Pazar, 22 Şevval 1446 | 2025/04/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yıkılışının 101. Yılında Hilafet Yeniden Kurulmayı Bekliyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yıkılışının 101. Yılında Hilafet Yeniden Kurulmayı Bekliyor

Haber:

Hilafetin kaldırılışının 101. yıldönümü münasebetiyle Hizb-ut Tahrir Türkiye tarafından İstanbul’da Hilafet konferansı düzenlendi. “İstanbul’dan Kudüs’e Geleceği Hilafetle İnşa Etmek” başlıklı konferans, yoğun bir katılımla gerçekleşti. (03.03.2025 - Köklü Değişim Medya)

Yorum:

Mart ayı, Müslümanlara karanlık bir günü hatırlatır: 3 Mart 1924’ü. Osmanlı Hilafet Devleti’nin, dolayısıyla Müslümanların yegâne ve meşru devletlerinin resmen yıkıldığı günü… Ümmet coğrafyasının sömürgeci kâfirler tarafından talan edildiği, Müslümanların namuslarının kirletilip değerlerinin aşağılandığı sürecin başlangıç noktası olan günü…

Müslümanlar olarak o gün koruyucu kalkanımızı kaybettik. Zira Rasulullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem), “İmam (Halife) kalkandır, ancak onunla korunulur ve onun arkasında savaşılır.” buyurmuştur. Hilafet, Allah’ın indirdikleriyle hükmeden bir devlet olarak 13 asır boyunca İslam ümmetini dünyada günah ve zulümden, ahirette ise azaptan koruma görevini üstlenmiştir. Ancak 101 yıl önce Batılı sömürgeci kâfir devletler ve onlara meftun olmuş yerli işbirlikçileri tarafından bir oldu-bittiye getirilerek kaldırıldı. O günden sonra İslam ümmeti parçalandı, savunmasız hale geldi ve hilafeti yıkanların kurduğu ulus devletlerin başındaki ruveybida yöneticilerin elinde zillet hayatı yaşadı.

Hilafeti yıkanlar, onu Müslümanların kalbinden de silmek istediler ama başaramadılar! Hilafet isteyenlerin sesini kısmak istediler fakat kısamadılar! Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Şeyh Takiyyuddin en-Nebhani (rahmetullahi aleyh), hilafetin farzların tacı olduğunu, başta Yahudi mezalimi altındaki Filistin beldesi olmak üzere, Müslümanların yaşadığı tüm sıkıntıların hilafetin yıkılmasından kaynaklandığını tespit etti. Hilafetin yeniden kurulmasının Müslümanlar için hayati bir zorunluluk olduğuna kanaat getirerek bu düşünceyi bir dava haline getirdi. Bu fikri ve projeyi Müslümanlara ulaştırarak kıtalar arası dolaşmasını ve ümmet içinde vücut bulmasını sağladı.

Bu azimli ve fedakâr çalışmanın meyveleri artık her yerde kendini göstermektedir. 3 Mart tarihi, ümmet hafızasında kara bir gün olarak kazındı. Her yıl bu tarihte hilafetin yıkılmasıyla Müslümanların neler kaybettiğini ve yeniden kurulmasının ne anlama geldiğini anlatan geniş kapsamlı faaliyetler yapılıyor.

Bu bağlamda, hilafetin kaldırılışının yıl dönümünde İstanbul’da düzenlenen “İstanbul’dan Kudüs’e Geleceği Hilafet ile İnşa Etmek” başlıklı konferans büyük ve özel bir anlam taşıdı. Hilafetin bir asır önce İstanbul’da Payitaht’ta olduğu ve Kudüs’ün asırlarca onun kalkanıyla korunduğu hatırlatıldı. Gazze ve Filistin’in sahipsizliği ile hilafetin yokluğu arasındaki bağ ortaya kondu. ABD’nin küstah başkanı Trump’ın Gazze’yi satın almak istemesi karşısında İslam beldeleri yöneticilerinden hiç kimsenin Trump’a haddini bildiremediğine dolayısıyla da 57 liderinin bir halife etmediğine dikkat çekildi.

Gerçekten de öyle! Eğer Müslümanların bir halifesi olsaydı, ABD ve küstah başkanı asla böyle sözler edemez, hatta aklından bile geçiremezdi! Zira Hilafet Devleti varken, ABD ticaret gemilerini Akdeniz’e sokabilmek için Osmanlı’nın Cezayir Dayısı Hasan Paşa’ya vergi ödüyordu. Evet, bugünün müstekbir gücü olan sömürgeci kâfir ABD, 1795 yılında Osmanlı’nın vergi mükellefiydi!

Konferansta, bunun gibi çarpıcı örnekler verilerek bugünkü ulus devletlerin durumu ile mukayese yapıldı. Hilafetin Müslümanlara nasıl izzet ve güvenlik sağladığı detaylarıyla anlatıldı. Konferans boyunca yapılan konuşmalar, Müslümanların içinde bulunduğu acı tablonun ancak hilafetin yeniden kurulmasıyla değişeceği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Gerçek şu ki, 101 yıl önce kaldırılan Hilafet, ümmetin bağrından tamamen sökülüp atılamadı. Kâfirlerin ve uşaklarının küresel düzeyde güç birliği yaparak hilafet fikrini engelleme, saptırma ve sindirme çabalarına rağmen Müslümanlar, onu yeniden tesis etmek için gayret göstermeye devam ediyor. Mevcut kapitalist uluslararası sistem ise büyük bir kırılma yaşıyor ve çöküşün eşiğinde…

Dolayısıyla 3 Mart’ın yıl dönümleri artık sadece bir anma değil, aynı zamanda hilafet için çalışanların yeniden diriliş çağrısı haline dönüşmüştür. Artık ümmetin hayırlı evlatlarının onu yeniden kurmak için daha büyük bir şuurla hareket etmesi gerekmektedir. Zira 101 yıl önce kâfirler ve hainler eliyle yıkılan Hilafet, salih müminler eliyle yeniden kurulmayı bekliyor.

Allah vaat ediyor, Rasul müjdeliyor, tarih ve tarih yazıcıları Hilafeti siyasi sahneye çağırıyor…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER