- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Terör Devleti Amerika’nın Eli Kanlı Dışişleri Bakanını Kabul Etmek Büyük Bir Zillettir!
Haber:
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmek üzere Ankara'ya geldi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Fidan ve Blinken arasında Dışişleri Bakanlığında gerçekleşen görüşmede, başta Gazze olmak üzere bölgesel gelişmeler ve ikili ilişkiler ele alındı.
Yorum:
İkili arasında yapılan görüşmede Fidan'ın Amerikalı mevkidaşına "İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alması ve insanları yerinden etmesine son verilmesini" istediği ve ateşkes ilan edilmesini istediği bildirildi. Dışişleri Bakanı Fidan, Blinken'a, Gazze’de sivil hedeflerin bombalanmasının, altyapının tahrip edilmesinin kabul edilemez olduğuna dikkati çekti. İlaveten görüşme hakkında bilgi veren bir diplomatik kaynak, "Türkiye ve ABD, Gazze’de sivillerin zarar görmemesi, insani yardım ulaştırılmasının gerekliliği ve iki devletli çözüm konusunda mutabık. Bugünkü görüşmede, iki devletli çözüm için birlikte çalışmanın gereği de vurgulandı." ifadelerini kullandı.
Görüşme sonrası ortak açıklama yapılmadı ancak Dışişleri Bakanı Blinken, havaalanında görüşmeyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hakan Fidan ile çok iyi, verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Blinken, Gazze krizi ile birlikte NATO'nun genişlemesi de dâhil iki ülkeyi ilgilendiren birçok konuyu ele aldıklarını söyledi. Devamla Blinken, "Gazze'de sivil kayıplar konusundaki derin endişeyi anladıklarını, bu endişeyi kendilerinin de paylaştıklarını, bu konuda her gün uğraş verdiklerini, sivil ölümlerin olmaması için “İsrail” ile sürekli irtibat halinde olduklarını, Orta Doğu turu boyunca olumlu görüşmeler gerçekleştirildiğini ve her aktörün olumlu katkı yapabileceğini ifade etti.
Hakan Fidan, Amerikan çıkarları için “İsrail” saldırılarının başladığı ilk günlerden itibaren bölgede diplomatik görüşmeleri sürdürüyor. Fidan’ın tüm bu diplomatik girişimlerine rağmen Türkiye dâhil hiçbir İslami beldenin yönetimi henüz gasıp işgalci Yahudi varlığına karşı ciddi bir yaptırım ya da can yakıcı bir icraatta bulunmadı. Sadece itidal çağrısında bulunuldu. Ayrıca iktidar, yüzde 85’i işgal edilmiş 1967 sınırları çerçevesindeki ABD’nin “İki Devletli Çözüm” planını dillendiriyor ve bu çerçevede bir garantörlük projesini hayata geçirmek istiyor.
İslam beldelerinde Müslümanlar ile yöneticilerin Filistin’e bakış açısı büyük zıtlıklar içeriyor. Müslümanlar ümmet bilinciyle “Ordular Aksa’ya” sloganları ile çözümün askeri olduğunu ifade ederken, yöneticiler ABD’nin “İki Devletli Çözüm” planını gündemde tutuyor, kınıyor ve mitingler düzenliyor.
Bununla birlikte işgalci Yahudi varlığına askeri olarak destek veren ve Gazze’deki Müslümanların kanları üzerinde pazarlık yapmaya gelen terör devleti ABD’nin dışişleri bakanının geçtiğimiz haftalarda Yahudi varlığına düzenlediği ziyarette “bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım." diyen ve her defasında “İsrail”in yanında olduğunu ifade eden Blinken’in, Ankara’da ağırlanması büyük bir ihanet ve büyük bir zillettir. Aynı zamanda iktidar yetkililerinin alnına vurulmuş büyük bir utanç vesikasıdır.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Filistinli kardeşlerimizin "İsrail" zulmünden kurtarılması, Gazze'deki katliamın durdurulması bizim boynumuzun borcudur. Katillerin yakasına yapışmak bizim insani vazifemizdir" ifadesi su üzerine yazılan bir sözden farksızdır. Erdoğan’ın bu söylemi samimiyetten çok uzaktır. Terör devletinin dışişleri bakanı Ankara’yı ziyaret ettiğinde Erdoğan’ın eli kanlı olan bu katilin yakasına yapışmasına engel olan neydi? Erdoğan, haftalardır Gazze'deki katliam, mezalim ve soykırıma destek olanlarla şimdi sözde barış masası kurup bu ihanete ortak oldu ve olmaya da devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan Filistin’li Müslümanların yanında olduğunu söylerken diğer yandan normalleşme adımları altında bugün vahşice ve barbarca sistematik bir şekilde Filistinli Müslümanları katleden aşağılık işgalci gasıp Yahudi varlığına Türkiye, 2022 yılında 1,8 milyar dolarlık çelik ihracatı ile “İsrail'e” tüm zamanların en yüksek ihracatını gerçekleştirdi. Türkiye’nin ihraç ettiği bu çelikle Müslümanlar katlediliyor. İşte bu Allah Subhanehu ve Teâla nezdinde büyük bir cürümdür.
Dolayısıyla gasıp işgalci Yahudi varlığının mezalimine son verecek, bu gayri meşru varlığı mübarek Filistin topraklarından havucu topraktan söktükleri gibi söküp atacak, bu mübarek toprakları özgürlüğüne kavuşturacak olan yegâne çözüm, Aksa topraklarını haçlı kâfirlerden temizleyen aynen Selahuddin Eyyubi gibi şanlı komutanları ve Filistin’den bir karış toprağı bile vermeyen ikinci Abdulhamid gibi basiret sahibi halifeleri çıkarmaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz Çelik