Haber-Yorum

Kapitalizm, Mısır’ın Ekonomik Sorunları İçin Bir Çözüm Değil, Aksine O Bir Hastalıktır

Haber:

Geçtiğimiz saatlerde Başbakan Dr. Mustafa Madbuli, Mısır’ın yaşadığı döviz kıtlığı krizine ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak şunları söyledi; Dolar krizi geçici ve yakında sona erecek. Hükümetin şu anda düşündüğü endişe verici şey ise döviz krizinin sona ermesinden sonra ne olacağıdır.

Madbuli, hükümetin bundan sonra özel sektörün gayri safi yurt içi hasılaya katılımını genişletmek yoluyla Dolar krizinin sona ermesinden sonraki döneme kendisini hazırladığını vurgulayarak şöyle dedi; ayrıca sanayi dosyasına önem vermek, hükümetin önümüzdeki aşamada yapacağı çalışmalarının en önemli önceliklerinden biri olacaktır.

Mevcut krizden alınan derslere değinen Başbakan, küresel ekonomik krizden aldığımız en önemli dersin, yeteneklerimize ve ürünlerimize azami ölçüde sahip çıkmamızın gerekliliği olduğunu söyledi ve Mısır’ın, Arap ve yabancı yatırımcılar için fabrikalar kurmak ve çeşitli yatırımlar yapmak için yüz milyonlarca Dolar pompalamak yoluyla doğrudan yabancı yatırım için hala cazip olduğunu vurguladı; ayrıca bunun yabancı yatırımcıların Mısır ekonomisine olan güvenini teyit ettiğini de söyledi. (Banker Web Sitesi)

Yorum:

Mısır’ın Ammice diliyle yazmanın çok daha çekici olduğunu düşünen Banker web sitesinin haberini okumanın zorluğundan sonra yorumu okumanın daha kolay olduğunu hissedeceksiniz! Ancak bu bir hatadır; çünkü Arapça anlaşılır ve okunur bir dil olup aksi değildir.

Seçim kampanyası başkanı… pardon Başbakan Madbuli’nin açıklamalarına gelince! Bu açıklamalar, “aday” Abdulfettah Sisi’nin lehine yönelik seçim kampanyasından başka bir şey değildir…

Şunlara sebebiyet veren doğaçlama ekonomi politikalarının sonuçlarından dolayı inim inim inleyen bir halkı nasıl ikna edebileceksiniz; eşi benzeri görülmemiş bir borç tavanı, enflasyonun insanların tüm birikimleri yiyip bitirmesi, orta sınıfın yok olması, yoksulluk sınırının nüfusun yarısından fazlasını kapsayacak şekilde yükselmesi, güvenlik güçleri ve ordunun ekonomiyi istila etmesi ve özel sektörün rekabet noktasındaki tüm umutlarının buharlaşıp gitmesi… evet halkı, daha iyi bir yarına ve tüm bunlara yol açan sistemin yeniden seçilmesine nasıl ikna edeceksiniz?!

6 ay sabırlı olun... İki yıl sabırlı olun... 30 Haziran 2020’de Mısır’da hayret verici şeyler göreceksiniz...

Gerçekte hayret verici olan Mısır’ın her gün gördükleri olup Mısır, Mısır Cüneyhi’nin Dolar karşısında bu kadar düşük bir değere ulaşacağını hiç düşünmemişti!

Tedavi olarak sunulan şey ise bizzat hastalıktır; aynı şekilde bu da hayret verici bir şeydir!

Yabancı yatırım, Mısır’a ne zaman bir fayda sağladı Allah aşkına?! Mübarek döneminden bu yana birtakım yabancı yatırımlar geldi geçti ve bu durum sadece Mısırlıların üzerindeki bitkinliği artırdı ve bu da onların Mübarek’i tahttan indirmelerine yol açtı.

İşte karşı devrim, sadece hortumcuları ve vurguncuları değiştirdi ve bir doz korku ve aşağılanmanın ve bir de genel depresyon dozlarının eklenmesiyle birlikte bitkinlik Mısırlıların doğasında var olmaya devam ediyor.

Çözümlerinin kapitalizmde olduğuna inanan Madbuli ve diğerleri, Mısır’daki durumların nedeninin kapitalizmin yanlış uygulanması olduğunu sanıyorlar ve bu yüzden de aynı yaklaşımı devam ettiriyorlar; oysa bizim bu durumda olmamızın asıl nedeni kapitalizmdir!

Madbuli ve diğerleri şunu çok iyi bilsinler ki; şayet Batı, üçüncü dünya ülkelerinin servetlerini yağmalayıp yöneticilerini de istediği şekilde kontrol etmemiş olsaydı, Batı kendi halklarına sağladığı bu refahı sağlayamazdı; bu yüzden yağma alanlarını kaybettikçe halklarıyla olan sorunları da artıyor; Amerika’nın parçaladığı yağma alanlarını yavaş yavaş kaybeden Fransa’daki sarı yelekliler bunun en güzel kanıtıdır.

Aslında Batı’nın halkların servetlerini yağmalayarak uyguladığı kapitalist çözümler ile sizin aranızdaki engel, Batılı ülkelerin sizleri içine koyduğu kafese (Sykes-Picot sınırları) razı olmaktır…

Dolayısıyla pratikte kapitalist olan Mısır’ın, Batı dünyasının prangalarından kurtulup dünyadaki güçlülerin yaptıkları gibi bir sömürgeci bir devlet haline gelmesinden başka bir çıkış yolu yoktur… Bunun da yöneticilerin tam teslimiyetlerinin gölgesinde ne teorik ne de pratik olarak olması mümkün değildir.

Tek çözüm, ekonomik sorunu doğru bir şekilde yeniden tanımlamaktır; bu arada kapitalizm, yanlış bir şekilde sorunun, görece az bulunurluğunda yatması ve çözümünün de, (fiili veya gizli sömürgeleştirme, üretimi elden çıkarmak için pazarların açılması ve ayrıca halkların her iki şekilde sömürgeleştirilmesi yoluyla daha fazla hammaddelerin yağmalanmasını gerektiren) üretimin artırılması olarak tanımlamaktadır…

Azim İslam’ımız ise ekonomik sorunu aşağıdaki şekilde tanımlıyor:

Ekonomik sorun, mal ve menfaatlerin halkın tüm fertlerine dağıtılması ve bunlara sahip olmalarını ve bunlar için çalışmalarını sağlayarak bunlardan faydalanmalarına imkan verilmesidir.

Yani ekonomik sorunun iki yönü vardır: Birincisi; fertlerin fakirliği, yani ülke servetinin ümmetin her bir ferdine ulaşmasını ve hiçbir ferdin bundan mahrum kalmamasını sağlamaktır. İkincisi; ümmet içindeki her bir ferdin servete sahip olmasını ve ondan faydalanmasını sağlamaktır.

Peki Mısır ve rejimi, bunun neresinde?!

Buna göre ekonomik olarak Mısır’ın gökyüzünü kaplayan kara bulutlardan bir kalkınmanın ve çıkış yolunun olacağını söylüyoruz; dolayısıyla kapitalizmi inkar edip ona dayalı sistemi kökünden söküp atarak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde azim İslam’ın çözümlerini tatbik etmedikçe bu asla mümkün olmayacaktır.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى
“Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” [Taha 124]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Cemal Ali - Mısır