, işsizlik veya borç sorunlarına çözüm bulabildi mi?! Öyleyse neden bu yozlaşmış sisteme bağlılık gösteriyorsunuz?! Dahası bizlere köklü çözümler sunmaktan hali ve aciz olmakla birlikte görevi de onu kökünden söküp atmak olduğu halde neden sorunlarımızı yeniden klonlama yaparak çözmeye çalışıyorlar?!

Kapitalizmin kısır çözümlerinin aksine İslam, kamu mülkiyetinden olan enerji ve maden kaynaklarının insanlara dağıtılmasını sağlamaktadır. Zira bu kaynaklar insanlara ait olup devlete veya belirli kişilere ait değildir; dolayısıyla devlet bu kaynakları, tüm tebaanın yararlanmasını sağlayacak şekilde idare eder. Bu da Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavlinden dolayıdır: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ: الْمَاءِ، وَالْكَلَإِ، وَالنَّارMüslümanlar üç şeyde ortaktır; su, mera ve ateş.” [Ahmed rivayet etti]

Yoksul ve orta sınıfa çok büyük vergiler uygulayarak ve sürekli vergi artışları getirerek ekonomiyi boğan kapitalist sistemin aksine İslam, her bireyin yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılama gücünü dikkate almaktadır; hatta vergi koyduğunda bile temel ihtiyaçlarını karşılayamayan yoksul ve muhtaçlara vergi yüklemez.

Birbirini izleyen hükümetlerin sürekli olarak denizaşırı diktalara başvurması, iktidardaki laik partilerin, insanların sorunlarına çözüm bulmak için gereken çözümlere ve bunları sahada uygulama keyfiyetine yönelik tasavvurlarındaki fikri acizliğin ve siyasi iflasın açık ve bariz bir kanıtıdır; ayrıca bu, bu hükümetler tarafından benimsenen kapitalist sistemin zımni bir acizliği ve başarısızlığıdır. Dolayısıyla başarısızlığını kendi bünyesinde taşıyan kapitalizm iflas etmiş olup artık elinde, bazı geçici sakinleştiricilerden ve artık İslam ümmetini aldatamayan zamanı geçmiş uyduruk ve kuruntulu yarım çözümlerden başka pazarlayacak bir şeyi kalmamıştır; bu yüzden artık onun, dengeleri alt üst etme, kafir Batı’ya bağlılıktan kurtulma ve Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin olduğu adalet, hak, irade ve egemen sahibi bir devlette yerin ve göğün yaratıcısının kanunları altında birleşme noktasında ısrarcı olan ümmete karşı koyacak gücü kalmamıştır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Memduh Buaziz - Tunus

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER