- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Demokrasi İstikrarlı Bir Yönetim Sağlamaz!
Haber:
Pakistan federal hükümeti 15 Temmuz’da, Pakistan Adalet Hareketi’ni (Pakistan Tahrik-i İnsaf) yasaklamaya ve onun kurucusu İmran Han, eski Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi ve eski Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Kasım Suri hakkında 6. madde uyarınca vatana ihanet davası açmaya karar verdiğini duyurdu. Enformasyon Bakanı, şayet ülkenin ileri bir yönde hareket etmesi gerekiyorsa, bunun Pakistan Adalet Hareketi ile olamayacağını söyledi.
Yorum:
Pakistan’da 8 Şubat 2024 tarihinde yapılan genel seçimlerden sonra, en azından federal başkent ve eyaletlerde hükümetlerin kurulmasının ardından ülkenin siyasi olarak istikrara kavuşacağı öngörülüyordu. Ancak o zamandan bu yana ülke, siyasi partiler arasında siyasi bir mücadelenin içine daldı. Her ne kadar demokrasi yanlıları bu krizi ifade özgürlüğünü yansıttığı için demokrasinin güzelliği olarak tanımlasa da gerçekte bu, şu anda Pakistan ve ABD'de gördüğümüz gibi istikrarsızlık üretiyor.
Demokraside, muhalefet partilerinin iktidar partisini muhasebe etmesi gerekir ki böylece yöneticiler kontrol altına alınabilsin. Bazıları, parlamentodaki muhalefet partilerinin karşıt argümanları nedeniyle politikaların daha parlak hale geldiğini iddia ediyor. Buna rağmen her muhalefet partisi daha iyi bir yönetimin sağlanması için iktidar partisini muhasebe etmiyor. Aksine muhalefet, iktidardaki rolünü elde edebilmek için iktidar partisini baltalamaktan sorumlu tutuluyor. İktidar partisi ise muhalefeti, sistem içerisinde gerçek bir taraf olarak kabul etmiyor. Zira muhalefetin ayakta kalması, iktidar partisinin tekrar iktidara gelmesinin önünde ciddi bir engel olacaktır.
Pakistan’a gelince; İmran Han’ın partisi olan Pakistan Adalet Hareketi (PTI), mevcut Ulusal Meclis’teki en büyük partidir. Dolayısıyla parti, sömürgeci ekonomik politikaları nedeniyle iktidar partisinin büyük ölçüde sevilmediğini düşünüyor. Bu nedenle Pakistan Adalet Hareketi, iktidar partisi olan Navaz Şerif liderliğindeki Pakistan Müslüman Birliği’ni baltalamak için çok çalışıyor. Bu yüzden o, rejimin her türlü uzlaşma talebini reddediyor. Buna mukabil Nevaz kanadı- Pakistan Müslüman Birliği, iktidardaki devamlılığının sağlamak için Pakistan Adalet Hareketi Partisi’ni yasaklamak istiyor.
Bu siyasi kriz yeni değildir; zira partilerin rollerinin tersi olduğunda aynı şey olmuştu. Çünkü Pakistan Adalet Hareketi hükümeti de, Ağustos 2018’den Nisan 2022’ye kadar muhalefet partilerine, özellikle de Nevaz kanadı- Pakistan Müslüman Birliği’ne karşı aynı şeyi yapmıştı; zira Pakistan Adalet Hareketi, Nevaz kanadı- Pakistan Müslüman Birliği’ne ve diğer muhalefet partilerinin liderlerine karşı davalar açmış, onları tutuklatmış ve en az 2028 yılına kadar iktidarda kalmayı planlamıştı. Nitekim Pakistan Adalet Hareketi hükümeti, sömürge aracı olan Uluslararası Para Fonu’nun yıkıcı ekonomik programını uygulaması nedeniyle büyük ölçüde sevilmiyordu.
Demokrasi şampiyonu Amerika ise siyasi bir krize bulaşmıştır. Zira son Amerikan seçimlerinde Başkan Donald Trump yenilgisini reddetmiş ve takipçilerini ABD Kongre Binası olan Capitol Hill’e saldırmaya teşvik etmişti. Yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde mevcut Biden rejimi de, Trump’ı çeşitli davalara bulaştırmak yoluyla başkanlık seçimleri yarışından onu diskalifiye etmek için yoğun çaba sarf ediyor.
Hilafetin olduğu İslami yönetim sistemine gelince; Pakistan’daki siyasi kaosu sona erdirecek ve istikrarlı bir yönetim sağlayacak olan sadece odur. Nitekim bu sistemde insanlar, İslam’ı tatbik etmek için kendilerine bir Halife olsun diye bir kişi seçerler. Ümmet Meclisi temsilcileri, İslam şeriatının hükümlerine göre Halife’yi muhasebe ederler. Halife ise, insanların işlerini İslam’a göre gözetmeye muktedir olduğu sürece iktidarda kalmaya devam eder. Zira Ümmet Meclis tarafından güvensizlik oyu verilmesine ya da Halife’nin görev süresinin sınırlı olmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla sistem, istikrarlı olarak kalmaya devam eder. Nitekim Pakistan’daki Müslümanlar çok fazla siyasi ve ekonomik kaosa tanık olmuştur. Oysa onlar, kendileri ve gelecek nesiller için istikrarlı ve güvenli bir yaşam sürmeyi hak ediyorlar. Dolayısıyla demokratik sistemi kökünden söküp atarak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmadıkça bunun gerçekleşmesi imkansızdır.
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ “İsrail oğullarını nebiler siyase ederlerdi (yönetirlerdi). Bir nebi öldüğünde onu başka bir nebi takip ederdi. Benden sonra nebi yoktur, fakat birçok Halife olacaktır.” Oradakiler dediler ki: Bu halde bize ne yapmamızı emredersiniz? Dedi ki: فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ أَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ “İlk biat edilene vefakâr olun ve onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah onlara da yönettikleri insanlara da haklarını soracaktır.” [Müslim ve Buhari] İmam Nevevi, Müslim’in şerhinde şöyle demiştir: Yani emirlerin ve valilerin tebaasına yaptığı gibi onların işlerini üstlenirler demektir; zira siyaset, bir şeyi ıslah etmek için yapmak demektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şeyh Şahzad - Pakistan