- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Başka Seçimler ve Başka Bir Terör Saldırısı!
Haber:
Cuma akşamı Moskova’da bir terör saldırısı meydana geldi. 22 Mart'ta RIA Novosti şunları bildirdi: “Cuma günü, Moskova'nın kuzeybatısındaki Crocus City konser salonunda bir terör saldırısı meydana geldi ve ilk bilgilere göre, kamuflaj kıyafetleri giyen en az üç kişi ateş açtı, ardından patlamaların meydana geldi, bu da yangının binanın üst katlarını neredeyse tamamen yok etmesine, kırk kişinin ölümüne ve yüzden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu.”
Yorum:
Rusya’da siyasi ve ekonomik açıdan zor zamanlar geldiğinde, ülkede terör saldırılarının meydana gelmesi bir gelenek haline gelmiştir. Örneğin Putin, 1999 yılında Rusya’nın Buynaksk, Moskova ve Volgodonsk şehirlerinde bir dizi patlamanın meydana geldiğindeki terör saldırıları dalgasının ardından iktidara gelmişti. Nitekim o dönemde birçok uzman ve gazeteci, resmi soruşturmanın sonuçları hakkında ihtilafa düşmüş ve bombalamaların Putin’i iktidara getirmek için FSB tarafından düzenlendiği yönündeki anlatıyı desteklemişlerdir. Bunun gibi birçok örnekler vardır.
Genel bir kural olarak Rus terör saldırılarının birçok bileşenleri vardır. İslami faktör açısından olana gelince; katılımcılar Kafkasya veya Orta Asya vatandaşları olup ya hemen öldürüldüler ya da mümkün olan en kısa sürede tutuklandılar. Ayrıca Crocus Belediye Binası'ndaki terörist saldırı da bir istisna değildi. Zira ertesi gün, saldırıya doğrudan katılan 11 kişi ve 4 kişinin tutuklandığı açıklanmıştır. Saldırının sorumluluğunu, Horasan hücresi yoluyla IŞİD üstlendi.Tutuklananların Tacikler ve Tacikistan vatandaşları oldukları belirtildi.
Bizzat terör saldırısından bahsedecek olursak:
Birincisi: Her bir köşede polis memurlarının olmadığı, polis ve takviye güçlerinin katılımı ve terör saldırısı olasılığı hakkında askeri bir durum ve uyarılar olmadan büyük konserlerin düzenlendiği bir Moskova’yı hayal etmek bile imkansızdır. Hakeza 8 Mart’ta Rusya’daki ABD Büyükelçiliği, ülkedeki Amerikalıları, terör saldırıları tehdidi nedeniyle büyük kalabalıklardan kaçınmaya çağırmıştı.Putin ise 19 Mart’ta FSB Yönetim Kurulu toplantısında şunları söylemişti: “Ayrıca son zamanlarda bazı Batılı resmi kurumların Rusya'da terör saldırısı olasılığına ilişkin yaptığı açık ve provokatif açıklamaları da hatırlatmak isterim.Bütün bunlar açık bir şantaja ve toplumumuzu korkutma ve istikrarsızlaştırma niyetine benziyor.” Buna rağmen suçlular insanlara ateş açıyorlar, binaları ateşe veriyorlar ve yolda hiçbir mukavemetle karşılaşmadan uzaklaşıyorlar.
İkincisi: Moskova’da yaşayan herkes trafik sıkışıklığının ne olduğunu bilir ve Cuma akşamı da trafiğin yoğun olduğu bir saatti; dolayısıyla insanlar banliyöleri terk etme eğiliminde olduğunda,otomatik tüfeklerle ve büyük çaplı yangın başlatma araçlarıyla donanmış olan suçlular, suç mahalline kolayca gelip gidemezler. Yukarıda geçenlerden dolayı ülke yetkililerinin ve özellikle de Federal Güvenlik Servisi’nin bu suça karıştığı sonucuna varabiliriz.
Bu terör saldırısının amacına gelince;saldırının hemen ardından ABD, Ukrayna’nın olaya karışmadığını ve saldırının IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini belirten bir açıklama yaptı. Ayrıca Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson da “Moskova bölgesindeki Crocus Belediye Binası'nda meydana gelen terör saldırısıyla Ukrayna'nın hiçbir ilgisi yoktur. Saldırının tüm sorumluluğu IŞİD'e aittir.” şeklinde bir açıklama yaptı.
Şu anda ABD seçimlerinin arka planında içeride bir güç mücadelesinin yaşandığı ve Amerika'nın Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta kontrolsüz bir değişiklik istemediği açıktır. Bu nedenle ABD, IŞİD’in terör saldırısına karıştığı fikrini tüm dünyaya, özellikle de Rusya’ya empoze etmeye çalışıyor.
Kremlin karşıtı dış güçler, IŞİD’in terör saldırısına karıştığı fikrini destekliyor ve Putin’in zayıf olduğunu,ülkedeki durumu kontrol edemediğini ve özel servislerin önceden uyarıldığını söyledikleri terör saldırısını Moskova'da bile önleyemediğini göstermeye çalışıyorlar.
Buna karşılık Kremlin, terör saldırısından Ukrayna'yı ve Batı yanlısı güçleri sorumlu tuttu.Putin’e göre tutuklanan teröristler, Ukrayna’ya doğru gidiyorlardı; zira Ukrayna tarafının sınırı geçmek için belli bir "pencere" hazırladığı iddia edilmektedir. Federal Güvenlik Servisi (FSB), teröristlerin Rusya ile Ukrayna arasındaki sınırı geçmeyi planladıklarını ve “Ukrayna tarafında uygun iletişimlerin bulunduğunu” söyledi.
Kremlin’in kontrolündeki Ukrayna’daki savaş, özel askeri operasyon olarak adlandırılıyor. Ancak 22 Mart sabahı, terör saldırısından hemen önce Putin'in basın sözcüsü,Argumenty i Fakty dergisine verdiği röportajda kendisi için şunu söylemesine izin verdi: “Biz savaş halindeyiz. Evet, özel askeri güç olarak operasyon başladı ama orada bu grup oluştuğunda, yani Ukrayna’nın yanı sıra tüm Batı da bu işe karışınca bizim için gerçek bir savaş haline geldi, ben buna inanıyorum.” Dolayısıyla bu, Kremlin’in barış görüşmelerine gitmeyeceğini, ancak başladığı işi bitirmeyi planladığını gösteriyor.
17 Mart’ta seçimler sona erdi ve hiç kimse Putin’in iktidarda kalacağından şüphe duymuyordu. Genellikle olduğu gibi seçimlerin hemen ardından Putin, Rusya halkını daha da büyük bir hamasetle yok etmeye başlamıştır.
Şu anda Ukrayna’daki savaşın süresi ve bu savaş uğrunda ölme noktasında Rusya’da artan bir memnuniyetsizlik söz konusudur. Bu nedenle yetkililerin yeniden harekete geçip savaşı daha büyük bir gaddarlıkla sürdürmek için ikna edici bir nedene ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bu terörist saldırı, bizzat Kremlin’in, hoşnutsuz bir halkı Ukrayna’daki savaşa gitmeye ikna etmesi için ihtiyaç duyduğu bir şeydi. Bu nedenle Kremlin yetkililerinin Ukrayna’nın saldırıda parmağı olduğu konusunda ısrar ettiğini işitiyoruz.
Gerçek olan bir şey var ki o da kafirlerin, gaye vasıtayı meşru kılar kaidesini kullanmalarıdır! Kâfirler hedeflerine ulaşmak için insanlarını feda ederler. İnsanların istek ve sorunlarına önem verip ilgilenmezler. İktidara, servete ve başarıya ulaşmak için tebaalarını bombalamaya ve öldürmeye de hazırdırlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin