- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Fırtına Öncesi Kasırgalar!
Haber:
Yahudi varlığının ordusu, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin Lübnan’da binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan iletişim cihazlarının patlamasının ardından hem saldırı hem de savunma düzeyindeki hazırlık durumunu görüşmek üzere Salı günü genelkurmay üyelerinin katılımıyla bir durum değerlendirme oturumu düzenlediğini ve havayolu şirketlerinin Tel Aviv ve Tahran uçuşlarını askıya aldığını açıkladığını söyledi. (El Cezire Net)
Yorum:
Herkesi şaşırtan ve yeni bir yöntemle gerçekleşen olayda, yani Salı günü 9 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3.000 kişinin yaralanmasına yol açan kablosuz çağrı cihazlarının patlamasının ardındanYahudi varlığı ile Hizbullah arasında benzeri görülmemiş bir gerginlik yaşandı. Zira cihazlar beş ay önce Tayvan’dan satın alınmış olup New York Times erken saatlerde patlayıcıların nasıl yerleştirildiğine dair yeni bilgiler ortaya çıkarmıştı. Nitekim küçük patlayıcılar bataryanın yanına gizlenmiş olup iki Hizbullah üyesi tarafından keşfedildikten sonra patlatılmıştır. Ama asıl plan ise kapsamlı bir savaş çıkması halinde patlatılmasıydı.Öte yandan Amerikan CNN kanalı, kaynaklara dayandırdığı haberinde, çağrı cihazlarının patlatılmasının Mossad ve ordunun ortak operasyonu olduğunu, Yahudi varlığının şu ana kadar operasyonun sorumluluğunu resmi olarak üstlenmemiş olmasına rağmen ancak tüm göstergelerin operasyondan onun sorumlu olduğuna işaret ettiğini ekledi.
Yahudi varlığının İran’ın partisine ait iletişim cihazlarına erişimi bize Mossad’ın, özellikle tüm tarafların savaşa ya da en azından İran partisinin, varlığın ön saflarındaki kişilere yaptığı suikastlara cevap vermeye hazırlandığı böyle bir zamanda iletişim casusluğu yaparak elde etmiş olduğu bilgilerin boyutu ve gücü hakkında bilgi veriyor.
Aynı zamanda İran partisinin cihaz ve teçhizatlarında önemli boşlukların olduğunu ve bu tür teçhizatların ya kendi yapımları olması ya da en azından son derece gizli olması gerektiği gibi diğer yandan da bunlar hizmete sokulmadan önce yüksek düzeyde bir incelemeye tabi tutulması gerektiğini göstermektedir.
Böyle bir olay güney Lübnan ve banliyölerindeki çatışmaların tırmanmasını hızlandırabilir ve varlık savaş makinesinin durmasını istemediği için Lübnan’ın tamamını kapsayacak bir savaşa dönüşebilir ve aynı şekilde aralarındaki sınır boyunca Lübnan’ın yaklaşık 11 kilometre derinliğini inebilir; bu da uluslararası güçlerin varlığıyla birlikte 7 Ekim 2023 saldırısında yaşananların tekrarlanmasını neredeyse imkansız hale getirecek ve artık ne ordularına ne de hükümetlerine güvenmeyen Yahudileri rahatlatacak yeterli mesafede olacak uluslararası güçleri devreye sokmak içindir. Zira onların hükümetleri ve arkasındaki Amerika’nın temsil ettiği uluslararası güçler, Yahudilerin nefislerini rahatlatacak şeyleri güvence altına almaya çalışıyorlar ve bu da bu gerekli alanı boşaltmak ya da yok etmek için askeri güç kullanılmasını gerektiriyor.
Hedef bizi zayıflatmak, bölmek ve topraklarımıza tek tek ele geçirmektir; şayet Müslüman ordular bu varlığa doğru harekete geçmiş olsalardı, Müslüman halklar onları yalnız bırakmayacak, dahası Allah Subhanehu ve Teala’dan sonra onların en büyük yardımcıları olacaktı. Bu orduların harekete geçmesini engelleyen şey, dinlerini satan ve her şeye ihanet eden bu hain yöneticilerdir. Bu yüzden Müslüman halklar için bu hain yöneticileri kökünden söküp atmalarından ve onları koltuklarından indirmelerinden başka bir çare yoktur; şayet insanlar otoritenin ve karar sahiplerinin kendileri olduğunu, bu orduların kendilerinden bir parça ve kendileri için var olduğunu ve onların harekete geçmelerinin önündeki engelin bu yöneticiler olduğunu bir anlamış olsalar bu kolay bir şekilde yapılabilir.
Allah nurunu mutlaka tamamlayacak ama biz bunun neresindeyiz? Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti en kısa sürede kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla birlikte çalışmak her bir Müslüman için vaciptir. Zira bizim izzetimiz ve kurtuluşumuz budur. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Allah'ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” [Tevbe 32]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nebil Abdulkerim