Haber-Yorum

Filistin Türkiye’nin “KAAN”larını Beklemiyor Zaten!

Haber:

Türkiye Cumhuriyeti İHA ve SİHA’lardan sonra şimdi bir de “beşinci nesil jet avcı uçağına” sahip… Milli muharip uçak “KAAN” bugün (21 Şubat 2024) ilk uçuşunu başarıyla yaptı. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Mısır diktatörü Sisi’yi ziyaret etti ve döndükten sonra, “Değerli kardeşim Sisi'yi Ankara'ya davet ettim”, dedi.

Yorum:

Dünyanın en güçlü orduları arasında 11. sırada, askeri İHA ve SİHA alanında da dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye, şimdi bir de KAAN isimli beşinci nesil jet avcı uçağı üretti. Üretti de, biz neye seviniyoruz ey Müslümanlar?! Bunları Filistin’i kurtarmak için mi kullanacak sanki?

Neredeyse 5 aydır Gazze'de çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan halk bombardıman altında ölümden kaçacak yer bulamıyor. 5 aydır babalar, “Kime şikâyet edeceğim, Allah’ım?” diyerek acılarını bağırlarına bastırıyor. 75 yıldır Filistin işgal altında soykırıma uğruyor. 100 yıldır İslam dünyası sömürgeci küffara peşkeş çekiliyor. Fakat işlenen soykırıma karşı hiçbir şey yapmayan, açlık ve susuzluktan ölen Gazzeli çocuklara 1 bardak su götüremeyen bu KAAN’ların, SİHAların ve İHAların sahibi Erdoğan çıkmış, “Biz Filistin’i terk etmeyeceğiz” demiş. Hatta Türkiye, 2022’de Ukrayna’ya 3 adet Bayraktar TB2 SİHA'yı hiçbir ücret talep etmeden hibe etti de Gazze’ye tek bir şişe su, bir dilim ekmek sokamadı. Ne zaman Filistin’in yanında oldu ki? Ne zaman gerçekten mazlum Müslümanların yanında oldu ki? Bir zamanlar Rabia işaretiyle meydanlarda Müslümanları toplayıp Mısır’ın teröristi Sisi’ye “katil diktatör” diyerek hamaset dolu konuşmalarında Müslümanların oylarını alan aynı Erdoğan, şimdi aynı terörist Sisi’ye “değerli kardeşim” diye hitap ediyor. Fakat iş Filistin’e gelince, hazır “kardeş gibi” yakınlaştığı “israilin köpeği” Sisi’ye Refah kapısını açtıramıyor. Şimdi mübarek Ramazan ayı yaklaştı. Her yıl olduğu gibi siyonist katil, bu mübarek ayda da Müslümanları katliam, açlık ve susuzlukla ezmeye devam edecek. Buna ilaveten Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girişini de kısıtladı.

Nereye baksak zillet, nereye baksak aşağılanma ve çaresizlik…

Demek ki Filistin’i, Mescid-i Aksa’yı ve tüm Müslümanları kurtarmak için en son teknolojiye sahip olmak yetmiyormuş. En son teknolojiyi hakkıyla kullanabilecek fikrî liderlik gerekiyormuş. Sömürgeci Batı’nın, çıkarlarını ve varlığını muhafaza etmek üzere bölüp parçalayıp 57 küsür laik demokratik ulus devletin başına getirdiği kuklaların elinde en güçlü silahlar, en gelişmiş nesil savaş teknolojileri olsa ne fayda? Bu kuklalar asla efendilerine karşı tek bir söz söylemez. Onlara karşı gelip de Ümmetin ve İslam’ın imdadına koşmaz! Onlar efendilerine itaat ile zillette kademe atlamayı, midelerini ateşle doldurmayı kazanç ve zafer olarak görüyorlar. Hutbelerde ve hamaset dolu yardım programlarında tek bir söz ile bu hain ve zalim kuklaları uyarmayan fakat sürekli olarak arızayı Ümmette gören saray âlimi hocalar ve kanaat önderleri de zillet ehlindendir. Hatta onlar bu zillet tablosunun ressamlarıdır! Onlar da aynı bu hain yöneticiler gibi işlenen katliam ve zulümlere suç ortağıdır.

Sahip olduğumuz gücü Ümmetin hayrına kullanabilmek, Ümmeti kurtarmak için kullanabilmek için öncelikli olarak bu sahtekâr, gel git akıllı, hain yöneticilerden kurtulduktan sonra mümkün olacaktır. Zaten İslam; ümmetinin silahları güçlü veya sayısı çok olduğu için değil, fikri güçlü olduğu için en kısa sürede Medine’den dünyanın dört bir yanına açılabilmişti. Öyleyse “Allah bizimledir” diyen Filistin halkının yanında hakkıyla yer alabilmek ve Allah’ın vaadine kavuşmak için, Nübüvvet Metodu üzere yeniden Raşidi Hilafet çatısı altında birleşmek için çalışın ki izzet basamakları oradadır! Zaten “Allah bizimledir!” diyen Filistin halkı da Türkiye’nin ne KAAN’larını ne de ozanlarını beklemiyor…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zehra Malik