Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze, Müslüman Orduları Bekliyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Gazze, Müslüman Orduları Bekliyor

Haber:

Genelkurmay Başkanı Korgeneral Asım Munir Salı günü, Gazze’deki Filistinlilerin “gelişigüzel öldürülmesi” konusundaki derin endişesini dile getirdi ve uluslararası topluma, “İsrail” ordusunun “yasadışı güç kullanmasına” son vermesi çağrısında bulundu. (El-Fecr Pakistan)

Yorum:

Geçtiğimiz iki hafta içinde bu, Pakistan kuvvetleri komutanının Gazze adına yaptığı ikinci konuşmaydı; her iki durumdaki sözleri işgal ettiği konumun hakkını vermiyordu. Nitekim daha önce de 17 Ekim 2023 Salı günü yapılan kolordu komutanları toplantısında Silahlı Kuvvetler Komutanı: Filistin halkının, “Pakistan ulusunun açık diplomatik, ahlaki ve siyasi desteğine” sahip olduğunu söylemiş ve “Topraklarının yasadışı işgaline” son verilmesini destekleme sözü vermişti. Aynı akşam El-Ehli Hastanesi’ne düzenlenen ve en az 500 kişinin hayatını kaybettiği korkunç bir saldırıya tanık olundu. Bu saldırıdan bir hafta sonra Pakistan Ordu Komutanı, çoğu kadın ve çocuktan oluşan bu masum sivillerin öldürülmesinden duyduğu derin endişeyi dile getirme cesaretini gösterdi. Nitekim geçtiğimiz on sekiz gün boyunca Gazze Şeridi’nde çocuklar arasında ağır kayıplara tanık olundu; zira 2.360 çocuğun öldüğü ve 5.364 çocuğun yaralandığı bildirildi; bu da her gün 400 çocuğun öldürüldüğü veya yaralandığı anlamına geliyor.

Gazze’deki durumun bir çözüme ihtiyacı vardır; Batı destekli Yahudi varlığının çözümü ise yerel halkın sessizce buharlaştırılmasıdır. Sorun onların öldürülmesi değildir; aksine sorun, onların çıkardıkları gürültüdür. Yahudiler ve müttefikleri için direniş kabul edilemez; çünkü onlar aldatma ve zulmün ustasıdırlar ve karşı karşıya kaldıkları şey cesaretin en saf şeklidir. Zira Gazze Müslümanları cihada inanıyorlar ve Allah Subhanehu ve Teala yolunda savaşırken canlarını feda etmeye hazırdırlar. Batı’nın hedefi ise farklı olup Amerika ve Avrupa’nın bölgedeki menfaat ve çıkarlarını gerçekleştirmeye yöneliktir. Nitekim ABD’nin Orta Doğu’yu kontrol altında tutabilmesi için Yahudi varlığıyla iyi ilişkiler sürdürmesi önemli olduğu gibi Avrupa ise sorun çıkaran Yahudilerin yeniden kendi topraklarına dönmesini istemiyor. Ayrıca tarih, Yahudilerin mevcut dostlarından ve müttefiklerinden gördükleri muameleye de tanık olmuştur. Nitekim Yahudiler, nefret edildiler, zulüm gördüler, ayrı tutuldular, sonunda kovuldular ve gidecek hiçbir yerleri yoktu. Zira 1290 yılında Kral I. Edward tüm Yahudileri İngiltere’den kovmuş ve bunu kısa bir süre sonra 1306’da Fransa, 1348’de İsviçre ve 1394’te Almanya takip etmiştir. Yetkililerin ortak tutumu, 1343 yılında Kutsal Roma İmparatoru VI. Louis tarafından yayınlanan şu bildiriyle özetlenmiştir: “Bedeninizle ve paranızla bize aitsiniz, bu yüzden size karşı istediğimiz gibi davranır ve istediğimiz şeyi yaparız.”

Öte yandan Müslümanlar, tarih boyunca Yahudilere yardım etmişlerdir. Zira İspanya, (Endülüs’ün düşmesinin ardından) Yahudileri sınır dışı ettiğinde, Avrupa’daki diğer birçok ülke onlara sert bir şekilde davranırken Sultan II. Bayezid, İspanyol Yahudilerinin akınını memnuniyetle karşılamıştır. Ayrıca The Times ve The Washington Post gibi ünlü gazetelerde, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi halkını Nazilerden kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atan Müslümanlar hakkında hikayeler yayınlanmıştır. Nitekim İslam beldelerinin sömürgeleştirilmesinden sonra ümmet, sömürgecilerin ve onların ajan yöneticilerinin çizdiği sınırları olan farklı ülkelere dönüşmüştür. İşte bu yöneticiler ve orduları, hükmettikleri bölgeleri yağmalamak ve talan etmek üzere serbest bırakılmışlar, böylece bu dünya hayatının metaı için ahiretlerini satmışlardır. Sevban’dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: يُوشِكُ الْأُمَمُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمْ كَمَا تَدَاعَى الْأَكَلَةُ إِلَى قَصْعَتِهَا» فَقَالَ قَائِلٌ: وَمِنْ قِلَّةٍ نَحْنُ يَوْمَئِذٍ؟ قَالَ: «بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ وَلَيَنْزَعَنَّ اللَّهُ مِنْ صُدُورِ عَدُوِّكُمْ الْمَهَابَةَ مِنْكُمْ وَلَيَقْذِفَنَّ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمْ الْوَهْنَ» فَقَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، وَمَا الْوَهْنُ؟ قَالَ: «حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ Aç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi yakında diğer milletler de sizin başınıza üşüşeceklerdir." Dediler ki: Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak ey Allah’ın Resulü? Dedi ki: “Bilakis sizler o gün çok olacaksınız, fakat sizler sel üzerinde akıp giden çer çöp gibi olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizden korkma duygusunu çekip alacak, sizin de kalbinize vehn sokacaktır.” Dediler ki; "Vehn nedir, ey Allah’ın Rasulü? Dedi ki: “Dünyayı sevmek ve ölümü kerih/kötü görmektir." [Sünen-i Ebu Davud.]

Allah’ın Rasulü’nün ümmeti, dünya hayatını tercih eden, Allah’ın kullarını ve topraklarını satan otoritenin güçsüzlüğü nedeniyle acı çekiyor. İslam ümmeti kalp olarak bir ama beden olarak parçalanmış durumdadır; dolayısıyla Allah’tan korkan ve İslam’a olan imanlarına göre hareket eden Müslümanlar, mazlumlara yardım ederler. Zira onlar, cesaret ile barbarlık arasındaki farkı anlarlar. Masum insanları öldürmek ve evlerini yıkmak korkakça bir davranıştır; Yahudilerin sadece Batı dünyasının değil, aynı zamanda Müslümanların başındaki yöneticilerin de yardım ve desteğiyle yaptığı şey işte budur. Gazze halkı 1948’den bu yana savaşmakta olup binlerce kişi şehit oldu ve aralarında Mısır, Lübnan ve Irak gibi çevre bölgelerdeki sakinlerin de olduğu birçok kişi şehit olmaya hazırdırlar. Zira dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar, şiddetle yardımlarına muhtaç olan kardeşleri ve bacılarının acısını hissediyorlar ve onlar için gözyaşı döküyorlar. Peki bu sivil insanların Müslüman kardeşleri ve bacılarıyla iletişim kurmalarını engelleyen şey nedir?! Onların başındaki hain yöneticileridir. Bu yöneticiler her zaman ümmete, zayıf oldukları ve savaşamayacakları izlenimini vermişlerdir. Nitekim Filistin direnişi ve onun ilerlemesi, hainlerin ve onların Batılı efendilerinin hatalı olduğunu kanıtlamıştır. Müslüman orduları Yahudi varlığını bir günde yok edebilecek bir güce sahiptirler. Bu da onlara dünyanın ve ahiretin kapılarını açacaktır.

Kudüs iki kez ele geçirildi ve her ikisinde de, görevlerini idrak etmelerinin ardından dışarıdan gelen ordular onu kurtarmanın mümkün olduğunu gösterdiler. Kudüs bir kez daha dışarıdan gelen Müslüman ordular tarafından kurtarılmayı bekliyor. Bu yüzden İslam ümmetinin ve dünyanın, Hilafetin kurulmasına çok ihtiyaçları vardır. Böylece Allah’ın kulları refaha kavuşacaklar, sayıları çoğalacak ve İslam Devleti, Allah’ın hükümlerine itaat etme üzerine kurulacağından dolayı tüm dünyaya örnek olacaktır. Dolayısıyla bu devlette, binlerce çocuğun yanmış cesetleri yerine cihat, zaferler ve güç getirecektir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَEy iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim ki, onları dost edinirse; o da, onlardandır. Şüphesiz ki Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez.” [Maide 51]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER