- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Irkçı Kışkırtma, Fırsatçı Laik Siyasetin Başka Bir Çirkin Aracıdır!
Haber:
Son haftalarda İngiliz basını, seçmenlerin sağcı ve yabancı düşmanı unsurlarından destek toplamak için Birleşik Krallık Hükümeti bakanlarının ırkçı kışkırtmayı kullandıklarının altını çizdi. Bu ise, İngiliz İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın, ülkedeki savunmasız beyaz genç kızlara yönelik cinsel saldırıya karışan istismar çetelerinin bir parçası olma ihtimalinin çok daha yüksek olabileceklerini göz önünde bulundurarak ve bu iğrenç davranışın bir şekilde ırkları ve kültürleriyle bağlantılı olduğunu söyleyerek İngiliz Pakistanlı erkekleri hedef alan bir dizi kışkırtıcı açıklamalarının hemen ardından geldi. Dolayısıyla o, çocuklara yönelik cinsel istismarın ülkedeki tüm sektörleri ve etnik kökenleri kapsayan yaygın bir sorun olduğunu kabul etmek yerine, Pakistan kökenli erkeklerin karıştığı bir dizi öne çıkan sorunlara odaklandı. Zira istismar çetelerine karışan cinsel suçlulardan “erkek gruplarının neredeyse tamamının İngiliz Pakistanlı” olduklarını söyledi. Bu, kendi İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı 2020 tarihli raporunun, ırk ve pedofili arasında nedensel bir bağlantı bulmanın çok zor olduğunu ve çocuk istismarı çetesinin üyelerinin çoğunun 30 yaşın altındaki beyaz erkekler olduğu sonucuna vardığını belirtmesi gerçeğine rağmen oldu. Bu, sakinlerin geneli beyaz olduğu için hiç de şaşırtıcı değildir. Ayrıca Braverman, Sky News ile yaptığı bir röportajda İngiliz Pakistanlı erkeklerin, “kadınlara aşağılayıcı ve gelişigüzel bir şekilde baktıklarını ve davranışlarında, modası geçmiş ve düpedüz iğrenç bir yaklaşım sergilediklerini” belirtti. Yine İçişleri Bakanı, göçmenlere yönelik bir dizi aşağılayıcı yorumlarda bulundu, küçük teknelerle ülkeye geçen göçmen ve sığınmacıları “istilacı” olarak tanımladı ve göçü, yüksek düzeyde suç, uyuşturucu kaçakçılığı, fuhuş ve istismar ile ilişkilendirdi. Ayrıca Göç Bakanı Robert Jenrick, “aşırı ve kontrolsüz göçün, İngiliz toplumunu karakterize eden şefkati yok etmekle tehdit ettiğini” ve ülkeye geçiş yapan bu kimselerin “Birleşik Krallık’takinden farklı yaşam tarzı ve değerlere sahip olmalarının, farklı toplulukları birbirine bağlayan kültürel bütünlüğün baltalanmasına yol açtığını” belirtti.
Yorum:
Irkçı kışkırtmanın, genellikle siyasi bir avantaj elde etmek için kışkırtıcı beyanatlar, ırk hakkında yalanlar ve belirli ırka sahip gruplara karşı ırkçı nefreti veya öfkeyi körüklemek için kullanıldığı biliniyor. Nitekim bu araç, laik siyasetin ayrılmaz bir parçası ve dünyanın dört bir yanındaki laik devletlerde ise bir seçim taktiği haline geldi. Bu yüzden Braverman ve Jenrick’in, bu ay yapılacak yerel seçimler ve ülkede gelecek yıl yapılacak olan genel seçimler bağlamında gelen açıklamaları şaşırtıcı değildir. Hatta göçmen ve Müslüman karşıtı söylemlerin yanı sıra belirli etnik grupları hedef alan kimlik politikaları, uzun süredir Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arka planında yer almıştır; zira adaylar, seçmenlerine kimin daha fazla yabancı düşmanı niteliklerine sahip olduğunu göstermek için birbirleriyle yarıştılar. Dahası Fransa’nın her kesiminden olan politikacılar -sol, sağ ve merkez- ülkedeki artan sayıdaki yabancı uyrukluların geleneksel Fransız değerlerini bozduğunu iddia ettiler. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen yıl yapılan seçimlerdeki bir mitinginde destekçilerine şunları söyledi: “DNA’mızı da savunmamız gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden göç fenomeni hakkında endişeleniyoruz.” Yine Amerikan siyasetinde de, beyazları Afrikalı Amerikalılardan ve göçmenlerden şüphelendirip korkutmak için tasarlanan stratejiler uzun süredir seçimleri kazanmak için kullanılıyor. Zira Donald Trump, hem 2016 hem de 2020 başkanlık seçimlerinde ülkedeki belirli bir tabana hitap etmek için göçmen karşıtı ve yabancı düşmanı söylemler kullanmıştır.
Bütün bunlar bir kez daha, siyasetçilerinin seçimleri kazanmak için etnik gruplara karşı yalan, ırkçılık ve nefret yaymaktan çekinmediği kapitalist laik sistemdeki gizli tehlikeleri ve bölünmeyi ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu, bireylerin ve toplumların üzerinde oluşacak korkunç sonuçlara bakmaksızın siyasetçilerin toplumları birbirine düşürmesine, ırkçı nefreti körüklemesine ve aşırı sağcıları siyasi kazanımlar elde etmeye teşvik etmesine izin veren bir sistemdir. Geçen yıl İngiltere’de Müslüman karşıtı suçlar %28 artış göstermiştir. Bu, büyük ölçüde politikacıların propagandasını yaptıkları da dahil olmak üzere Müslümanlar hakkındaki yanlış mefhumları istismar eden sağcı nefret gruplarının büyümesinden kaynaklanıyor. Zira Dover’daki bir göçmen merkezine ve Birleşik Krallık’ta Knowsley’de bir otelde yaşayan mültecilere yönelik son saldırılar,İngiliz İçişleri Bakanı tarafından kullanılan kışkırtıcı, göçmen karşıtı dille ilişkilendirildi. Yine 2019 yılında Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camide 51 Müslümanı katleden aşırı sağcı terörist Brenton Tarrant, ateş etmeden önce cephanesinin üzerine “Rotherham İçin” yazmıştı. Rotherham Birleşik Krallık’ta bir şehir olup genellikle burası sağcı politikacılar tarafından, birkaç Pakistanlı erkeğin genç beyaz kızları taciz etmekten hüküm giydiği yüksek profilli bir dava nedeniyle Pakistanlı erkeklerin istismar çetelerine orantısız katılımı hakkındaki yalanlarının propagandasını yapmak için bir örnek olarak istismar ediliyor.
Köpek düdüğü, kırmızı et ve makyavelci üslup gibi bu siyasi yöntemi siyasette kullanan böyle bir sistem nasıl olur da siyaset yapabilir ki? Zira bu siyasette, gaye vasıtayı meşru kılmakta ve devleti yönetmenin en iyi yolu olarak gördüğü birkaç ucuz oy aldığı sürece hiçbir şey donukluğun ötesine geçmemektedir. Irkçı ve yabancı karşıtlığı görüşleri manipüle eden ve bunları ortadan kaldırmak için çalışmak yerine önyargıları ve ırkçı gerilimleri körükleyen böyle bir sistem, nasıl olur da uyumlu ve güvenli toplumlar oluşturabilir ki? Politikacıların seçimleri kazanmak için azınlıkları kullanarak popülaritelerini artırmaya çalışmasına izin veren böyle bir sistem nasıl olur da gelişmiş ve medeni olarak görülebilir?İnsanlar arasında bölünme yaratan ve toplumları kutuplaştıran böyle bir sistem nasıl olur da sağlıklı bir siyasi model olarak görülebilir?
Müslümanlar olarak, Müslümanlar arasında bu şekilde bölünme tohumları eken ve siyasetçilerin siyasi çıkarlar için toplumlarımızda ırkçılığın alevini körüklemesine izin veren bu laik beşeri sistemi topraklarımızdan atmanın zamanı kesinlikle gelmiştir! İnsanlardan ırkçılığı söküp atmak ve farklı ırkları ve milliyetleri tek bir devletin potasında eritmek için zamanında denenmiş bir metot olan Nübüvvet metoduna dayalı Hilafetin olduğu Allah Subhanehu Teala’nın Nizamının kesinlikle zaman gelmiştir; böylece herkes, İslam’ın adil hükümleri sayesinde saygı görecek ve eşit bir şekilde korunacaktır! Şüphesiz kendine hizmet eden otoriteye susamış ve kendi siyasi çıkarlarını gerçekleştirmek için kendi toplumları içinde daha çok ırkçı alevleri körüklemeye hazır olan politikacılar arasında çamur atma yarışı oluşturmak yerine, siyasetin insanların ihtiyaçları için gerçek ihtimamın etrafında döndüğü bu gerçek medeni nizamı geri getirmenin zamanı gelmiştir!
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَى شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
“Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin arzularına uyma.” [Casiye 18]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Nesrin Nevaz