- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika’da Müslüman Bir Kadının Yeniden Seçilmesi Kutlanması Gereken Bir Şey Değildir!
Haber:
El Cezire, Demokrat Parti’den ilk iki Müslüman kadının ABD Kongresi’ne atandığını ifade etti: ABD Temsilciler Meclisi'ne yeniden seçilen kadınlar, Rashida Tlaib ve İlhan Omar’dır.Kongre'ye seçilen ilk Filistin kökenli kadın olan Tlaib, Dearborn'daki büyük Arap-Amerikan topluluğunun desteğiyle Michigan temsilcisi olarak dördüncü dönem için yeniden seçildi.Eski bir mülteci ve Somali asıllı bir Amerikalı olan Omar, Minnesota’da Minneapolis ve bazı banliyöleri içeren Demokratların güçlü olduğu beşinci bölgeyi temsil ederek üçüncü dönem için koltuğunu yeniden kazandı.ABD’nin, Gazze’ye yönelik savaşında Yahudi varlığına verdiği askeri desteğin önde gelen eleştirmenlerinden biri olan Tlaib, ön seçimlere rakipsiz girdi ve Cumhuriyetçi James Hopper’ı yenerek Dearborn ve Detroit’in güçlü Demokrat bölgesini temsil etmeye hak kazandı.Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Omar, kampanyasında gösterdikleri yoğun çaba için destekçilerine teşekkür ederek şöyle dedi: “Sıkı çalışmamıza değdi. 117716 kapı çaldık. 108.226 arama yaptık.147.323 kısa mesaj gönderdik.Bu, daha iyi bir geleceğin mümkün olduğuna inanan hepimizin zaferidir.Önümüzdeki iki yıl boyunca hepinizi gururlandırmak için sabırsızlanıyorum.”
Yorum:
Dünya çapındaki birçok Müslüman, Müslüman kadınların ABD'de hükümet pozisyonlarına yeniden seçilmesini güçlü bir adım olarak görse de, burada bir büyüklük ya da başarının olmadığının anlaşılması gerekir.
İslam’ın düşman olarak kabul ettiği ve Müslümanların küresel olarak baskı gördüğü bir yerde gayrimüslimlerin çıkarlarına hizmet etmek, gurur duyulacak bir şey değildir.
Doktor olmak ya da hastane yönetim kuruluna seçilmek gibi ideolojik çelişkisi olmayan mesleki başarılar arasında fark var ama Müslümanların siyaseti etkilemesine izin veriyormuş gibi görünen bu siyasi kurumlar, şeref madalyaları gibi tamamen ölü ve alakasız bir hale gelmiştir.Aslında bunlar, kıyamet gününde hesap terazisinde büyük bir ağırlık olacaklardır; tıpkı Allah Subhanehu ve Teala’nın Ali İmran suresinde şöyle buyurduğu gibi: الم * اللهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ * نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَأَنْزَلَ التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ * مِنْ قَبْلُ هُدًى لِلنَّاسِ وَأَنْزَلَ الْفُرْقَانَ إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ اللهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَاللهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ * إِنَّ اللهَ لاَ يَخْفَىَ عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ “Elif. Lâm. Mîm.Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O, Hayy’dır (hayattadır), Kayyum'dur (ezelî ve ebedidir).O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve İncil'i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti. Furkan’ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.Şüphesiz yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz.” [Al-i İmran 1-5]
Bu ayetlerden, Allah Subhanehu ve Teala'nın kabul ettiği tek ilerleme yolunun O'nun sultanına (otoritesine) tam ve eksiksiz olarak boyun eğmek olduğu açıkça anlaşılmaktadır.Ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu ayetle bize çok özel bir metot açıklamıştır ki o da; İslami yönetim sistemi olan Hilafettir.Dolayısıyla bunu yapmak her bir Müslümanın üzerine farzdır; aksi takdirde kıyamet gününde bunu yapmadığı için Allah Subhanehu ve Teala'nın huzuruna günahkâr olarak çıkacaktır.
İslami olmayan bir sistemin altında bir seçim yılına daha girerken, bu durumu normal karşılamamamız ve Allah Subhanehu ve Teala’nın istediği şeyleri yapmak için sorumluluk yükünü üzerimize almamız gerekir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrane Muhammed