Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kötü Tuzak Sahibine Döner!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Kötü Tuzak Sahibine Döner!

Haber:

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, “İsrail’in” Gazze Şeridi’ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana ikinci ziyareti için Pazartesi günü “İsrail’e” ulaştı. Savaşın mevcut aşamasındaki gelişmeleri ve bir sonraki aşamaya geçmek için beklenen adımları görüşmek üzere Tel Aviv’de Savaş Konseyi üyeleriyle bir araya gelecek. (El Cezire Net).

Yorum:

Kafir ülkeler, Aksa Tufanı’ndan sonra tüm tedbirleri aldılar, savaş gemileri, uçakları ve silahlarıyla bu varlığa destek olmak için geldiler,bu varlığa herhangi bir zararın gelmemesi için birbirleriyle dayanışma içinde oldular ve Yahudilere yanlarında olduklarına dair güvence verdiler ve aynı şekilde hain yöneticilere de, tüm koruma şekilleriyle bu varlığı korumak için koşuşturan büyük güçlerle mücadele etme gücüne sahip olmadıklarına dair bir gerekçe sundular.

“Meşru müdafaa ve kendini savunma hakkı” dedikleri şeye itibar edilerek Gazze halkını öldürmesi ve her şeyi yok etmesi için bu varlığa yeşil ışık yakıldı!Varlığın hedefleri Hamas’ı bitirmek, mahkumları kurtarmak ve Gazze halkını yerinden etmekti ancak aradan geçen yaklaşık üç aya rağmen bu varlık, sivillerin yok edilmesi ve öldürülmesi dışında yukarıda belirtilenlerden hiçbirini başaramadı. Dahası özellikle kıllarını dahi kıpırdatmayan ve halkların harekete geçmelerini engelleyen çevre ülkelerin ve diğer Müslüman ülkelerinin başındaki yöneticiler varken bu (kafir) ülkelerin, öldüren, yerle bir eden ve savunmasız insanlara karşı katliamlar işleyen bu varlığı birkaç yıl daha desteklemeye devam etmeleri konusunda herhangi bir engel de yoktur; ancak bugün onlar, bölgedeki durumların patlak vermesi olasılığından dolayı gerçek bir korku yaşıyorlar. Zira onları etkileyen en büyük baskı kendi halklarından geldi ve bunu hiç hesaba katmamışlardı. İşte bu Allah’ın fazlı, sonra da Gazze halkının ve geçmiş dönem boyunca dürüst bir şekilde çalışanların kararlılığı ve bu ülkeye ekmiş oldukları şeyler sayesinde Batı sokağı, savaşın durmasını, bu mücrim varlığa destek verilmemesini ve Filistin halkına yardım edilmesini talep ederek hükümetlerine karşı harekete geçtiler; aslında ilk etapta yöneticilerin lisanı hali şöyle diyordu; “Bırakın onlar istediklerini söylesinler, biz de istediğimizi yaparız.” Ancak bugünkü büyük baskı ve Gazze halkının ve mücahitlerin kararlılığının sonucunda ortaya çıkan şeyler, genel olarak İslam ve mefhumları, özel olarak da Filistin meselesi hakkında Batı’ya aykırı olan bir görüntü verdi ve hükümetlerinin tüm sahtekarlıklarının ve aldatmacalarının yanı sıra bu hükümetlerin Yahudi varlığına verdikleri desteğin yaratacağı sonuçlardan duydukları korkuyu ifşa etti; bunun üzerine bu durumda savaşı durdurmanın, iç çatışmayı güçlendireceğinden ve kendi çocuklarının ve tüm bölgenin gözünde kırılganlığının ortaya çıkacağından dolayı varlık için yıkıcı sonuçlar doğuracak olmasına rağmen herhangi bir şekilde savaşı durdurması için bu varlığa baskı yapmak zorunda kaldılar.    

Onlara diyoruz ki geç kaldınız; zira kendi ellerinizle türettiğiniz bu suçlu varlığın yanında yer almanızın sonuçları, sizin varlıklarınızı yakan bir ateş olacak ve kaybettiğiniz günler asla onarılamayacaktır; zira sokaklarınızın size karşı kaynaması için geri sayım kaçınılmaz olarak yaklaşmaktadır.

Ey dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar: Batı’nın yöneticilerinin kötülükleri sadece bize değil, aksine kendi halklarına da ifşa olmuştur; dolayısıyla bugün onlar, zayıf bir konumda olup birinin onları sarsıp düşürmesine ihtiyaç vardır; o halde çalışanlarla birlikte yürümeye devam edin, harekete geçin, harekete geçirin ve güç ehline hitap edin; zira bugünkü savaş, ölüm kalım ve iman ile küfür arasındaki bir savaştır. O halde bizlere, gözlemci konumda kalmaya devam etmek mi yoksa harekete geçip sömürgecinin vahdetimizin önüne inşa ettiği zincirleri ve engelleri kırmak mı yakışır?! Bu engellerin ilki de, varlığın gerçek koruyucusu olan ve İslam’ın ve Müslümanların izzetinin geri dönmesini engelleyen yöneticilerdir; haydi o zaman Allah ve Rasulü için çağrıda bulunmak, O’nun davetini taşımak, insanlığı kurtarmak ve insanları, insanlara ibadet etmekten insanların Rabbine ibadet etmeye ve kapitalizmin zulmünden İslam’ın adaletine kavuşturmak için meydanlara çıkalım. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناًAllah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nebil Abdulkerim

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER