- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Erdoğan Bizi Görmezden Gelemeyecek… Peki Büyük İslam Devleti’ni İnşa Etmeye Yönelik Adımı Nasıl İspat Edeceğiz?
Haber:
Anadolu Ajansı’nın yayınladığı son verilere göre ön sonuçlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kazandığını gösterdi.
Yorum:
Erdoğan, şimdiye kadarki en zorlu mücadeleyle karşı karşıya kalsa da 20 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de iktidarda; bunun sebebi ise, Türk Lirası krizi ve yüksek enflasyon oranları sonucunda ülkenin çektiği acılara ek olarak Şubat 2023’te birçok bölgenin yıkıcı depreme maruz kalması sonucu ülkenin başına gelen yıkıcı etkilere ve felakete rağmen muhalefetin “barış ve demokrasi” sloganı altında yürüttüğü kıyasıya rekabettir.
Erdoğan’ı savunanlar, kendisi ve fikirleriyle tam bir uyum içinde olduğu halde onu zorla İslam kılıfına sokmak isteseler de, ancak o din ve devleti birbirinden ayıran net bir seküler yaklaşıma öncülük etmekte ve asrın mücrimi Mustafa Kemal’in formüle etmiş olduğu anayasayı korumaktadır. Ayrıca Suriye’deki askeri müdahaleleri de, Müslümanların hayatını kaybetmesine ve Halep şehrinin mücrim Beşar’a teslim edilmesine yol açmıştır.
Bütün bunlara rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki bu sonuçlar tek bir şey ifade ediyor ki o da; insanların Erdoğan’ın rakibinin yürüttüğü demokrasi kampanyasına kayıtsız kalmaları ve içeriksiz şekli bir söylem de olsa içinde İslam söylemi gördükleri herkese güvenmeleridir!
Nitekim son seçim sonuçları, rejimin, Adalet ve Kalkınma Partisi, İslam kılıfına bürünenler ve din tacirlerinin olduğu siyasi sınıf tarafından siyasi ve ekonomik düzeydeki başarısızlığından dolayı yirmi yıldır çektikleri acılara rağmen insanların milliyetçi, vatancı ve demokratik partileri boykot ettiklerini göstermektedir.
Türkiye kamuoyu her defasında, bazı ritüeller ve hükümlerin uygulanması, camilerin inşa edilmesi, Ayasofya’da namaz kılınması ve kamusal alanlarda başörtüsü yasağının kaldırılması gibi kokusuna bile sımsıkı sarılmak şeklinde olsa bile insanların sadece İslami yönetimi ve zaferlere geri dönmek istediklerini ispatlıyor.
Ancak Türkiye’deki rejimin, İslam’ı bir nizam olarak siyasi, ekonomik, sosyal ve dış hayatın merkezine yerleştirmekle taçlandırmadığının, aksine Cenevre, Astana ve Soçi ihanetlerinin, özüne kadar laik bir rejimi sürdüren Erdoğan’ın alnında kara bir leke olarak kalmaya devam edeceğinin bilincinde olan bir kimse aldanmamalıdır.
Sonuç olarak: İslam ümmeti alemlerin Rabbinin nizamını aramaya devam edecek olup her muhlis kişinin, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin olduğu büyük İslam Devleti’ni inşa etmek için Hizb-ut tahrir ile birlikte adım atması gerekmektedir ki böylece İslam Nizamını tatbik edelim de yaşam insanların Rabbinin dini üzere olsun.
أَلاَ لَهُ الْخَلْقُ وَالأَمْرُ تَبَارَكَ اللّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ“Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!” [Araf 54]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hatice Bin Hamide