Haber-Yorum

Kur’an’ın Yakılması, Münafıkları Açığa Çıkarıyor!

Haber:

Danimarka ve İsveç, büyükelçiliklerin önünde Kur’an'ın yakılmasını yasaklamak için kararlı adımlar atıyor.

Yorum:

Bu bağlamda, aşağıdaki noktaları vurgulamak önemlidir:

- Kuran’ın yakılması, on yıllardır İslami değerlere ve uygulamalara karşı yürütülen daha geniş bir kampanyanın parçasıdır. Kur’an’ın yakılması uzun yıllar siyasiler tarafından sürekli olarak teşvik edilmiş ve desteklenmiştir ve bu konu birdenbire ortaya çıkmamıştır.

- Yakmayı durdurmaya yönelik siyasi tutumdaki değişikliğin ardındaki dürtü, İslam ve Müslümanların gözetilmesinden dolayı değil, Müslüman ülkelerdeki yozlaşmış rejimlerle iyi ilişkiler sürdürme ve ticari ve jeopolitik yansımalardan kaçınma arzusudur.

- Bu mesele “birkaç aptalın aşağılık eylemleri” olarak geçiştirilirken Müslüman bireylerin sorumluluğunun alelacele İslam’a ve Müslümanlara yüklenmesi ve Müslüman toplumların bu konudan uzaklaşmaya teşvik edilmesi bir manipülasyondur. Özellikle özgürlük kültürünün bu iğrenç eylemleri kolaylaştırması dikkat çekicidir. Ayrıca nefret eylemleri sadece ödüllendirilmekle kalmamakta, aksine sorumluları korumak için önemli kaynaklar harcanmaktadır. Bu şartlara rağmen hala politikacılar, kendilerini her türlü müdahaleden temize çıkarabileceklerine inanıyorlar.

- Yıllardır ifade özgürlüğü, İslam'a ve Müslümanlara yönelik nefret eylemlerini meşrulaştırmak için kullanılan bir araç olmuş ve bunu her türlü şekilde kısıtlamamanın önemine vurgu yapmak için büyük bir çaba takip edilmiştir. Zira ani söylem ve tutum değişikliği, bunun her zaman politikacıların arkasına saklandıkları büyük bir aldatmaca olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan imamların kürsüde özgürce konuşmalarını yasaklayan vaaz kanunu gibi kanunlar çıkarılarak Müslümanlar susturulmaktadır.

- İslam beldelerindeki rejimlerin tepkileri de aynı şekilde ikiyüzlü bir tutumdur; zira onlar da Kur’an-ı Kerim’i pek önemsemiyorlar. Ayrıca bu ucuz tiranlar, gece gündüz Kur’an ile savaşmaktadırlar; onların gösterdikleri tepkiler ise, sadece meselenin tırmanmasını ve kendilerine karşı yeni bir halk ayaklanmasının kışkırtılmasını önlemeyi amaçlamaktadır.

- Bu vaka, bir İslam devletinde Müslümanların uygun bir şekilde korunmasının ve gerçek anlamda temsil edilmesinin eksikliğini açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Batılı ülkeler, çıkarlarını değerlerinden daha önde tutuyorlar; öyle ki en ufak bir ekonomik tehdit bile siyasi liderlerini sarsıyor; bu da onları Kur’an-ı Kerim’in yakılmasını sınırlandırmak için hızlı önlemler almaya sevk ediyor. Ama geleceğin İslam Devleti, diplomasi, müzakere, tehdit, stratejik etki ve kararlı güç becerisiyle bu tekrarlanan ihlallere bir son verebilecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İlyas Lamrabat