- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kongo’da Yeni Sömürgecilik Nedeniyle Gergin Durum!
Haber:
Kongo Seçim Komisyonu 31 Aralık Pazar günü yaptığı açıklamada, Kongo Devlet Başkanı Felix Tshisekedi’nin oyların yüzde 70'inden fazlasını alarak yeniden seçimi kazandığını, muhalefet adayları ve destekçilerinin ise sonuçların geçerliliği konusunda şüphe duyduklarını söyledi ve Başkent Kinşasa’da, muhalefetin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının, oylama sürecinin baltalandığını söyledikleri devasa lojistik sorunlar nedeniyle oylamanın tekrarlanması yönündeki taleplerinin ortasında 20 Aralık seçimlerinin ön sonuçlarını açıkladı.
Yorum:
Kongo’nun şiddet eylemlerine dönüşebilecek tartışmalı seçimlerle dolu bir geçmişi var ve birçok Kongolu arasında ülkenin kurumlarına yönelik güven oldukça azdır. Nitekim sonuçlar açıklanmadan önce aralarında Katumbi’nin de bulunduğu muhalefet adayları, sonuçları reddettiklerini söyleyerek bölge sakinlerini gösteri yapmaya çağırdı.Kongo seçim yasalarına göre, sonuçlara itiraz eden adayların, başvurularını Anayasa Mahkemesine sunmak için iki gün, karara bağlamak için ise yedi gün süreleri bulunuyor.Nihai sonuçların 10 Ocak’ta ortaya çıkması beklenirken cumhurbaşkanının ise aynı ayın sonunda yemin etmesi planlanıyor.
Geniş yüzölçümüne ve zengin kaynaklara sahip olan ancak kronik olarak fakir ve istikrarsız olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 1960 yılında Belçika’dan “bağımsızlığını” kazanmasından bu yana birçok ciddi sorunla karşı karşıya kaldı.Ülke devasa doğal kaynaklar açısından zengin olmakla birlikte yolsuzluğun yaygınlaşması, istikrarsızlık, enflasyon ve yoksulluk, tekrarlanan olgular haline gelmiştir; nitekim Demokratik Kongo Cumhuriyeti,dünyanın en büyük kobalt üreticisi olmakla birlikte elektronik aletlerin ve elektrikli arabaların üretiminde kullanılan bir metal olan bakırın da üçüncü büyük üreticisidir. Aynı zamanda ülke, ekilebilir araziler ve biyolojik çeşitlilik açısından da zengindir; zira Kongo yağmur ormanları, dünyanın ikinci büyük ormanıdır.
Felix Tshisekedi ülkeyi asla açgözlü Batılı ülkelerden kurtaramayacak. Zira onun yönetiminin de, ülkenin servetlerini büyük milyarder kapitalistlere satma konusunda selefi Joseph Kabila’dan pek bir farkı yoktur; bu da birçok Kongolunun aşırı yoksullukla mücadele etmesine neden oluyor. Nitekim onun beş yıllık iktidarı, Kongo halkından her gün zorla alınan küçük rüşvetlerden tutun Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki devlet madencilik şirketlerini bile sarsan zimmete büyük para geçirme skandallarına kadar yüksek düzeydeki yolsuzluklarla gölgelenmiştir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin durumunun yeni-sömürgecilikle büyük ilgisi vardır; çünkü özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa olmak üzere uluslararası oyuncular, esas olarak devasa madenler etrafında dönen ülkelerde çatışmaları körüklemektedirler. Örneğin ABD, Kongo’yu kendi nüfuzu altına almak için muhalif güçlere destek sağlamak amacıyla Uganda, Burundi ve Ruanda gibi ülkeleri kullanıyor. Nitekim seçimlerden bir hafta önce yapılan son toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Tshisekedi ve Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame’ye liderlikleri ve bu çabalara katkılarından dolayı teşekkür etmişti. Ayrıca Avrupa (İngiltere, Belçika ve Fransa) da, Kenya, Zimbabwe, Zambiya ve Güney Afrika gibi ülkeleri Amerika’nın hırslarından bir kısmını gerçekleştirmeye zorluyor.
ABD’nin seçimle ilgili anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesi çağrısı, muhalif siyasi ajanlar aracılığıyla hareket eden Avrupa ülkelerinin desteklediği şiddet korkusu nedeniyle Tshisekedi’yi tercih ettiğini gösteriyor. Kayda değerdir ki Fransa ve İngiltere de, Amerika’nın arzularına karşı bazı isyancıları destekliyorlar.Bu nedenle yabancı güçler arasındaki ekonomik çıkar çatışmaları, Kongo’nun savaşın egemen olduğu bir devlete dönüşmesine yol açtı.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin kalkınması ancak dünyadaki trajedilerin ana nedeni olan Batı sömürgeciliğine alternatif olarak Hilafetin uyguladığı İslam ideolojisini benimsenmesiyle gerçekleşebilir. Zira Nübüvvet Minhacı üzere gelecek olan Hilafet, İslam akidesinin ve hükümlerinin uygulanması sayesinde siyasi, ekonomik ve sosyal refahı garanti altına alacaktır. Ayrıca yoksulluğu hafifletmek için kaynaklarını kapsamlı bir şekilde kullanacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şaban Muallim - Kenya