Haber-Yorum

İran’ın, Dünyada Tabiilerini Yüzüstü Bırakması ve Onların Ahirette Hüsrana Uğramaları!

Haber:

02 Ocak Perşembe günü, Yemen'de yayınlanan günlük es-Sevra gazetesi manşetinde şu başlık altında bir haber aktardı; "Hamaney: Yemen ve Lübnan direnişin sembolüdür ve düşmanlara karşı zafer kazanacaklardır." Haberde şöyle geçti: “İran İslam Devrimi'nin Lideri Ali Hamaney, Yemen ve Lübnan’ın direnişin sembolü olduğunu ve düşmanlara karşı zafer kazanacağını vurguladı.Kudüs Gücü komutanı Hacı Kasım Süleymani ve arkadaşlarının şehadetinin beşinci yıldönümü münasebetiyle bir grup şehit ailesiyle bir araya geldiği sırada Hamaney, “ABD'nin başını çektiği düşmanlar ve saldırganlar bölge halkını manipüle etmeyi bırakmaya mecbur kalacaklar ve bölgeden aşağılanmış bir şekilde çıkacaklardır” dedi.”

Yorum:

İran, yalan yere iddia ettiği düşmanlarına karşı direniş misyonunu bizzat kendisi yürütmekten vazgeçmiş ve bu misyonu, meselelerin sırlarını anlamayan ve kendilerini sadece dille yüceltmesine aldanan tabiilerine emanet etmiştir.Bu ise, İran'ın Yahudi varlığının kendisine yönelik saldırılarına gerektiği gibi karşılık verdiği, birbirlerini yok etmemek ve Müslümanlara bir fayda sağlamak adına onunla bir anlaşma ve mutabakata başvurmayı tercih ettiği ve Tahran’ın onları yüzüstü bıraktıktan sonra aileleri ölenler için düzenlenen anma törenlerine katılan tabiilerine vaaz vermek ve onları yüceltmekle yetindiği, onları öldürenlerin intikamını almadığı, başkalarını yüceltmek ve onları da ilk ikisiyle aynı akıbete sürüklemek için kapı araladığı ve yarın 2024’ün sonlarında öldürülenlerin anılması için çağrıda bulunacağı dünyanın önünde ifşa olmasının ardından meydana gelmiştir!

İran’ın yaptıklarını, Ali Cevad Laricani’nin İran’ın politikasını ifade ettiği Ummu'l-Kura adlı kitabında geçenler ortaya koyuyor; zira orada, İran'ı İslam ümmetinin merkezi haline getirme, sınırlarını ve coğrafi kapsamını genişletmek için İslam ülkelerindeki tarafları müttefik olarak kabul etme, Ummu’l-Kura İran’ın korunması ve sadece onun çıkarlarının gözetilmesi uğruna onların terk edilmesi ve onlardan kurtulma çağrısında bulunmaktadır. Orada şu da geçmektedir; “İran yüzyıllar boyunca dünyayı bölen iki ülkeden biri olmuştur.”

İran’ın tabiileri, Çaldıran'dan Halep'e kadar Müslümanlara karşı savaşmaları nedeniyle büyük bir tehlikenin içindedirler; zira İran, Portekizli kâfirlerle savaşmaktan geri durduğu gibi limanlarını hem onlara hem de sayıları üç yüzden fazla olan füzeleri ve uçaklarının onlardan hiçbirini öldürmediği Yahudilere açmıştır! Peki İran’ın tabilerine vaat ettiği ve bunu onların erişebilecekleri bir yere koyduğu dünya izzeti hani nerede? Ahirette hüsrana uğrayan kimselerden olmaktan da sakının. يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلاَ بَنُونَ * إِلاَّ مَنْ أَتَى اللهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ “O gün, ne mal fayda verir ne de evlât.Ancak Allah’ın huzuruna tertemiz bir kalple gelenler kurtulur!” [Şuara 88-89] Dolayısıyla dünyanın izzeti ve ahiretin kurtuluşu, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde el-Ukab sancağını dalgalandırmak için çalışmaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Şefik Hamis – Yemen