- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Gazze’deki Mücahitler Yahudi Varlığına Karşı Kahramanlık Destanları Yazarlarken Müslümanların Başındaki Hain ve Ajan Yöneticiler İse İhanetlerinde ve Kafir Batı’ya Köleliklerinde Israr Ediyorlar!
Haber:
Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile BAE'li mevkidaşı Abdullah bin Zayid Al Nahyan, BAE'nin başkenti Abu Dabi'de bir araya geldi.
Ürdün ile BAE arasında devam eden koordinasyon ve istişare süreci çerçevesinde gerçekleşen görüşmede, her iki bakan da Gazze Şeridi'nde derhal ateşkesin sağlanması ve tüm bölgeye yetecek sürdürülebilir insani yardımların ulaştırılmasının gerekliliğini vurguladı…
Bakanlar, bölgede kapsamlı ve adil barış ile istikrarın sağlanmasının tek yolunun iki devletli çözüm olduğunun altını çizdi. (Sputnik News Türkiye, 24.12.2023)
Yorum:
Öncelikle başta Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Müslümanların başındaki tüm hain ve ajan yöneticiler, bir gün gelip bu ihanetlerinin bu derece ifşa olacağını hiç tahmin etmemişlerdi; وَمَٓا اَصَابَكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ فَبِاِذْنِ اللّٰهِ وَلِيَعْلَمَ الْمُؤْمِنٖينَۙ وَلِيَعْلَمَ الَّذٖينَ نَافَقُواۚ وَقٖيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا قَاتِلُوا فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ اَوِ ادْفَعُواؕ قَالُوا لَوْ نَعْلَمُ قِتَالاً لَاتَّبَعْنَاكُمْؕ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ اَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْاٖيمَانِۚ يَقُولُونَ بِاَفْوَاهِهِمْ مَا لَيْسَ فٖي قُلُوبِهِمْؕ وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَۚ “İki ordunun karşılaştığı günde başınıza gelenler, Allah’ın izniyle oldu ve bu, müminleri belli etmek içindi. Bir de münafıkları ortaya çıkarması için... Onlara, “Gelin, Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa savunmada bulunun” denildi. Onlar, “Savaş olacağını bilsek elbette size katılırız” dediler. O gün onlar imandan çok küfre yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Gizlediklerini Allah onlardan daha iyi bilir.” [Al-i İmran 166-167] Allah Subhanehu’nun ayetinde buyurduğu gibi Gazze’deki mücahitler ile Yahudi varlığı arasındaki savaş bu ajan yöneticilerin münafıklıklarını ifşa etti; tıpkı ayette geçtiği üzere kendilerine gelin Gazze’deki mücahitlere yardım edin denildiğinde onlar, bu çağrıya icabet etmek yerine -Ürdün ile BAE Dışişleri Bakanlarının yaptıkları gibi- kafir Amerika’nın iki devletli çözüm projesini hayata geçirmeyi tercih ettiler; bu da onların imandan çok küfre yakın oldukları anlamına gelmektedir.
Tüm dünya Müslümanları, bir gün gelip Hizb-ut Tahrir’in ısrarla vurgulayıp çağrıda bulunduğu İslam’daki cihat ruhunun bu derece açığa çıkacağını ve İslam ümmetinin Allah yolunda cihat etmek ve şehit olmak için yanıp tutuşacağını beklemiyorlardı; اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تُتْرَكُوا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّٰهُ الَّذٖينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلَا رَسُولِهٖ وَلَا الْمُؤْمِنٖينَ وَلٖيجَةًؕ وَاللّٰهُ خَبٖيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَࣖ “Yoksa Allah sizden cihat edenleri ve Allah’tan, peygamberinden ve müminlerden başkasını sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yapıp ettiklerinizden haberdardır.” [Tevbe 16] İşte Gazze’deki mücahitler, Yahudi varlığına karşı savaşıp direnerek İslam ümmetinin evlatlarının kalbinde cihat ruhunu alevlendirmiştir.
Yine Müslümanların başındaki hain ve ajan yöneticiler, ibret alacakları birçok olayların gerçekleşmesine rağmen hâlâ iktidarlarının baki olacağını sanıyorlar; فَبَدَّلَ الَّذٖينَ ظَلَمُوا قَوْلاً غَيْرَ الَّذٖي قٖيلَ لَهُمْ فَاَنْزَلْنَا عَلَى الَّذٖينَ ظَلَمُوا رِجْزاً مِنَ السَّمَٓاءِ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَࣖ “Fakat zalimler kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.” [Bakara 59] Evet, Müslümanların başındaki hain ve ajan yöneticiler, Rablerinin kendilerine emrettiği hükümleri değiştirip özellikle Gazze olmak üzere Filistin halkına yardım etmek yerine kâfir Batı’nın yanında yer aldılar. Elbette Rabbim, bu yapmakta oldukları kötülükler nedeniyle onlara acı bir azap tattıracak; sonunda pişman olacaklar ama son pişmanlık fayda vermeyecektir.
Yine Müslümanlar, gün gelecek Hizb-ut Tahrir’in kuruluş gayesi olan Hilafet Devleti’nin dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların özlemleri olacağını beklemiyorlardı; تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً عَاضّاً فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ» ثُمَّ سَكَتَ... “Allah’ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı meliklik olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra zorba diktatörlük olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.” Sonra sükût etti…” Ama Yahudi varlığının Gazze ve Filistin halkına yönelik katliamlarını, İslam ülkelerindeki ajan ve hain yöneticilerin bu vahşete karşı vurdumduymazlığını gören dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslüman alimler, imamlar, vaizler, akademisyenler bir an önce Hilafetin kurulmasının zaruretini haykırmaya ve Müslüman halkları buna teşvik etmeye başladılar; hatta Batı ülkelerindeki bazı gayrimüslimler bile İslam Devleti’nin gelmesini beklediklerini ifade ettiler.
Sonuç olarak Gazze’deki mücahitler Yahudi varlığına karşı kahramanlık destanları yazarlarken hain ve ajan yöneticiler de hâlâ sömürgeci kafir Batı’nın projeleri peşinde koşmakta ısrar ediyorlar. وَانْتَظِرُواۚ اِنَّا مُنْتَظِرُونَ“Bekleyin (bakalım)! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!” [Hud 122] وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ “Güzel akıbet muttakilerin olacaktır.” [Kasas 83]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan