Cumartesi, 30 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Ey İslam Ümmeti! Yüz Gün Süren Yardımsız Bırakma Yetmez mi?

Ey İslam Ümmeti! Yüz Gün Süren Yardımsız Bırakma Yetmez mi?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Ey İslam Ümmeti! Yüz Gün Süren Yardımsız Bırakma Yetmez mi?

Haber:

“İsrail” kuşatmasının devam etmesi nedeniyle kıtlıkla karşı karşıya kalan kuzey Gazze halkı, buğday yerine hayvan yemi ve tahıl öğütmek ve ağaç yaprakları yemek zorunda kalıyorlar. (Küdüs Haber Ağı)

Yorum:

Allahu Teala şöyle buyurmuştur:وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُSizden din konusunda yardım istediklerinde yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir.” [Enfal 72] Yani onlara gerçek anlamda yardım etmeniz üzerinize vaciptir demektir; şer’an Müslümanlardan talep edilen, boykot ve dua ile yetinmek değildir; zira bu zulmü ortadan kaldırmayacağı gibi mazluma da yardım etmez. Bilakis Müslümanların üzerine düşen, güç sahibi olanlara karşı seslerini yükseltmeleri ve onlardan, Yahudi varlığının saldırganlığını püskürtüp def etmek için mümkün olan tüm maddi araçları kullanmalarını talep etmelidirler. Aklayıcı (temize çıkaran) çalışma işte budur ve imkân dahilinde vacip olan gerçek yardım işte budur;çünkü Allah, mümkün olanın ötesinde bir şey emretmez. Ama birçok Müslümanın dünyaya olan sevgisi, dinleri uğrunda fedakârlık yapmaya ve yardım etme nedenleri ellerinde olduğu halde yardımsız bırakanlara karşı hak sözü söylemeye hazır olmamaları, ümmetin evlatlarından birçoğunun zannettiği gibi yardım etme meselesini imkânsız hale getiriyor; oysa bu mümkündür; çünkü şerî bir tekliftir.

Müslüman kardeşinin üzerinden zulmü kaldırmak ve saldırganı ondan uzaklaştırmak, zulüm ve saldırganlık ortadan kaldırılıncaya kadar Müslüman ülkelerden en yakın olanların üzerine düşen bir vaciptir; şayet bu gerçekleşmez ise, zulmü ortadan kaldırmak için gerçek sebeplere bağlananlar dışında tüm ümmet günahkâr olur.

Bu vahşi saldırgan güç, onu püskürtebilecek bir gücün harekete geçmesi dışında def edilemez; işte bugün bu gücü ordular temsil etmektedir ve bu şerî bir hükümdür; şayet bunun uygulanmasına engel olan mania varsa, bu manianın derhal ortadan kaldırılması gerekir. Bugünkü gerçekliğimize bakan birisi, Gazze ve Filistin’deki mazlum halkımıza gerçek desteği engelleyenlerin ajan yöneticiler olduğunu, dahası onların mücahitlere karşı gizlice komplo kurduklarını ve Yahudi varlığıyla hain anlaşmalar imzalayarak onlara can simidi uzattıklarını, dolayısıyla belanın ve hastalığın başının onlar olduğunu görecektir. Bu nedenle şerî hükmün uygulanmasına engel olan maniaların derhal ortadan kaldırılması gerekmektedir!

Tatarlar Şam’ı işgal edip Mısır’a doğru gitmek istediklerinde Şeyhulislam İbn Teymiyye Rahimehullah’ın yaptığı şey işte buydu; zira Mısır ve Şam’dan sorumlu olması itibariyle Sultanına hitap etmiş ve İbn Kesir’in el-Bidaye ve’n Nihaye kitabında Hicri 700 yılındaki olaylarla ilgili rivayet ettiğine göre yöneticilerine şöyle demiştir: “Eğer Şam’dan ve onu korumaktan yüz çevirdiyseniz, biz de onun için bir Sultan seçerdik, o da bu görevi üstlenir, onu korur ve güven duyduğu bir zamanda onu ele geçirirdi.” Askerler Şam’a gönderilinceye kadar onların yanında kalmamış, sonra onlara şöyle demiştir: “Sizler Şam bölgesinin yöneticileri ve hükümdarları olmasaydınız da, oranın halkı sizden yardım istediğinde onlara yardım etmek sizin üzerinize vacip olurdu. Peki ya sizler oranın yöneticileri ve Sultanları olup onlar da sizin tebaanız ve siz de onlardan sorumlu olduğunuzda nasıl olur acaba?!” Böylece orduları güçlendirdi ve bu yerkürede onlara zaferi garanti etti; bunun üzerine Şam’a doğru yola çıktılar ve askerler Şam’a ulaştıklarında, kendilerinden, ailelerinden ve mallarından ümitlerini kesmelerinin ardından insanları büyük bir sevinç kapladı… Sonra o yıl Fırat’a giren Tatar Kralı’nın, ordusunun zayıflığından ve tedarikinin azlığından dolayı geri döndüğü haberi geldi; böylece nefisler mutlu oldu, insanlar sükunete erdi ve mutlu, güvenli ve sevinçli bir şekilde evlerine döndüler; alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Ömer Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER