Haber-Yorum

Rakamlarınız Büyüse de Halk Yoksullaşıyor!

Haber:

Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı'nda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyonla mücadelede kararlıyız. Daha önce başardık, tekrar başaracağız" ifadelerini kullandı.

"Bizim bankalarımızdan talebimiz bu ve yaptığımız düzenlemelerin tamamı da bugüne kadar bu yönde ama fiyat istikrarının bugün bulunduğumuz noktadan sağlanabilmesi için fedakârlık gerekiyor. Sabır gerekiyor. Evet, kolay değil ama biz bunu başaracağız ve fiyat istikrarıyla birlikte Türkiye tekrar yüksek ama sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek.’’ (Ajanslar 15.09.2023)

Yorum:

Yöneticilerin, denenmiş yanlış metotlarla hala doğru sonuca ulaşma inadı, toplumu her geçen gün biraz daha yoksulluk ve sefalete sürüklüyor. Gerçekte ‘’daha önce başardık’’ şimdi tekrar başaracağız gibi beylik sözlerle umut satan yöneticilere diyeceğimiz o ki, dün de başarısızdınız bugün de ve bu anlayışla devam ettiğiniz sürece gelecekte de başarısız olmaya mahkûmsunuz. Dün başarı diye sunduklarınız; tarihin en yüksek faizini tefecilere vermek suretiyle aldığınız geniş krediler, bankalarınızda biriktirdiğiniz sıcak paralardı. Bu durum ekonomide nispeten iyileşme gibi göründüyse de tefecilere verdiğiniz yüz milyarlarca dolar faizin, israfın, yatırım adı altındaki müsrifliğin, yolsuzluğun faturasını halk, açlık, fakirlik ve yoksulluk olarak şu an ödüyor.

Bir asırdır uygulanan Kapitalist İktisadi Nizam, halkın emeğini, birikimini, umutlarını heder ederek toplumu adeta köleleştirdi. Hal böyle olmasına rağmen bir asırdır uygulanan batıl nizamla hala yeni umutlar satarak ekonominin düzeleceğinden bahsetmeniz abesle iştigaldir. Her platformda kıt kaynaklara vurgu yapan bakanlar, kapitalizmin amentüsü gibi görülen “sınırsız insan ihtiyaçlarını sınırlı kaynaklarla karşılama” düşüncesi ve bunun yansıması olan üretim, istihdam, ihracat vurguları sanki bütün problemlerin çözüm anahtarıymış gibi sunuluyor. Çözüm, üretim olmuş olsaydı mevcut üretimle dahi ülkenin içinde bulunduğu krizden çıkılması mümkün olurdu. Fakat görmek istemediğiniz, dillendirmediğiniz esas problem, ülkede dağıtımdaki adaletsizlik sorunudur. Ülke kaynaklarının bir avuç azınlığın elinde dönüp dolaşması problemdir. Kamuda akıl almaz israf ve şatafatla kaynakların hoyratça yağmalanması sıkıntısıdır. Plansız, programsız verimsiz yatırımlarla ekonominin felce uğratılmasıdır. Ahbap çavuş ilişkisi, rüşvet ve yolsuzlukla kaynakların eritilmesine aldırış etmeden bu anlayıştan vazgeçmeme hastalığıdır. Uygulanan her başarısız politikanın faturasını halka yüksek vergi ve zam olarak yansıtma zulmüdür. Yine ülke ekonomisini sıkılaştırılmış para politikası ile yani faizi artırmada gören bir anlayış her yönden zaten iflas etmiştir. Hele ki halkın sırtından inmeyen yasal tefeci bankalar, faiz gelirleriyle hasıla rekorları kırarken onlardan sabır ve fedakârlık bekleyip patika yola çıkmayı düşünmek acizliktir.

Asırlarca başarıyla uygulanmış topluma huzur ve refah sunmuş İslam İktisat Nizamı çözümün kaynağı olmasına rağmen buna sırt çevirmek ne akıl ne de iman ile izah edilemez. Ülkede insanların artık temel ihtiyaçlarının dahi lüks kategorisine girmesine rağmen kapitalizmin zulmünde ısrar vebal ve cürüm olarak yöneticilere yeter de artar da. Ne büyüme rakamlarınız ne kişi başına düştüğünü iddia ettiğiniz rakamlar ne de Uluslararası kredi kuruluşlarının hakkınızdaki olumlu notları toplum için hiçbir şey ifade etmiyor. Rakamlarınız masa başında büyüse de gerçekte halk, ekonomik krizin altında eziliyor, küçülüyor.

Sizler, İslam’ın huzur, refah ve selamete ulaştıracak güven yolunu terk edip sarp, zorluk yolu olan kapitalizmin patikasına razı oldunuz. Bizler buna asla razı olmadık, olmayacağız. Bu zilletten çıkış adına değişim ve dönüşümü Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın izniyle muhakkak gerçekleştirip İslam Nizamına döneceğiz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ahmet SAPA