- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sömürgecileri Suriye’nin Koruyucuları Olarak Atayan ve Suriye’nin Geleceğini Şekillendirmeleri İçin Onlara Yetki Veren Kim?!
Haber:
3/01/2025 Cuma günü, yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şara, Suriye’nin başkentine gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Almanya Dışişleri Bakanı Annalina Berbock ve Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot ile Şam’daki Halk Sarayı’nda bir araya gelerek iktidarın barışçıl ve kapsayıcı bir şekilde el değiştirmesi gerektiğini vurguladılar. Almanya Dışişleri Bakanı, yeni Suriye yönetiminin liderine Avrupa'nın “yeni İslamcı yapılara” fon sağlamayacağını söylediğini ve devrik Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin düşmesinin ardından “İslamcı bir hükümet” kurulmasına karşı çıktığını belirtti.Tüm toplumların yeniden inşa sürecine dahil edilmesi gerektiği eklemesinde bulunarak Kürtler için güvenilir emniyet garantilerine duyulan ihtiyacı da vurguladı.Yaptırımlarla ilgili konuşmasında, yaptırımların kaldırılmasının siyasi sürecin ilerlemesine bağlı olduğunu söyledi ve şu ana kadar ortaya çıkan işaretlerin karmaşık olduğunu belirtti. Fransa Dışişleri Bakanı yeni Suriye yönetimine ülkenin anayasasının hazırlanması için teknik ve hukuki yardım teklifinde bulunarak Paris’in Esad rejiminin onlarca yıl süren baskısının ardından Suriyelilerin kalkınmasına katıldığını vurguladı.Fransa’nın Suriye’ye kimyasal silahların kaldırılması konusunda uzmanlar gönderilmesi için inisiyatif alacağını söyledi ve Kürtleri silahlarını bırakmaya ve siyasi hayata entegre olmaya çağırdı.Her iki ülkenin “Suriyelilere hizmet etmek ve bölgenin istikrarı için barışçıl ve etkili bir geçişi teşvik etmek” istiyor eklemesinde bulundu. (El Cezire Net)
Yorum:
Tiran Beşar’ın devrilmesinden bu yana, yabancı heyetler yeni yönetimle görüşmek üzere Suriye'ye akın ediyorlar. Görüşmelerin ve açıklamaların ortak paydası, küçük etnik grupların ve kadınların haklarının ve onların yeni yönetime dahil edilmeleri gerektiğinin vurgulanması oldu. Yine Beşar’ın devrilmesinden sonra Suriye'deki hükümet sisteminin İslami değil laik kalması ve anayasasının uluslararası kanun ve düzenlemelere dayanması gerektiğini vurgulayan Alman Dışişleri Bakanı, mali destek sağlamak için bu hususlara uyulması şartını koştu.Yani onlardan her biri bu anayasanın ve bu yasaların yürürlüğe girmesi için hizmetlerini ve tavsiyelerini sunmuştur;peki bu sömürgecilere, Müslümanların işlerine müdahil olma hakkını kim verdi?! Ayrıca onları, Suriye’nin ve halkının geleceğini şekillendirmek üzere Suriye’nin koruyucuları olarak atayanlar kim?!Sonra bu kişiler, zalim Beşar rejiminin müttefikleri ve destekçileri değiller miydi? Ne oldu da hemen kabuk değiştirdiler ve Beşar döneminde başlarına gelen zulüm ve suçlardan dolayı acı çeken Suriye halkı için endişeleniyor gibi görünüyorlar?! Onlara ve onların haklar ve özgürlükler hakkındaki yalan sloganlarına güvenen aklı başında insanlar kaldı mı acaba?
Amerika’nın başını çektiği Batılı ülkeler Suriye’de İslami bir rejimin kurulmasını engellemeye çalıştıkları gibi rejimin Esad ailesi döneminde olduğu gibi laik olarak kalması için çalıştılar; böylece Suriye halkının göstermiş olduğu fedakârlıklar ve bedeller boşa gitti ve bu fedakârlıkların ve devrimin meyvelerini bu sömürgeciler topladılar. Dolayısıyla rejim kökünden değişmeden ve “O Allah İçindir”, “Biz Allah'tan Başkasının Önünde Diz Çökmeyiz” ve “Ebedi Liderimiz Efendimiz Muhammed'dir” diyerek devrimlerine başlayan Suriye halkı İslam'ı tatbik etmeden ve onunla hükmedilmeden bir yüz başka bir yüzle değiştirildi.
Alemlerin Rabbinin bize haber verdiği sabit gerçek, bu insanların mümin hakkında hiçbir ahit ve anlaşma gözetmemeleridir; ellerinden nasıl da Müslümanların kanı damladığını görmeniz için Almanya da dahil olmak üzere onların tarihlerini ve bugünlerini bir araştırın; hatta bunun canlı bir örneği olarak da Gazze'ye yönelik vahşi savaşında Yahudi varlığına verdikleri silah desteğini alabilirsiniz. Dolayısıyla onlar, biz onların dinine tabi olmadıkça asla bizden razı olmayacaklardır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ “Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” [Bakara 120] Bu yüzden onların yoluna tabi olsak ve onları razı etmeye çalışsak bile, bizimle olan çıkarları sona erdiğinde, daha önce Beşar'ı ve diğer ajanlarını bir çekirdek gibi çitleyip attıkları gibi bizi de çitleyip atacaklardır.
Suriye'nin yeni yönetimi bu dersin bilincine varıp Rabbini razı etmeye ve O'nun şeriatını uygulamaya hırs gösterecek mi?!Suriye halkı ve devrimcileri, fedakârlıklarının boşa gittiğini ve Allah'ın indirdiğinden başkasıyla yönetileceklerini kabul ediyorlar mı acaba?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Berâa Munâsıra