- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı, Hindistan’ın Suçlarını Örtbas Ediyor!
Haber:
Kanada Başbakanı Justin Trudeau bu hafta başında şunları söyledi; Hindistan hükümetinin terörizmle suçladığı Sih aktivisti olan bir Kanadalının, Kanada topraklarında yargısız infazlara-öldürmeye katıldığına dair güvenilir kanıtları var.
New York’ta birçok muhabir şunu sordu: Onlar Kanada’nın müttefiki mi? Bir gazeteci de Trudeau’ya şunları söyledi: “Şu ana kadar yalnızmışsın gibi görünüyor.”
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, ülkesinin “Kanada’nın söylediklerini ciddiye aldığını” söyledi.Hemen hemen aynı dili kullanan Avustralya, suçlamalardan “derin endişe duyduğunu” söyledi.
Ancak belki de kulakları en çok sağır eden sessizliğin kaynağı, Kanada’nın güney komşusu ABD’dir.
Zira Başkan Joe Biden bu hafta Birleşmiş Milletler’de konuşurken Hindistan sorununu aleni bir şekilde gündeme getirdiğinde bu, Hindistan’ı kınamak için değildi, aksine yeni bir ekonomik yol inşa edilmesinde yardımcı olduğu için ülkeye övgüler yağdırmak içindi. Nitekim Wilson Merkezi’ne bağlı Kanada Enstitüsü’nde araştırmacı olan Javier Delgado şunları söyledi: “Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, tüm bu Batılı ve Hint-Pasifik müttefikleri, Çin’e karşı bir siper ve dengeleyici ağırlık olmak için büyük ölçüde Hindistan’a odaklanan bir strateji inşa ettiler. Bu onların kendisinden kurtulmayı göze alamayacakları bir şeydir.” (BBC)
Yorum:
Bugün Kanada, kapitalist dünya sistemindeki uluslararası ilişkilerin makyavelist gerçekliğini yaşıyor. Tıpkı İngiltere Başbakanı Henry Palmerston’un 1848 yılında Avam Kamarası önünde şöyle söylediği gibi: “Bizim ebedi müttefiklerimiz olmadığı gibi ebedi düşmanlarımız da yoktur. Ama çıkarlarımız ebedi ve kalıcıdır ve bu çıkarların peşinde koşmak bizim görevimizdir.”
İnsan haklarına, onuruna ve kurallara dayalı düzene yönelik tüm tehditlerine rağmen kapitalist Batı, her kararını doğru-yanlış ilkesine göre değil, kendi bencil çıkarlarına dayandırıyor. Bu yüzden eğer bir gün çıkarları popülist bir ahlaki sloganla örtüşürse, hemen yüksek bir sesle bunun bir temel olduğunu ilan ederler. Bunun bir yalan olduğu, dünya çapında tekrarlanan ikiyüzlülükleri ve çifte standartlarıyla kanıtlanmıştır.
Yargısız infaz yanlış olan bir şeydir; ancak ilan edilmiş düşmanlar tarafından olursa o zaman başka!! Bu yüzden konuşmanın kendi çıkarlarına aykırı olması dışında ifade özgürlüğü teşvik edilmelidir! Dolayısıyla yurtdışındaki çıkarlarımıza hizmet edenler hariç diktatörlükler kötüdür! Herkesin dini seçme özgürlüğü vardır ancak İslam’ı tercih edenler bunun dışındadır!!
Artık Amerika, Çin’in bir güç olarak büyümesini sınırlamak için Hindistan’a bağımlı olduğundan dolayı Modi hükümeti, azınlık topluluklarına zulmetme cesaretini hissediyor; çünkü Amerika ya da müttefiklerinden gelecek herhangi bir ciddi misillemeden korkmuyor.
İslam, tüm insanlığa karanlıklardan sonra aydınlığı gösteren bir hidayettir. Bu yüzden yerel ve uluslararası ilişkilerdeAllah’ın hükümlerine uymak zorunda olan Müslümanlar için bu “köpek köpeği yer” politikalarının hiçbir değeri yoktur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yahya Nisbet - Britanya