- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hilafet Ortadan Kalkınca Ümmetin Başına Ruveybida Yöneticiler Musallat Oldular!!
Haber:
21/05/2024'te Nabd Sudan web sitesinde şu başlıklı haber yer aldı: “Yerinden edilmiş 110 kişi öldü... Kıtlık, Darfur’daki binlerce sakini tehdit ediyor.” Haberde şöyle geçti: Güney Darfur eyaletindeki “Kalma” Kampı’ndan bir yetkili Salı günü yaptığı açıklamada, yaklaşık yerinden edilmiş 110 kişinin açlık ve hayat kurtaran ilaç eksikliği nedeniyle öldüğünü duyurdu.Tamamen milislerin kontrolünde olan Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala kentinde bulunan “Kalma” Kampı’nda yaşayanlar aylardır uluslararası kuruluşların yaptığı yardımların durdurulması nedeniyle gıda ve hayat kurtaran ilaç sıkıntısından şikayet ediyorlar.
Darfur bölgesinin geniş bölgelerinde ciddi gıda kıtlığı yaşanıyor ve bu da binlerce sakini tehdit eden kıtlık belirtilerinin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Yorum:
Sömürgeci kafir Hilafeti yıktığından bu yana her geçen gün hayatın tüm sistemlerinde ve her alanlarında ciddi bir gerileme yaşıyoruz. Zira insanların rahatını sağlayacak, işlerini gözetecek ve sürüsünün (tebaasının) durumu hakkında güvence verinceye kadar gözünü dahi kırpmayacak çobanı (Halifeyi) kaybettik. Bunun da öncesinde insanların işlerini yönetme, sorunlarına çözüm bulma ve devletin gücü yettiği sürece onların her türlü ihtiyaçlarını karşılaması konusunda Müslümanların Halifelerinin takip ettiği yaklaşımını kaybettik. Nitekim yüzyıllardır tüm dünyanın ilgi odağı olan Hilafet Nizamının gölgesinde Müslümanlar ve İslam Devleti’nin tebaasından olan zimmet ehli müreffeh bir hayat yaşıyorlardı. Ama bu devleti kaybettikten ve insanlar, yoksulları daha da yoksullaştıran kapitalist bir sistem tarafından yönetilmeye başladıktan sonra, zenginler bile fakirleşti, devasa sermaye sahiplerine kaos ve kargaşa egemen oldu ve yoksulluk durumu ise durumun efendisi haline geldi. Bu istatistikler bize çok da uzak değildir; zira Sudan gibi dünyanın ekmek ambarı olan bir ülkede insanlar açlıktan ölüyorlar!!
Yöneticiler, insanları besleme-barındırma işini, bu ülke halkının iyiliğini istemeyen şüpheli örgütlere bırakmaktan hiç utanmıyorlar! Sanki bu insanlar, devletin otoritesi altında değillermiş gibi! Oysa 110 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce kişinin bekleyip durduğu gıda başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz kaldıklarında bu insanları doyurmak devletin görevlerinden biridir; zira onlar geçimlerini sağlayacakları şeyleri kaybettiler ve terk derdi tebaanın parasını toplayıp onu haksız bir şekilde yemek olan devletin gözetiminin kaybolmasından dolayı ölüm bu insanları biçmeye başladı. İnsana zerre kadar değer vermeyen ve onun gözetmekle ilgilenmeyen kapitalist sistem işte budur; böylece tüm dünyayı perişan etmiştir.
Bugün ümmetin, insanları ıslah edecek ve onların işlerinin gözetecek bir yönetim sistemine şiddetle ihtiyacı vardır; zira insanları yöneten tüm ilkeler başarısız oldu ve yeryüzü zulüm ve baskıyla doldu. Dolayısıyla bu insanlığı ıslah edecek ve onu kapitalizmin vahşi bataklığından çekip çıkaracak İslam Nizamından başka hiçbir sistem yoktur; zira İslam Nizamı, içinde insanların işlerini Allahu Teala’nın istediği şekilde gözetecek ve bu gözetim konusunda ihmalkarlık göstermeyecek Halife’nin olduğu Rabbani bir nizamdır. Çünkü Allah Halife’ye tebaası hakkında soracaktır.
Ata İbn Ebu Rebah şöyle dedi: Ömer İbn Abdülaziz’in karısı Fatıma bana şunu rivayet etti: Ömer’in yanına girdim ve o elini yanağına dayamış namaz kıldığı yerde oturuyor ve gözyaşları sakalından aşağıya akıyordu. Bunun üzerine dedim ki:Ey Müminlerin Emiri, nedir bu halin? O da şöyle dedi: Ey Fâtıma! Bu ümmetin en ağır yükünü omuzlarımda taşıyorum. Ümmet içindeki açlar, fakirler, hasta olup da ilâç bulamayanlar, sırtına giyecek elbisesi olmayan muhtaçlar, boynu bükük yetimler, yalnızlığa terkedilmiş dul kadınlar, hakkını arayamayan mazlumlar, küfür ve gurbet diyarlarındaki Müslüman esirler, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmaya takati olmayan muhtaç yaşlılar, aile efradı kalabalık olan fakir aile reisleri... yakın ve uzak diyarlardaki böyle mümin kardeşlerimi düşündükçe yükümün altında ezilip duruyorum. Yarın hesap gününde Rabbim bunlar için beni sorguya çekerse, Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunlar için bana itap ve serzenişte bulunursa, ben nasıl cevap vereceğim diye korktum; bu yüzden kendime acıdım ve ağladım.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhâlik Abdûn Ali - Sudan