- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kellim Kellim La Yenfa!
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze kasapları gereken cezaları almalı. Attığımız adımlarla bunların “Siyonist İsrail” nefesini, soluğunu inşallah kestireceğiz… Netanyahu yönetiminin Gazze'de gerçekleştirdiği katliamın tarihe “kara leke” olarak geçtiğini ve bu lekenin ona şartsız, koşulsuz destek veren ülkelerin alnına da yapıştığını” söyledi. (03.12.2023 Ahaber)
Yorum:
Domuz ve maymunların kardeşi metamorfoz Yahudi varlığı, kanları dondurucu, tüyler ürpertici acımasız soykırımına devam ederken, taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmazken, Erdoğan, adeti üzere, lafügüzaf açıklamalar serisini sürdürdü. “Biz bu soykırımı unutmayacak ve unutturmayacağız.” dedi. Lafla soykırım unutturulmaz ey Erdoğan! Gerçekten unutulmasını ve unutturulmasını istemiyorsan ve hilkat garibesi Siyonist varlığa, bırakın soykırımı şeytanın vesvesesini bile unutturacak bir eylemde bulunmak istiyorsan, tıpkı Selahaddin Eyyubi ve Muzaffer Kutuz gibi tarih kitaplarına altın harflerle yazılacak, ümmetin zihinlerine nakşedilecek, nesilden nesle aktarılacak, çocuklarına isimlerini vererek kıyamete kadar anılmalarını sağlayacak bir eylemde bulunmak zorundasın ey Erdoğan! Zira sözler uçar gider, kalıcı olan eylem ve davranışlardır.
Sabra ve Şatilla katliamını kim hatırlıyor? Domuz ve maymunların kardeşi Yahudilerin her gün işlediği katliamları kim hatırlıyor? Erdoğan bunların unutturulmamasını sağladı mı? Aksine unutturmak için Yahudi liderleri sarayda kırmızı halılar üzerinde ağırladı, normalleşecek adımlar attı. Ama Selahaddin ve Muzaffer Kutuz’un zaferlerini, Abdülhamit’in Yahudilere verdiği tokat gibi yanıtı yüzyıllar geçmesine rağmen dünyanın en ücra köşesindeki ümmetin çocukları bile hatırlamaktadır.
Erdoğan, meçhul sığasıyla “Gazze kasapları gereken cezaları almalı” diyor. Onlara cezayı kimin vereceğini meçhule havale ediyor, gereken cezayı biz vereceğiz diyemiyor. Soluğunu ve nefesini keseceğiz diyor ama gönderdiği ticari gemiler ve su ile ucube Yahudi varlığına soluk ve nefes oluyor. Erdoğan’ın söylemlerini eylemleri yalanlıyor, kişinin sözlerinin aynasıdır eylemleri.
Amerika ve İngiltere, maymunların ve domuzların kardeşi Yahudi varlığına mühimmat gönderirken, savaş jetleri ile havadan güvenliğini sağlarken, karada da Erdoğan da dahil olmak üzere İslam dünyasının hain ve kukla yöneticileri Yahudilere Garkad ağacı olmayı sürdürüyorlar. Herhalde hadiste bahsedilen Yahudilerin arkasına saklanacağı Garkad ağacı, günümüzün hain yöneticileri olsa gerek. Çünkü arkalarına saklanan Yahudileri korumak için ellerinden geleni yapıyorlar, Yahudileri yerle yeksan etmek için kışlalardaki orduları seferber etmek yerine orduları kışlalarında tutuyorlar, sadece askeri tatbikat ya da efendileri Amerika’nın çıkarlarını korumak için kışlalarından çıkarıyorlar. Bundan iyi Garkad ağacı oluna bilinir mi?
Erdoğan, Gazze katliamının bir kara leke olduğunu ve bu kara lekenin şartsız koşulsuz destek veren ülkelerin de alnına yapıştığını söylüyor ama söyleminden de anlaşıldığı gibi kendisini bundan istisna tutuyor. Peki soruyoruz? İçi boş açıklamalar yapmak dışında katliama sessiz kalmak, insani yardım ve hastaları nakletmek dışında hiçbir eylemde bulunmamak ve hatta yukarıda belirtildiği gibi katliam ve soykırım yapan katili ticari unsurlar ve su ile desteklemek, şartsız koşulsuz destek vermek değil mi? Erdoğan kendisini nasıl bundan istisna tutabilir?
Erdoğan kendisini İslam beldesindeki yöneticilerin yaptığı ihanetten beri ve uzak tutmak istiyorsa, metamorfoz Yahudi varlığına hamaset ve söylem ile değil, eylem ve operasyonlar ile şeytanın fısıltısını unutturacak bir davranışta bulunmalıdır. Ancak o zaman alnına vurulan ve yapışan kara lekeden beri olabilir. Yoksa hain yöneticilerin alnına yapışan ve vurulan bu kara lekeyi ümmet unutsa bile Hizb-ut Tahrir unutmayacak ve unutturulmamasını sağlayacaktır, hatta bizler bile unutsak tarih unutmayacaktır.
Ama Erdoğan gibi yöneticilerden Yahudi varlığına şeytanın fısıltısını unutturacak bir eylem beklemek tabii ki havanda su dövmek gibidir. Zira İslam dünyasındaki yöneticiler metafor anlamda Yahudilerin Garkad ağacıdırlar. Yahudilere gereken cezayı ancak İslam Devleti Hilafet verebilir. Hadiste de geçtiği gibi Yahudilerin yok edilmesi savaşa bağlıdır. Günümüzün yöneticilerinin dizginleri ve iradeleri başkalarının elinde olduğu için savaş kararı alabilecek konumda değillerdir. İradesini şeri hükümlerden alan Hilafet ancak savaş kararı alabilir. O yüzden Müslümanlar, Mübarek Toprak Filistin’i Yahudilerden arındırmak ve temizlemek istiyorlarsa Hilafeti kurmak için çalışmalı ve ordulardan nusret talep etmelidirler.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş