Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

İngiltere'de Kendine Zarar Veren Çocukların Sayısı Hızla Artmakta

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber:

7 Ocak tarihindeki bir BBC haberi, iki büyük eğitim sendikasının, İngiltere okullarının her gün daha fazla öğrencinin kendi kendine zarar vermesine karşı mücadele etmek zorunda olduğunu söylediğini açıkladı. Kendi kendine zarar verme; kendini kesme, yakma, aşırı dozda ilaç kullanma veya başka şekillerde kendi canını yakma gibi kasti eylemlerle, başka türlü altından kalkamayacağını düşünülen psikolojik sıkıntının vermiş olduğu acıyı hafifletmek için yapılan davranışlardır. İngiltere Devlet Sağlık Hizmetleri'nin verilerine göre; 2012/13 yılından 2013/14 yılı arasında İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda eyaletlerinde, kasten kendine zarar vermelerinden dolayı hastanelere kaldırılan 10-19 yaşları arasında gençlerin sayısı %20 artmış. En son rakamlara göre, sadece bir yıl içinde neredeyse 29 bin genç insan kendine zarar verme davranışının yaralanmalarından dolayı tedavi görmüş. Ayrıca geçen yılın Aralık ayında Sağlık ve Sosyal Hizmetler Araştırma Merkezi, kendine zarar vererek hastaneye kaldırılan çocukların sayısının son beş yılın en yüksek rakamına ulaştığını açıkladı. Buna göre 10-14 yaşları arası kızların oranı 2009/10 ila 2013/14 arasında neredeyse ikiye katlanmış ve aynı yaş aralığındaki erkeklerin oranı %45 artmış. Bu yıl yayımlanmak üzere olan bir Dünya Sağlık Organizasyonu raporunun son on yılda İngiltere'deki 13-19 yaşları arasındaki gençlerde kendine zarar verme oranının üç misli artmış olacağını göstermesi bekleniyor. Ne var ki mücadele edenler, bu rakamların problemin sadece buz dağının ucunu gösteriyor olabileceğini söylüyorlar. Dr. Max Davis, Royal College of Paediatrics and Child Health (Pediatri ve Çocuk Sağlığı Kraliyet Koleji) sözcüsü, şunları belirtti: "Hatırlamamız gerekir ki, insanların kendilerine zarar vermelerinin nedeni, psikolojik rahatsızlıktır. Bu o kadar ciddidir ki, fiziksel zararı veya fiziksel acıyı psikolojik durumlarına tercih ediyorlar... Öyleyse sorulması gereken asıl soru; neden daha fazla genç insanın, tahammül edilemeyecek psikolojik sıkıntı yaşamakta olduğudur?"

 

Yorum:

Hakikaten, bir toplumda; değil bu kadar çok gencin sadece bu denli ağır duygusal karmaşa yaşamasına, aynı zamanda da kendilerine acı vermekten başka çıkar yol görmemesine neden olacak etkenlerin neler olduğunu ciddi ciddi sormak gerekiyor. Kendine zarar veren gençlerle çalışanların söylediklerine göre, okulda zorbalık, ailenin dağılması, aile içerisinde uyuşturucu bağımlılığı sorunları, okulda başarı gösterme konusunda aşırı yüksek beklentiler, cinsel baskılar, vücut algısı sorunları ve genel olarak gelecek kaygısı; gençleri kendilerine zarar vermeye iten etkenlerden bazıları.

