Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Uluslararası Hukuk Filistin’i Özgürleştirmeyecek ve Halkını Korumayacaktır, Aksine Yahudileri Güçlendirecektir Filistin’i Özgürleştirecek, Halkına Yardım Edecek ve Onları Koruyacak Olan Sadece Orduların Harekete Geçmesidir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Uluslararası Hukuk Filistin’i Özgürleştirmeyecek ve Halkını Korumayacaktır, Aksine Yahudileri Güçlendirecektir

Filistin’i Özgürleştirecek, Halkına Yardım Edecek ve Onları Koruyacak Olan Sadece Orduların Harekete Geçmesidir

Haber:

Masrawy web sitesi 16/05/2024 Perşembe günü, Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin, Gazze’de on binlercesi öldürülen veya yetim kalan Filistinli çocukların haklarının, uluslararası hukukun ilgili mekanizmaları aracılığıyla adalet tecelli edene kadar insanlığın vicdanına çekilmiş bir kılıç olarak kalmaya devam edeceği şeklindeki sözünü aktardı. Es-Sisi şöyle ekledi: “Güvenlik ve askeri çözümlerin, çıkarları güvence altına alabileceğini veya güvenliği sağlayabileceğini düşünen bir kişi vehim içindedir.” Ve şöyle devam etti: “Tırmandırma siyasetinin, bir fayda sağlayacağını veya kazançlar gerçekleştireceğini düşünen bir kişi de yanılgı içindedir.” Bu, Perşembe günü Manama’nın ev sahipliği yaptığı Arap Zirvesi’ndeki konuşmasında geldi.

Yorum:

Batı, uluslararası hukuku veya diplomatik siyasi çözümleri gözetmiyor; aksine uzlaşmayı sağlamak ve ulusal güvenliğini tehdit eden şeyleri ortadan kaldırmak için derhal harekete geçiyor. Yahudi varlığı ise Batı’nın bir parçasıdır, dahası Batı’nın ülkemizdeki ileri üssü ve kâfir Batı’nın İslam ümmetinin kalbine sapladığı bir hançerdir. İşte Yahudiler, tüm Batı’nın arkalarında durduğunu ve çirkin eylemlerini her türlü destekle desteklediğini bildikleri için bu kadar kibirli davranıp ümmete karşı suç işliyorlar. Bu suçların en önemlisi, ülkemizi yöneten, gerçekte Yahudi varlığını koruyan ve kollayan, halkların hareketine karşı onun güvenliğini garanti altına alan, Müslüman orduların Yahudi varlığına zarar vermesini engelleyen, aksine onları Yahudilerin güvenliği için bir garantör haline getiren bu rejimlerdir. Mısır rejimi de dahil tüm rejimlerin gerçekliği işte budur.

İşte bu nedenle Mısır rejiminin başından, söz konusu Yahudiler olduğunda, uluslararası hukukun adaletinden ve güvenlik ve askeri çözümlerin, çıkarları güvence altına alabileceğini veya güvenliği sağlayabileceğini düşünen bir kişinin vehim içinde olduğundan bahsettiğini işitiyoruz. Bu arada Mısır halkının sahip olmadığı güvenlik ve askeri çözümlere sahip olan bizzat kendisidir! Ayrıca Mısır halkına gaddarca davranan, gençliğinin baharında olan binlerce genci öldüren bizzat o olduğu gibi amaç Amerika’nın nüfuzunu genişletmek olduğu halde Türkiye’nin müdahalesine karşı çıkma bahanesiyle ordusunu 1000 kilometre uzaktaki Libya’nın Sirte kentine müdahale etmek için hazırlayan da bizzat odur. Dolayısıyla Mısır rejimi sadece Amerika'nın kendisi için belirlediği, kendi çıkarlarını güvence altına aldığı ve projelerini hayata geçirmenin ve arzuladığı kazanımlara ulaşmanın bir yolu olan çerçevenin sınırları dahilinde hareket ediyor.

Mısır rejimi, sorunun iki devletli çözüm temelinde çözülmesi çağrısında bulunuyor; bu çözüm ise Amerika’nın, Filistin davasını sona erdirmek için önerdiği ve özellikle mübarek toprakların halkını yardımsız bırakan ve Gazze halkını kuşatma altına olarak suçlarında Yahudilere ortak olan Kenane ordusu olmak üzere, şu anda Yahudilerin mübarek topraklardaki halkımıza karşı işlediği suçları karşısında seyirci kalıp izleyen ümmetin ordularını garanti altına aldıktan sonra, kendisini Filistin halkının direnişinden koruyacak gaspçı varlık için yeni bir güvenlik olacak laik ve askerden arındırılmış bir Filistin devletinin varlığını gerektiren bir vizyondur. Bu yüzden Yahudilere ümmete ait olan bir hakkı veren ve ümmetin topraklarını özgürleştirmesini ve şehitlerinin intikamını almasını engelleyen uluslararası hukuka başvurmak yerine, mübarek Filistin halkına yardım etmek ve onların tüm ülkelerini kurtarmak için derhal harekete geçmesi gereken ordudur.

Defalarca söyledik ve söylemeye devam ediyoruz ki Filistin topraklarının vakıası, Arabıyla, Acemiyle ve hatta İslam’a yeni girmiş olanlarıyla Filistin’inin tüm ümmete ait olan Haraci bir arazi olduğudur. Bu yüzden onu kurtarma vacibi, başta (bir adımlık yol mesafesi) sözüyle kardeşlerinin güvenliğini korumaya hazırdır diye başını sallayan Kenane ordusu olmak üzere ümmetin ordularından çember ülkelerin ordularına düşen en büyük görev olan bu görevi ihmal etmelerinden dolayı onu kurtarma görevi istisnasız tüm ümmetin üzerine düşmektedir! Sanki kendisiyle Gazze halkı arasında bir (yol) yokmuş gibi ve sanki onlar kardeşleri arasında değillermiş gibi!! Belki de onun gerçekte kardeşleri, fiilen korudukları ve güvenliklerini garanti aldıkları Yahudi varlığıdır.

Ey Mısır Kenane’deki askerler: Filistin’i kurtarmak ve halkına yardım etmek, uluslararası hukukun karanlıkları aracılığıyla olmayacak, aksine kendisiyle vasıflandırıldığınız ve ümmet için bir kalkan, onun için bir koruyucu olmanızı ve hem Allah’ın hem de ümmetin düşmanlarıyla savaşmanızı gerektiren hayra sımsıkı sarılmanızla olacaktır; şayet bunu yapmazsanız sizde hiçbir hayır ve iyilik yoktur. Bilakis hayır, bu dine yardım eden, onun mukaddesatlarını koruyan ve ümmetine yardım eden ve onun intikamını alan kimsededir. O halde bu hayra layık olun ve Yahudilerin güvenliğine zarar verecek veya Amerika'nın istekleriyle çelişecek bir karar alamayacak olan bir rejime boyun eğmekten vazgeçin. Haydi öfkeyle Allah için ayağa kalkarak Yahudileri, onların varlıklarını ve onları koruyanları kökünden söküp atın ve Müslüman ülkeleri ve orduları birleştirecek olan İslam Devleti’ni kurun; böylece kâfir Batı için ülkemizde hiçbir sadakat, tabiiyet ve bir taban kalmayacak ve İslam ümmeti, İslam ve onun Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin olduğu devletinin gölgesinde dünyanın efendisi olmaya geri dönecektir. Ey Kenane askerleri, Allah sizleri bu devletin ensarları kılsın ve sizinle birlikte Mısır’ı Hilafetin irtikaz ve başlangıç noktası yapsın. Allahumme Amin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER