Haber-Yorum

BRICS, İslam ve Alternatif Dünya Düzenleri!

Haber:

Endonezya 1 Ocak 2025 itibariyle dokuz BRICS Ortak Ülkesinden biri olmaya hazırlanıyor. Endonezya'nın yanı sıra aynı tarihte Belarus, Bolivya, Kazakistan, Tayland, Küba, Uganda, Malezya ve Özbekistan olmak üzere sekiz ülke daha BRICS Ortak Ülkesi olarak teyit edilmiştir.(CNN Endonezya). Böylece bir tartışma ortaya çıktı; çünkü başta Batılı ülkeler olmak üzere bazı taraflar, Endonezya’nın taraf tutmayan bağlantısızlık ilkesine bağlı olduğunu düşünüyor.

Yorum:

BRICS, Gazze savaşından sonra dünya sahnesine çıktı ve üye devletleri güçlü bir Filistin yanlılığı ve Yahudi karşıtı bir duruş sergiledi.Buna ek olarak geçtiğimiz ekim ayında Kazan’da düzenlenen BRICS zirvesinde Vladimir Putin, daha önce tek hegemon olarak Amerika tarafından yönetilen tek kutuplu dünyanın yerine çok kutuplu bir dünya oluşturmanın zamanının geldiğini belirtmişti.Kremlin ayrıca 2023 yılında, Amerika'nın “artık yeni dünya düzeninin merkezi olamayacağını” vurgulamıştı.

Bu duygu, “Küresel Güney” olarak bilinen güney ülkeleri arasında, “Küresel Kuzey” olarak bilinen ve adaletin uygulanmasında sömürücü, çifte standartlı ve ayrımcı olarak görülen ABD liderliğindeki sisteme yönelik artan hayal kırıklığı ile uyumludur.

Endonezya’nın BRICS grubuna katılımı konusundaki tartışma, çıkarları ve ilkeleri Rusya ve Çin ile çatışan Batılı ülkelerin endişelerinden ayrı tutulamaz.BRICS, şu anda Batı tarafından inşa edilen sistemden memnun olmayan revizyonist bir hareket veya ülkeler grubudur. Özellikle uluslararası finans ekonomisinin yönleri olmak üzere küresel yönetişim üzerindeki Batı hegemonyasını sona erdirmeyi amaçlayan bir “Batı sonrası dünya” vizyonuna sahiptir.Rusya defalarca ABD Dolarının bir işlem aracı olarak terk edilmesi çağrısında bulunarak inisiyatifi ele almaya çalıştı.Ayrıca BRICS, Uluslararası Banka ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yanı sıra gelişmekte olan ülkeler için alternatif bir finansman olarak Yeni Kalkınma Bankası’nı kurmuştur.

BRICS ve diğer alternatif blokların ABD ve G7 ülkelerinin hegemonyasını zayıflatacak bir çerçeve sunmasıyla birlikte günümüz küresel düzeninin güçlü bir meşruiyet kriziyle karşı karşıya kalması kaçınılmazdır.Özellikle BRICS grubu, kağıt üzerinde BRICS ülkeleri dünya nüfusunun %45'ini temsil ederken, G7 ülkeleri (Amerika, Almanya, Kanada, Fransa, İngiltere, İtalya ve Japonya) sadece %10’unu temsil etmektedir.BRICS ülkeleri küresel GSYH'nin %35'ini oluştururken, G7 sadece %30'unu oluşturmaktadır.BRICS şu anda Doğulu güçler (Rusya ve Çin) tarafından kullanılıyor olsa da, Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki Gazze krizi sırasında popülaritesi artmıştır.

Özgür ve aktif bir dış politikaya sahip olduğunu iddia eden bir Müslüman ülkesi olarak Endonezya, Batı veya Doğu bloklarına değil, yalnızca İslam'ı temsil eden alternatif bloklara bakmalıdır.Bu kafir ülkeler dünya düzeninin kusurlarını açıkça kabul ederken ve yeni bir dünya düzeninin doğuşuna duyulan acil ihtiyacı açıkça ilan ederken, Müslümanlar olarak bizler neden bu yönde düşünmüyoruz?!Onlar, alternatif güç blokları oluşturmaya ve alternatif fikirler sunmaya cesaret ediyorlar, peki Müslüman ülkeler bunu neden yapamıyor?!Aslında İslam, yüzyıllara yayılan ve dünya düzeni üzerinde etkisi olan zengin bir tarihi tecrübeye sahiptir.Endonezya özgür ve aktif dış politikasını, İslam'a dönmek için, yani Batı'ya ya da Doğu'ya değil, sadece İslam'a dönmek için kullanmalıdır.Allahu Teala'nın Maide Suresi'nin 50. ayetinde şöyle buyurduğu gibi:أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?” [Maide 50]

Ey Müslümanlar: Küresel sahnede boşluk oluşmaya başladı; peki sizler bu boşluğu doldurmaya hazır mısınız?Mevcut yıkıcı kafir dünya düzeninin, Amerika tarafından desteklenen ve korunan kapitalist sistemin bir sonucu olduğunun farkındayız;dolayısıyla onun kendi iç sorunlarıyla meşgul olduğunu ve herhangi bir dış çatışmaya girmeye hazır olmadığını görüyoruz.Rusya Ukrayna’da hala kan kaybediyor; Çin ise birçok iç sorunlarıyla boğuşuyor.

Bu zaman, Müslümanların İslam'ı takdim etmeleri, bu dünyanın ihtiyaç duyduğu değişimi gerçekleştirmeleri ve bu dünyada İslam'ın hükmünü ikame etmeleri için eşsiz ve başarılı bir zamandır.Allah'ın izniyle, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesinin gerçekleştiğini bizzat kendi gözlerimizle göreceğiz; Temim ed-Dâri’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle derken işittim: لَيَبْلُغَنَّ هَذَا الْأَمْرُ مَا بَلَغَ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَلَا يَتْرُكُ اللَّهُ بَيْتَ مَدَرٍ وَلَا وَبَرٍ إِلَّا أَدْخَلَهُ اللَّهُ هَذَا الدِّينَ بِعِزِّ عَزِيزٍ أَوْ بِذُلِّ ذَلِيلٍ عِزًّا يُعِزُّ اللَّهُ بِهِ الْإِسْلَامَ وَذُلًّا يُذِلُّ اللَّهُ بِهِ الْكُفْرَ “Muhakkak ki bu iş (bu dinin hakimiyeti) gece ve gündüzün ulaştığı yerlere ulaşacaktır. Allah ne bir kerpiç ev ne de bir keçe çadır bırakmayacak; azizi aziz ederek, zelili zelil ederek, bu dini ona dahil edecektir. Allah'ın bu işte aziz edeceği İslâm'dır. Allah'ın bu işte zelil edeceği küfürdür.” [Ahmed rivayet etti.] Temim ed-Dâri şöyle diyor: “Ben bunu ehli beytime öğretmiştim; onlardan kim Müslüman olursa onun için hayır, şeref ve yücelik vardır, onlardan kim de kâfir olursa onun için zillet, aşağılanma ve cizye vardır.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Fika Komara