Kendine zarar verme eylemlerinin sıklaşması ve İngiltere'deki gençler üzerindeki zararları, devleti idare eden kapitalist, laik sistemin çürük meyvelerinden sadece bir tanesidir. Bu sistem altında din ve ruhi yönün gittikçe hor görülmesinin, alay konusu yapılmasının ve toplumun kenar sınırlarına itilmesinin bedelini, kaçınılmaz olarak gençler de ödemek zorundalar. Gittikçe zayıf düşmekte olan bir yaratıcıya hesap vermek üzerine bina edilmiş ruhi pusulanın/vicdanın yerini - ki bir zamanlar bu ruhi yön çocukları başkalarına karşı saygılı davranmaya yönlendirirdi - ferdiyetçilik kültürü ve kendi arzularının esiri olmak alınca, zorbalık gibi sorunlar körüklenmekteler. Şahsi ve cinsel hürriyet gibi liberal değerler, sadece aile yapısının bozulmasını aşırı artırmamış, fakat gençler üzerine tarifsiz bir baskı yüklemiş; onları ve bilhassa kızları gittikçe daha küçük yaşlarda cinsel faaliyetlerde bulunmaya itmiştir. Ayrıca başarıyı hayattaki kazanımlara bağlayan laik bakış açısı; bu bakış açısının insanlarda örneğin vücut algısına dair gerçek dışı beklentiler üretmesi; ve insanların, Allah'ı değil de başkalarını memnun etmeyi ve başkalarının takdirini kazanmayı hoşnutluk ve saadete ulaşmanın yolları gibi görecekleri bir ortam oluşturması; hem çocuklar için hem gençler için ve aynı şekilde yetişkinler için de muazzam psikolojik sıkıntıya yol açmıştır. Tüm bunların yanı sıra, bir de birçok gençlerde manevi bir boşluk söz konusudur - insanın içini kaplayan ve onu huzuru yüzeysel şeylerde aramaya veya maddiyatçı bir hayat sürmeye itmekle daha da büyümekte olan bir boşluk. Dahası, laik kapitalist sistemde, hayatın gerçek gayesi veya mahiyetine doğru bir perspektifin ve hem de insanların sorunlarına berrak çözümlerin olmayışı, birçok genç insanın sorunların sıkıntılarından hafiflemek için bıçağı bileğine dayamaktan başka bir kurtuluş yolu görmesine mani olmaktadır.

Tüm bunlar biz Müslümanlara, İslam'ın rahmetini ve Müslüman gençlerimize hayata dair İslam'ın değerlerini ve gerçek bakış açısını daha kuvvetli bir şekilde aşılamamamız gerektiğinin hatırlatmasıdır. Allah (st)'ya iman, hayatın gayesinin Ona kulluk olduğuna, bu dünyada çektiğimiz sıkıntıların bir sınav olduğuna, gerçek saadetin ve başarının Allah (st)'nın rızasını kazanmak olduğuna ve sadık bir Mü'mini cennette beklemekte olan tasavvur edilemeyecek mükâfatlara iman; tüm bunlar sahih ve istikrarlı bir zihniyet oluştururlar. Böylesi bir zihniyet yüzeysel şeylerde huzur aramaz, gerçek başarıyı maddi kazançlarla ölçmez veya başkaları tarafından belirlenmiş gerçek dışı beklentilere ulaşma veya mutluluk hissetmek için başkalarının takdirlerini kazanma ihtiyacı duymaz. Böylesi bir zihniyet Yaratıcısına hesap vereceğini idrak etmiş ve bundan dolayı hayatını bencil arzularına göre değil de, Yaratıcısının (st) kurallarına ve sınırlarına göre yaşar. Bu kurallar, ferdî ve cinsel hürriyeti reddetmeyi de kapsarlar. Ve bu kurallar, başkalarına saygıyla davranmayı ve hüsn-ü muamele göstermeyi ve zorbalık gibi zalimce davranışlardan sakınmayı emrederler. Tüm bunlar, İslam'ın her türlü insani soruna sunmuş olduğu sahih çözümlerle birlikte, insanı kendine zarar vermeye iten ciddi psikolojik kargaşaları engellemeye yardım eder. Ayrıca, böylelikle insanoğlunun hayatta karşılaşacağı sıkıntılar karşısında doğal olarak yaşayacağı psikolojik sıkıntılarla baş etme stratejisi de sunmaktadır.

﴿وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ﴾

"Biz sana her şeyi açıklayan ve Müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, rahmet ve müjde olarak Kuran'ı indirdik." (Nahl Suresi 89)

Batıdaki çocukları mahvetmekte olan kendine zarar vermenin boyutu; beldelerimizdeki laik liberal sistemin kaldırılıp yerine Hilafetin İslami sistemi getirilmediği takdirde, İslam beldelerindeki Müslüman gençliğimizi beklemekte olan büyük tehlikelere karşı güçlü bir uyarı olmalıdır.

 

Hizb ut Tahrir Medya Ofisi Adına

Dr. Nazreen Nawaz

Hizb ut Tahrir Medya Ofisi Üyesi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER