Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Türkiye'de 4. Ak Parti Dönemi

Türkiye'de 4. Ak Parti Dönemi

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber:

Ak Parti, 7 Haziran'a göre oy oranını yüzde 8.5, seçmen sayısını yaklaşık 4 milyon artırmayı başararak 317 vekille tek başına iktidar olmayı garantiledi.

http://www.milliyet.com.tr/secim-sonuclari-2015-istanbul--gundem-2141026/

Yorum:

Ak Parti, 1 Kasım'da yapılan Genel Seçimlerle birlikte tarihi boyunca girmiş olduğu dört genel seçimden de birinci parti olarak çıktı. Ak Parti, %49.46 ile 317 milletvekili, CHP, 25.32 ile 134 milletvekili, HDP, 10.75 ile 59 milletvekili, MHP, 11.91 ile 40 milletvekili çıkartarak parlamentoya gönderdi. 1 Kasım milletvekili seçimine katılım oranı ise yüzde 85 olarak gerçekleşti. 56 milyon 949 bin seçmenden 48 milyon 537 bini oyunu kullandı.

Türkiye'de her seçim dönemi anket firmaları üç aşağı beş yukarı sonuçları tahmin edebiliyordu. Ancak bu defa çıkan oy oranlarını Ak Parti'nin kendisi bile bu kadar beklemiyordu.

7 Haziran seçimlerinde %60 Meclis çoğunluğu olan muhalefetin, Koalisyon kuramaması halkın tekrar Ak Parti'ye dönmesinde etkili oldu.

Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılması ve bozulan ekonomik istikrar toplum içerisinde güvenlik ve ekonomik kaygıları beraberinde getirdi. Bu da oyların yönünün tekrar Ak Partiye yönelmesinde etkili oldu.

Ak Parti'nin milliyetçi söylemi ve çözüm sürecinin rafa kaldırılması Kürt ve Türk muhafazakâr oylarının tekrar Ak Partiye dönmesini sağladı.

7 Haziran seçimlerine nazaran 1 Kasım seçim bildirgesinde emekli ve işçilere yönelik ekonomik vaatlerin de bu sonuçlarda etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.

Ak Parti'nin, 100 metrelik parkura tüm devlet imkânlarını kullanarak 50 metre önde başlamasını da buraya ekleyebiliriz.

Ak Parti, 7 Haziran seçimlerinin aksine daha başarılı bir algı yönetimi gerçekleştirdi. Bir önceki seçimlerde çokça eleştirilen bir konu olarak; "Erdoğan'ın meydanlara çıkmaması" ve CHP'nin Koalisyon kurma umuduyla Ak Parti'ye fazla yüklenmemesinin de seçim sonuçların da etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye halkının çoğunluğunun İslam'a bağlı olması da Ak Parti'nin işini kolaylaştırdı. Çünkü halkın önündeki seçenekler içerisinden kendisine en yakın ve güçlü gördüğü Parti'nin Ak Parti olması ve kampanya çerçevesinde de bu durumun kullanılması seçim sonuçları açısından etkili oldu.

Ak Parti'nin, özellikle dış siyasetle alakalı olan söylemleri de muhafazakâr seçmen üzerinde olumlu bir algı oluşturmuştur.  Suriye halkına sınırların açılması ve Sisi karşıtı söylemler de muhafazakâr tabanın desteklediği işlerdendi.

Her ne kadar % 85 gibi bir katılım olsa da demokrasi kocaman bir yalandır. Laik esaslara dayalı siyasi partiler farklı eğilimlerdeki halktan, kendi belirledikleri adaylara oy alarak bunu halkın görüşü olarak yansıtmaktadırlar. İslam esaslarına dayalı siyasi partilerin bırakın bu yarışa girmelerini rahat bir şekilde davet çalışmalarına bile engel olunmaktadır. Halkın İslami duygularını ve İslami kavramları hoyratça kullanarak onları rahat bir şekilde istismar etmektedirler. Halk üzerinde kurdukları korku imparatorluğu üzerinden algıları yöneterek seçim kazanmaktadırlar. Sonra da çıkıp bunu demokrasinin zaferi olarak sunmaktadırlar.

Dolayısıyla Ak Parti'nin tekrar iktidara gelmesi, Türkiye halkının onları İslam'a ve Müslümanlara yakın görmesiyle alakalıdır. Çünkü İslam karşıtı olarak gördüğü diğer partileri bu denli desteklememesi bunun göstergesidir. O halde Ak Parti bu duruma uygun davranmalı ve hareket etmelidir. İslam'ı tam ve eksiksiz bir şekilde uygulamalı ve batılı devletlere bağımlılıktan vazgeçerek ümmet şuuruyla hareket etmelidir.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER