Cuma, 10 Recep 1446 | 2025/01/10
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Korkak Batı, Ümmeti Saptırmaya Ve Onu Zafere Doğru Giden Yolun Yarısında Rotasından Çıkarmaya Çalışıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Korkak Batı, Ümmeti Saptırmaya

Ve Onu Zafere Doğru Giden Yolun Yarısında Rotasından Çıkarmaya Çalışıyor!

Haber:

İngiliz medya kuruluşu The Economist, Bangladeş'in geçtiğimiz yıl daha belirgin bir iyileşme gösterdiğini iddia ederek bu ülkeyi “Yılın Ülkesi” seçti.Economist'in raporunda şöyle geçti: “Kazananımız Ağustos ayında bir diktatörü deviren Bangladeş oldu; öğrencilerin öncülük ettiği protestolar, 175 milyon nüfuslu ülkeyi 15 yıl boyunca yöneten, bir bağımsızlık kahramanının kızı olan, ancak iktidarı döneminde seçimlere hile karıştırarak, muhalifleri hapse atarak, güvenlik güçlerine protestocuları vurma emri vererek ve büyük miktarda paralar çalarak baskıcı hale gelen Şeyha Hasina’yı görevden uzaklaştırdı.”

Yorum:

İslam beldelerinde despotların, diktatörlerin ve zalimlerin ortaya çıkmasından sorumlu olan Batılı değerlerdir.Özgürlük, bireylere inanan ve onları özgürler olarak nitelendiren Batılı kapitalist medeniyetin temel taşıdır.Andrew Heywood “Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları” adlı kitabında, “özgürlüğün Batılı liberal toplumlarda en yüksek siyasi değer olarak kabul edildiğini” söylüyor.Özgür bir adam, ister fiziksel, ister ahlaki isterse ruhi olsun, kendi dışından gelen kısıtlamalara ya da zorlayıcı bir güce boyun eğmez.Tüm Batı kapitalist medeniyetinin üzerine inşa edildiği temel işte budur.Bu özgürlük fikri, bir kişinin “başkalarına zarar vermeden” istediği her şeyi yapabilmesi şeklinde özetlenebilir;ancak başkalarına zarar veren şeyin ne olduğu ancak kanunla belirlenip tanımlanabilir! Bu da yöneticilerin “mutlak özgürlük” olarak adlandırılan şeye sahip oldukları anlamına gelmektedir; çünkü onlar, yasama organına sahip oldukları gibi yasanın mahiyetini belirleyenlerdir. Yöneticilerin özgürlük fikrine dayalı bu yasama organı, tiranları, diktatörleri ve zalimleri doğuran ana suçludur.Batı dünyası despotlara veya diktatörlere karşı eleştirel bir tutum sergilemektedir;ancak sözde “onların demokratik yöneticileri” de aynı temelde zalimdirler; zira onlar da kötü çıkarlarına uygun yasalar çıkararak fikri, ekonomik, sosyal ve siyasi işlerle ilgili her meseleyi şekillendirmektedirler.

Nitekim ne The Economist ne de Batı, 16 yıllık baskıcı yönetimi sırasında Hasina’yı diktatör olarak nitelendirmemiştir.Art arda 3 saçma seçim yaptıktan, liberal muhaliflerini hapse attıktan, yargısız infaz operasyonları gerçekleştirdikten, ülke ekonomisinin mümkün olan her sektörünü yağmalayıp talan ettikten ve ideolojik İslam'ı bastırdıktan sonra bile The Economist onu Asya'nın Demir Kadını olarak adlandırdı ve onu, yönetimini seven tek parti yönetimi olarak nitelendirdi!Liberal Batılı ülkeler, onu birçok kez davet edip ağırladılar, ona rehberlik edip tavsiyelerde bulundular ve liberal değerlerini destekleyip siyasal İslam'ın yükselişiyle mücadele ettiğinden dolayı onun iktidarda kalmak için kabul edilmesini istismar ettiler. Ama onun düşmesinin ardından şaşırtıcı bir şekilde bir gecede onların gözünde diktatör bir yöneticiye dönüştü!Aslında Batı, bir yandan insanların genelinin duygularıyla uyumlu bir duruş sergilerken, aynı zamanda da bu duyguları manipüle ederek şeytani liberal değerlerini sağlam ve sorgulanamaz bir şekilde korumaya çalışmıştır.Sırf Batı değerlerini koruyarak diktatör bir yöneticiyi devirmek bir başarı olmadığı gibi bir zafer de değildir.Ancak Batı dünyası bunu bir zafer ve “ikinci kurtuluş” olarak göstererek Bangladeş'teki Müslümanlar arasında sahte bir hoşnutluk oluşturmaya çalışmakta ve Bangladeş'in “Yılın Ülkesi” ilan edilmesi de bu sahte hoşnutluk için ucuz bir yakıttan başka bir şey değildir.

Bangladeş'teki Müslümanların, sahte bir hoşnutluk hali oluşturmak ve ümmetin inşası, yeniden yapılanma, demokrasinin ve devlet kurumlarının güçlendirilmesi gibi içi boş sözlerle insanları yanıltmak yoluyla, özgürlük ve liberalizm gibi Batılı değerleri yönetim sistemimizde sağlam bir şekilde korumaya yönelik bu Batılı gündemlere karşı dikkatli olmaları gerekmektedir.Şayet bu Batılı değerler yönetim sistemimizin temeli olmaya devam ederse, o zaman yöneticiler yasama organını ellerinde tutmaya devam edecekleri gibi ekonomik, sosyal, fikri ve siyasi işlerle ilgili her meseleyi kendilerinin ve yabancı efendilerinin kötü çıkarlarına uygun yasalar çıkarıp şekillendirerek insanlara baskı uygulamaya devam edeceklerdir.

Tiran Hasina'nın tahttan indirilmesi gerçekten de büyük bir başarıdır; ancak bu, zafere giden yolun yarısıdır.Arzulanan zaferin gerçekleşmesi için Müslümanların, zafer yürüyüşünü durdurma niyetinde olan kafir Batı ülkelerinin takipçileri tarafından ortaya atılan çürük bahaneleri görmezden gelerek tüm mesafeyi kat etmeleri gerekmektedir.Geriye kalan mesafe ise özgürlük, liberalizm ve demokrasi de dahil olmak üzere tüm Batı değerlerinin ortadan kaldırılması ve reddedilmesidir. Bizler, İslami ve akidevi bir proje olan Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet projesinin uygulanması için samimi siyasi bir parti olan Hizb-ut Tahrir'e yetki verilmesinin zaruretini vurguluyoruz;işte sadece o zaman kafir düşmanlarımızı yeneceğiz ve Allah Azze ve Celle katından bize gelen şerî değerlere tabi olarak muzaffer olacağız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Risat Ahmed - Bangladeş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER