- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
NÜBÜVVET METODU ÜZERE HİLAFET Mİ,
YOKSA CENEVRE BEYANI ÜZERE LAİKLİK Mİ?
(Tercüme)
HABER:
BM Güvenlik Konseyi, Suriye’deki şiddete son vermek ve ülkede siyasi sürecin başlaması ile ilgili kararı Cumartesi günü oybirliğiyle kabul etti.
2336 sayılı çıkarılan bu yeni karar, başkent Ankara’da Suriyeli muhalif gruplar ve Suriye hükümeti ile koordineli olarak çalışan Türkiye, uzun süren görüşmelerinin akabinde Türkiye ve Rusya’nın projesini muhaliflere kabul ettirdi. Bu karar, Suriye Arap Cumhuriyetinin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü BM şartı ve ilkeleri doğrultusunda güçlü bir şekilde yeniden teyit etti. Alınan kararlar doğrultusunda, İnsani yardım kuruluşlarına engel çıkarılmadan Suriye’nin tüm bölgelerine güvenli ve hızlı bir şekilde izin verilmesi için taraflara çağrısını yineledi. Ayrıca, Suriye’deki mevcut krizin tek sürdürebilir çözümü Suriye liderliğinde 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre beyanı esas alınarak 2013’de 2118 sayılı karar, 2015’de 2254 sayılı karar ve 2016’da 2268 sayılı kararların hepsi aslında Cenevre’deki kararlara dayanıyordu. Bu verilerle ilgili uluslararası bir ekip Suriye’yi desteklemektedir. Güvenlik Konseyi, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni Suriye’deki ateşkesin sağlanması için verdikleri çabalardan dolayı takdirlerini ifade etti. Birleşmiş Milletler himayesinde müzakerelerin yeniden başlatılmasından önce Suriye tarafından yönetilen siyasi sürecin önemli bir parçası olan Suriye hükümeti ve muhaliflerin temsilcileri arasında Kazakistan’ın Astana şehrinde yapılacak toplantıyı dört gözle beklediğini ifade etti. (Kaynak: BM Haber Merkezi-31 Aralık 2016)
YORUM:
Hatırlayacak olursak Güvenlik Konseyinin son kararında desteklediği sözde siyasi süreç; Amerika'nın kuklaları ve yandaşları tarafından kabul edilen Türk-Rus projesi, aslında 30 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan bildiriye dayanıyordu. Cenevre açıklaması aşağıdaki metin şeklindedir; “Geçiş sürecinin gölgesinde hareket ederek nötr bir ortamda yargı ve yürütmeyi icra etmesi için geçiş hükümetinin kurulması. Karşılıklı rızanın esas alınmasına binaen mevcut hükümet üyeleri, muhalefet ve diğer gruplar bu geçiş hükümetini oluşturabilir’’.
Ayrıca şu ifadeler geçmektedir; “Hükümet kurumlarında etkinliklerine devam eden personeli korumak ve hizmetlerine geri dönmelerine olanak sağlamak. Bu durum güvenlik kurumlarını ve orduyu da kapsaması gerekir.” Ve “Anlaşmazlığın barışçıl diyalog yoluyla ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini” belirtti.
Evet, işte bunlar ABD tarafından dayatılan çözümlerdir ve bu plan doğrultusunda Rusya ve Türkiye yürümektedir. Muhalif gruplara düşen ise ancak planları imzalamak ve uygulamaktır.
Allah ve Rasulü’nü memnun edecek çözüm ise, kirli politik paraları reddederek, bölgede ne zaman ve nerede cephelerin açılması gerektiğine karar vermek suretiyle Şam’a yönelip yılanın başını ezmek ve nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet düşüncesini benimseyip uygulanmasına yönelik güçleri birleştirmektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Usame Suveyni-Medya Bölümü/Kuveyt