- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
El-Aksa’nın Yakılmasının 55. Yıldönümü!
Haber:
Bugün, işgalcilerin ve yerleşimcilerin İslam’ın kutsallarına karşı 1949’da başlayan ve bugüne kadar devam eden tarihi suçları kapsamında işgal altındaki Kudüs şehrindeki Mescid-i Aksa’nın yakılmasının elli beşinci yıldönümüdür.
Dennis Michael adlı Avustralyalı aşırıcı bir Yahudi,21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi ve caminin doğu kanadını kasten ateşe verdi; bunun üzerine Mescid-i Aksa'nın cepheleri, tavanı, halıları, nadide süslemeleri, Kur'an-ı Kerim ve mobilyaları dahil tüm içeriği tahrip oldu ve bina büyük bir zarar gördü. (Arabi 21, 21/08/2024)
Yorum:
Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana mübarek toprak (Filistin) iki şeyin acısını çekiyor; bir yandan habis sömürgeci İngilizler diğer yandan Yahudiler… Dolayısıyla Filistin meselesi, Yahudi varlığının kurulmasının bir sonucu değil, aksine Osmanlı Hilafetinin işlerinin, buna ehil olmayanlar tarafından yönetilmesiyle başlamıştır; zira Halife İkinci Abdulhamid, Allah Ona rahmet etsin, Yahudilerin Filistin’e girmelerini yasakladı ancak İngilizler burayı sömürgeleştirdiğinde onlara imkan verdiler ve onlar da toprak ve binalar satın almaya başladılar; dolayısıyla Osmanlı Hilafeti yıkılıp mesele İngilizler ve Yahudiler lehine sonuçlandığında, yani 1920'lerin başından bu yana, evet o günden bugüne kadar Filistin topraklarında kan dökülürken medya organları ise katliamları, şehitleri ve yaralıları sayıyorlar! Bundan daha da kötüsü, Filistin İngiliz mandası altına girdi, bu da birçok Filistin kasabasının ve köyünün yerinden edilmesine ve yok olmasına neden oldu; böylece bu durum, 1947 yılında Filistin’in Yahudiler ve Filistinliler arasında bölünmesine karar verilinceye kadar on yıllar boyunca devam etti ve İngilizler de Filistin’in geri kalanını Haşimi vesayetinin altına soktu. 1967 yılında da Filistin'in geri kalanı Yahudilere teslim edildi; nitekim Yahudilerin İslam’ın kutsallarını ele geçirdiği bu savaştan iki yıl sonra Mescid-i Aksa, önce Haşimilerin sonra da Müslümanların başındaki diğer yöneticilerin gözü ve kulağı önünde bir Yahudi tarafından yakıldı ancak onlar kıllarını dahi kıpırdatmadılar!
Bu mübarek topraklarda olup bitenlerden dolayı kalplerimiz yanıp tutuşurken ve içimizi hüzün ve acı sarmışken bu yıldönümünü nasıl yaşayabiliyoruz Allah aşkına?! Abdullah İbn-i Ömer’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i Kâbe’yi tavaf ederken gördüm, şöyle diyordu: مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ مَالِهِ وَدَمِهِ وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلَّا خَيْراً “Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur. Sen ne kadar büyüksün, hürmetin de çok büyüktür. Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin olsun ki, müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden daha büyüktür. Allah onun malını, kanını haram kılmış ve bize mümin hakkında ancak hayır düşünmemizi emretmiştir.”
Allah’ın bütün Müslümanlara haccetmelerini farz kıldığı, Allah, Rasulü ve Müslümanlar nezdindeki konumunu ve Allah’ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Müslüman'ın kanının ondan daha kutsal olduğunu söylediğini bildiğimiz işte bu Kâbe’dir; peki o halde nasıl oluyor da Allah Azze ve Celle’nin, سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Muhammed kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.” [İsra 1] ayetiyle Kâbetu’l Müşerrefe’ye bağladığı bu mübarek topraklarda her gün onlarca ve yüzlerce Müslüman öldürülüyor?
Katar'dan Mısır, Türkiye ve İran’a kadar Müslüman ülkelerin, Filistin’e ve halkına yönelik hain plan ve komploların yuvası haline gelmesi kalpleri yaralıyor.
Bugün el-Aksa’nın yakılmasını mı hatırlayalım yoksa Filistin’in Müslümanların başındaki yöneticiler tarafından ihanete uğrayıp Yahudilere teslim edilmesi üzerinde mi duralım? Bu, Osmanlı Hilafeti’nin yıkılmasından sonra en büyük bir şeydir.
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ehlinin İsra’sı mukaddes beytin başına gelen büyük felaketler hiç kimse için bir sır değildir; zira kırk binden fazla şehit vardır ve kayıp ve engelli olanların sayısını bilmediğimiz gibi mahkumların sayısını da bilmiyoruz... İşte bütün bunlar, iki milyar Müslümanın gözü ve kulağı önünde meydana geliyor! İran ve partisi, İsmail Haniye’nin şehit edilmesinin intikamını almak için Yahudileri tehdit edip korkutuyor ama biz sadece televizyon ekranlarında devasa silahların sergilendiğini görüyoruz! Peki intikam ve misilleme söylemi ne zamana kadar sürecek?!Amerikan yönetiminden emirler gelene kadar mı? Sanki öyle gibi!
Mescid-i Aksa'nın yakılmasının elli beşinci yıldönümü, Yahudilerin istedikleri zaman mescide saldırdıkları, onun Müslüman ordulara haykırdığı ve hiçbir cevabın olmadığı halde kıskançlık duymadığımız bir zamana denk gelmiştir! Zira Filistin’in kadınları, çocukları ve yaşlıları on ayı aşkın süredir İslam ümmetine haykırıyorlar ama hiçbir cevap yok!
وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيّاً وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيراً
“Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” [Nisa 75]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selim – Mübarek Toprak (Filistin)