Haber - Yorum
Zalim ve Hain yöneticilere Karşı En Faziletli Cihadı Yaşama Vaktidir!

Haber:
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 2023 yılını değerlendirmek için günlük basın brifinginde soruları yanıtlarken, Gazze hususunda bölge ülkeler ve Türkiye’nin ABD’nin liderliğini beklediklerini söyledi: “İlk günden bu yana gördüğüm, bölge ülkelerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin de bizimle çalışmak istedikleri ve bu krizde Amerika'nın liderliğini bekliyor […] Biz de bunu sağlamaya çalışıyoruz.” (Ajanslar)

Yorum:
ABD Dışişleri Bakanı’nın bu sözleri bir kez daha Erdoğan’ın ve diğer Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin ihanetlerinin apaçık delilidir. Bu delillerden bir delildir. Daha önce de Suriye ile ilgili, Afganistan, Doğu Türkistan, Keşmir ve diğer İslam beldelerindeki zulümlerin çözümü ile ilgili de kafir sömürgecilerin buna benzer açıklamalarına şahit olduk. Zaten onların bu sözleri olmasa da başımızdaki yöneticilerin yaptıkları veya yapmadıkları da kendi başına ihanetlerinin ispatıdır.

Erdoğan başta olmak üzere tüm İslam beldelerinin başındaki yöneticiler İslam Ümmetinin samimi evlatlarıyla kesinlikle aynı safta yer almıyorlar. Onlar bir tarafta, Ümmet bir tarafta... Onların arzu ve gayretleri bir yönde, Ümmetin arzu ve gayretleri başka bir yönde… Onların hedefleri ile Ümmetin hedefleri kesinlikle örtüşmüyor. Erdoğan da diğer liderler gibi Ümmetin taleplerine cevap vermediği gibi, Gazze hususunda İslam’ın baş düşmanından adım atmasını talep ediyor. Çünkü o da tüm diğer kukla ve hain yöneticiler gibi İslam’ın ve Müslümanların maslahatını değil, sömürgeci kafir devletlerin ve güçlerin maslahatını gözetiyor. Onun ve diğer yöneticilerin nezdinde yegâne hüküm koyucu, bu sömürgecilerdir. Onlar kendilerine lider olarak Peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem’i değil, İslam düşmanlarını seçmişlerdir. Bunun için İslami hükümleri göz ardı ederek İslam Ümmetinin celladından çözüm ve liderlik istiyorlar. Onların tek bir vazifesi var, o da Osmanlı Hilafetinin torunlarını esaret altında tutmak, hak sözü söyleyen âlimlere ve imamlara karşı terör estirmek, orduları kışla denen hücrelerde tutsak tutmak ve küffarın açık hava hapishanelerine çevirdiği beldelerimize gardiyanlık yapmaktır.

Nitekim Türkiye’de de başka İslam beldelerinde de (örn. Suudi Arabistan) işgalci siyoniste karşı Ümmet ve samimi âlimler ve imamlar, orduların harekete geçmesi için çağrıda bulunurken bu zalimler, onları aciz ve yalnız bırakmaktadırlar. Ümmetin içinden hakkı tavsiyen edenleri, İslam’ın çözümüyle hareket etmeye teşvik eden âlimleri susturmak için her türlü zulmü uygulamaktalar. Onları İslam düşmanlarının linç kampanyalarına maruz bırakarak, görevden tecrit ederek, hatta kimi yerde tutuklattırarak bezdirme, korkutma ve susturma politikaları yürütüyorlar. Müslüman halk “israil” ürünlerini boykot ederken, Erdoğan liderliğindeki AKP yönetimi, işgalci siyonist varlığa (çelikten gıdaya) her gün tonlarca ürün sevk ediyor.

Ancak Gazze’deki Müslümanların işgal ve katliam altındaki cihadı, gösterdikleri iman, teslimiyet, sabır ve direniş, bu hain ve zalim yöneticilerin oyunlarını akamete uğratmaktadır. Gazze’de Müslümanlar katil düşmana karşı elleriyle mücadele ederken, Türkiye’de ve dünyanın başka yerlerindeki Müslümanlar da bu zulümlere karşı dilleriyle mücadele etmektedirler. Buna da gücü yetmeyenler ise en azından işgalciyle bağlantısı olan her türlü ürünü boykot ederek kalplerindeki buğuzu ortaya koymaktadırlar. Onları bu cihatlarından alıkoyacak da hiçbir güç yoktur. Çünkü onların lideri ne kâfir Amerika’dır ne de onlara uşaklık eden kukla yöneticiler… Onların lideri, Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş, Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın nebisi ve Rasulü Muhammed Mustafa’dır (Sallallahu aleyhi ve Sellem). O da şöyle buyurmuştur:
‏ "‏أفضل الجهاد كلمة عدل عند سلطان جائر‏" “Cihadın en faziletlisi, zâlim sultanın karşısında hakkı ve adaleti söylemektir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Tirmizî, Fiten 13. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 37; İbni Mâce, Fiten 20)
Ebû Abdullah Târık İbni Şihâb el-Becelî el-Ahmesî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ayağını özengiye koymuş vaziyette iken, bir adam:
– Hangi cihat daha faziletlidir, diye sordu? Peygamberimiz:
– كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ ‏"‏ ‏ “Zâlim sultan katında söylenen hak söz” buyurdular. (Nesâî, Bey’at 37)

Öyleyse ey Müslümanlar! Mübarek Belde Filistin’de kardeşleriniz cihat ederlerken, sizler bu en faziletli işten geri mi duracaksınız? Bu zalim, hain, satılmış yöneticilerin size karşı baskıları muhakkak sert olacaktır. Ancak sizler ve bizler bu en faziletli cihadı yerine getirmezsek, Allah (Subhânehû ve Teâlâ) da nusretini göndermeyecektir. Bu nusret, ordular içindeki samimi silah ehlidir. İslam’a ve Ümmetin seçkin evlatlarına karşı birleşmiş kafir güçleri geri püskürtüp cezalandırmak ancak Kur’an ve Sünnet ile yöneten Hilafet devleti ile olur. Bu devlet, tüm Müslüman toprakları ve halkları tekrar tek bir çatı altında birleştirecek, kalpleri imanla dolu mücahitlerden oluşan, eşi benzeri görülmemiş büyüklükte ve güçte bir orduyu kuracaktır. Bu devlet, Nübüvvet Metodu üzere kurulacak olan İkinci Raşidi Hilafet devletidir. Bu büyük zafer uğrunda bu zalim ve hain yöneticileri tarihin karanlık sayfalarına gömüp Allah’ın dinine yardım edecek Nusret ehline seslenmek her bir Müslümanın üzerine farz iken, bu farziyet âlimlerimiz için kat be kat daha büyüktür. Onlar, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan hakkı söylemeye devam edebilsin diye bizler de onları zalim sultanların karşısında sahipsiz ve yalnız bırakmayacağız. Ta ki Allah’ın hak olan vaadi bize ve tüm insanlığa nasip olana kadar. Bu yüzden şimdi, zalim ve hain yöneticilere karşı en faziletli cihadı yaşama vaktidir!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zehra Malik