Haber-Yorum

Kapitalizm ve Küresel Ekonominin Çöküşü!

Haber:

Artan borçlanma maliyetleri ve hükümetlerin pandemi sırasında zor durumda kalan şirketlere trilyonlarca dolar tutarında olduğu tahmin edilen desteği geri çekmesi nedeniyle gelişmiş ekonomilerdeki şirketler arasında iflas durumları artıyor.

ABD mahkemeleri tarafından yayınlanan ve Financial Times Gazetesi tarafından aktarılan verilere göre ABD şirketlerindeki iflaslar, Eylül ayında sona eren 12 aylık dönemde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %30 artış göstermiştir.

Avrupa Birliği düzeyinde ise şirketler arasındaki iflas durumları, 2023’ün ilk 9 ayında yıllık bazda %13 artış göstererek 8 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Zira Fransa, Hollanda ve Japonya’daki iflas durumları, Ekim ayında yıllık %30'dan fazla artış göstermiştir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, İskandinav ülkeleri de dahil olmak üzere bazı ülkelerdeki şirketlerin iflas oranlarının kriz sırasında kaydedilen seviyeleri aştığını belirtmiştir. (CNBC)

Yorum:

Ekonomist Neil Shearing, iflas oranlarındaki artışın nedenleri arasında yüksek faiz oranlarını ve pandemi sırasında sağlanan destekler sayesinde ayakta kalan zombi şirketlerin çöküşünü sayıyor. Moody's kuruluşları, küresel temerrüt oranının, Ekim ayına kadar olan on iki aylık dönemde %4,1 olarak tahmin edilen tarihsel ortalamanın üzerinde %4,5’e ulaştıktan sonra 2024’te de artmaya devam etmesini bekliyor.

Bir bütün olarak kapitalist ülkeler, uzmanlarıyla birlikte mevcut ekonomik çöküşü sınırlandıracak çözümler bulamadılar, aksine durum hala çöküşe doğru ilerliyor ki bu da kapitalist ekonomik sistemin başarısızlığını teyit ediyor; zira kapitalist ekonomik sistem faiz üzerine kurulu finansal bir sistem olup yüksek faiz ödemeleri ekonominin üzerindeki bir yük haline gelmiştir. Faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte işletme kredilerinin de maliyetinin artması nedeniyle sanayi üretimi ortadan kalkıyor, şirketler sıkıntı çekiyor ve işgücü piyasası zayıflıyor.

Kapitalist sistemin son nefesini verdiği ve alternatif olarak gelmekte olan Hilafet Devleti’nin kapitalist ekonominin politikalarının yerine İslam’ın politikalarını uygulayacağı İslami ekonomiyi beklediği gayet açıktır; zira İslam, para olarak altın ve gümüş standardını, gelir, satış ve genel vergilerin olmamasını, faizsiz finansmanı, petrol ve gaz gibi genel mülkiyetler ile devletin öncülüğündeki ağır sanayilerin kamu mülkiyetinden olmasını farz kılmıştır. Dolayısıyla yoksullara önemli bir yardım saplayıp tarımsal ve sanayi üretimini teşvik edip destekleyerek bizleri Dolardan ve sömürgecinin ekonomimiz üzerindeki hegemonyasından kurtaracak olan sadece İslam’dır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nezir İbn Salih – Tunus