- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Irak'taki Örgütler, Küçük Yaştaki Kızların Evlilikleri Konusunda Hâlâ Endişe Ediyor!
Haber:
Irak parlamentosu Pazar günü, insan hakları örgütlerinin kız çocuklarının küçük yaşta evliliklerinin önünü açacağı endişesiyle Kişisel Statü Yasası’nda yapılacak bir değişiklik de dahil olmak üzere tartışmalı kanunlarda yapılması önerilen değişiklikleri ele alacak.
Kişisel Statü Yasası’nda yapılan değişiklik, Iraklılara evlilik sözleşmesi yaparken aile ilişkilerini Şii, Sünni ya da 1959’dan beri yürürlükte olan Kişisel Statü Yasası'nın öngördüğü şekilde düzenlemeyi seçme hakkı tanımaktadır ki bu bazılarına göre “ilericilik” olarak değerlendirilmektedir. (El Cezire Net, 1/12/2024)
Yorum:
Birleşmiş Milletler, 24 Eylül 2024 tarihinden itibaren internet sitesinde “Kişisel Statü Yasası'nda önerilen değişiklikler Irak'taki kadın ve çocukların temel haklarını baltalamakla tehdit ediyor” başlığı altında bir haber yayınlamış ve haberde uzmanların, 1959 tarihli ve 188 sayılı Kişisel Statü Yasası’nda yapılması önerilen ve kabul edilmesi halinde Irak’ın kadın ve çocuklara eşit muamele sağlama taahhüdünü baltalayabilecek değişikliklere ilişkin derin endişelerini dile getirmiştir.Bu değişikliklerin “başta evlilik, boşanma ve çocuk velayeti olmak üzere kadınları ve çocukları olumsuz etkileyecek bir dizi kilit alanda ciddi bir gerilemeyi temsil edeceğini” ve “Iraklı kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet şekillerinin yayılmasını daha da kötüleştireceğini” vurgulamışlardır.
Bu örgüt ve kadınları ve çocukları savunduğunu iddia eden diğer örgütler, şu ya da bu grubu savunuyormuş gibi görünmek için aldatıcı ve saptırıcı eylemlerine devam ederken, aslında kendilerini ortaya çıkaran ülkelerin ifsat ettiklerini düzeltmek için onların yaptıklarını örtbas etmek amacıyla gözlere kum serpmektedirler;zamanın çürüttüğü bir şeyi attâr nasıl düzeltebilir ki?! Peki bu örgütler, kendilerini ortaya çıkaran kapitalist sistemin ve ona dayanan ülkelerin ifsat ettiklerini düzeltebilirler mi?
ABD ve İngiltere, kitle imha silahlarına sahip olduğu bahanesiyle 20 Mart 2003 ile 18 Aralık 2011 tarihlerinde Irak'ı işgal etmişti; bu da yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne ve yaralanmasına ve milyonlarca kişinin de yerinden edilmesine yol açmıştı. Bu savaşın sonucunda Irak’taki kadınlar, (ebeveyn ve çocukların kaybından, cinayetlerden, ihlaller ve tecavüzlerden) dolayı büyük korkunçluklar ve acılar yaşamışlardır;peki o dönemde Irak’taki kadınlar acı çekerlerken bu örgütler neredeydi Allah aşkına?!
Irak ve diğer Müslüman ülkelerin halklarına uyguladıkları sistemlerinin altında kadınlar ve kız çocukları cinsel saldırı ve şiddete maruz kaldıklarında bu örgütler neredeydiler?Nitekim Irak Sağlık Bakanlığı 2024 yılının ilk altı ayında ülkede 300'den fazla cinsel saldırı ve kadına yönelik şiddet vakasının kaydedildiğini açıklamıştır.Bu hangi rejim altında gerçekleşti Allah aşkına?İslam’ı kadınları ezen ve onları baskı altında tutan bir din olarak göstermek için İslam'ın hükümlerini her zaman baltalamaya çalışan laik bir rejimin gölgesinde gerçekleşmedi mi?!
Bu örgütler Müslüman kadınların Rablerinin hükümlerine olan güvenlerini sarsmak için çalışmakta, erken yaşta evliliğe karşı mücadele etmekte, bunu çocukluğa bir saldırı olarak görmekte, aynı zamanda kız çocuklarını fuhuş yapmaya teşvik etmekte ve bunu da kişisel bir özgürlük olarak ifade etmektedir!Bu bir çifte standart olup böylece İslam’a ve halkına karşı savaşmakta ve liberal Batı medeniyetine yardım etmektedir.
Maskesinin düşmesine rağmen bu örgütler, hala gece gündüz hiç bıkıp usanmadan Batı medeniyetinin kavramlarını pekiştirmek için çalışmaktadır. Bu yüzden mübarek davetin taşıyıcıları olarak bizler, Allah bu dini yeniden üstün kılıncaya ve İslam'ın kadınlara, çocuklara ve tüm insanlara karşı adil olan hükümleri egemen oluncaya kadar hiç bıkıp usanmadan gece gündüz çalışmalıyız. Zira bunlar, hikmet sahibi ve her şeyi bilenin katından olan hükümlerdir. Ayrıca bizim üzerimize düşen, İslami hatayı yeniden başlatmak ve onun sancağını yükseklerde dalgalandırmak için çalışmanın şerefine nail olmak için adımlarımızı hızlandırmak ve bunun için yarışmaktır. Allah’ım bizi Kendi yolunda kullan ve başkalarıyla değiştirme.
Bu, kafir Batı ve müttefiklerinin yürütmüş olduğu bir savaştır; zira onlar, kendi medeniyetlerinin zaferi ve güçlenmesi için yarışarak sırasıyla pozisyon almaktadırlar. Onların tek kaygıları İslam'a ve onun ehline karşı savaş açmaktır. Peki siz neredesiniz ey İslam ümmeti? Dininize yardım etmek ve onun kelimesini yüceltmek için siz neredesiniz?
إِلَّا تَنفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.” [Tevbe 39]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zinet es-Sâmit