Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“…Ve Zafer Allah’ındır…”

بسم الله الرحمن الرحيم

“…Ve Zafer Allah’ındır…”

﴿إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ

“Muhakkak ki kâfirler, Allah’ın yolundan alıkoymak (men etmek) için mallarını infâk ederler (verirler). Bu şekilde (devam ederek) onu (mallarını), infâk edecekler sonra (bu) onlara hasret (pişmanlık, üzüntü) olacak. Sonra da onlara gâlip olunacak (mağlup olacaklar). Ve kâfir olanlar, cehenneme haşrolunacaklar (toplanacaklar).” [Enfal: 36].

Bu ayet, Kureyşliler’in Bedir savaşındaki komutanlarının birçoğunu kaybettiğinde indirilmiştir. Onlar, İslam'a ve Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e karşı savaşlarını sürdürebilmek için servetlerini bir araya getirmek amacı ile toplanmışlardır.

İbn Kesir Tefsirinde, Allah Subhânehu ve Teâlâ, bu ayette, kâfirlerin, bütün servetlerini, hakikat yolundan saptırmak için harcadıklarını belirtir. Ancak, bunu yaparak, paraları harcanacak ve daha sonra hiçbir şeye faydası olmadan, onlar için bir keder ve ıstırap kaynağı haline gelecektir. Onlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın nurunu söndürmeye ve kendi sözlerini hakikat olan Allah’ın sözlerinden daha üstün tutmaya çalışırlar. Ancak, Allah Subhânehu ve Teâlâ, inkarcıların nefret etmesine rağmen, nurunu tamamlayacaktır. Allah, Kendi dinine yardım edecek, Sözlerini hakim kılacak ve İslam’ı tüm dinlerin üzerinde bir din kılacaktır.

Yukarıdaki ayet, Müslümanların ve İslam'ın mevcut durumlarına çok benzemektedir. Birçok kafir ülke, inananlara karşı mücadelelerinde büyük miktarlarda servetler harcamaya utanmadan devam etmektedirler.

Örneğin Çin işgali altındaki Sincan bölgesinde Çin tarafından “yeniden eğitim kampları” kurulmuş ve tahminlere göre 3 milyon kadar Müslüman bu kamplara yerleştirilmiştir. Bu kamplarda, inananlar alkol almak, domuz eti yemek ve inançlarını inkâr etmek zorunda kaldıkları gibi, istismar ve işkenceye de maruz kalmaktadırlar. Tüm bunlar dünyanın gözü önünde gerçekleşirken, birçok kesim Çin ile olan bağlarını güçlendirmeye ve servetlerini Çin’e yatırmaya devam etmekten de asla çekinmemektedir.

Dünya aynı zamanda, Rohingya Müslümanlarının yaşadığı zulüme ve Burma hükümetinin müslümanlara ve İslam'a karşı mücadelesine de şahit oluyor. Dünya bu zulümlere de tepkisiz kaldı. Hatta Burma hükümetine silah satarak yardım bile etmişlerdir.

Sadece Müslüman olmalarından dolayı zulüm gören insanların listesi her geçen gün daha da artmaktadır. Özellikle bu durumlarda hiçbir değişiklik görmediğimiz gibi, düşmanın da daha fazla güçlendiğini gördüğümüzde, bu durum bizleri umutsuzluğa düşürüp, zayıf hissettirebilir. Bizlerin, dünyadaki Müslümanların sıkıntılarını gidermeyi amaçladığımız davamızda, daha pasif olmamızı ve umudumuzu kaybetmemizi sağlayabilir. İşte tam o anlarda, Allah'ın Sözlerini hatırlayarak bu duygulardan sıyrılmamız gerekmektedir. Bizler, El-Alim (her şeyi en iyi bilen) olan ve gerçeğe uyandıran Allah'ın sözleri ile rahatlatmalıyız. Allah'ın bizi sadece uyarmakla kalmayıp aynı zamanda bu durumda ne yapmamız gerektiğini de bize öğrettiği gerçeğini rahatlıkla değerlendirmeliyiz.Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:﴿وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَGevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.”[Ali imran: 139].

Ve ﴿إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَAllah, dostudur inananların. Onları karanlıklardan ışığa çıkarır. İnanmayanlarınsa dostları Şeytan'dır, onları ışıktan karanlıklara götürür. Onlardır ateş ehli, onlardır orada ebedî kalanlar.[Bakara: 257]

Bizlerin Müslümanlar olarak kararlı durmamız ve Rabbimize güvenmemiz gerekmektedir. Müslümanlara karşı savaşan veya eziyet edenlere karşı Allah'ın muhakkak galip geleceğine, inanmayanlara karşı iman edenlere yardım sağlayacağına güvenin. Öyleyse, zaferi sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın verebileceğini anlayıp, emirlerini yerine getirerek Müslüman kardeşlerimizin sıkıntılarını bitirmek için gece gündüz çalışmaya devam etmeliyiz. Ümmet olarak, İslam'ı taşımaya ve ona karşı saldırıları durdurma görevini üstlenmesi için Müslüman ordularına çağrılarımızı sürdürmeliyiz. Ümmet’in mevcut durumunu değiştirmek için, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emrettiği gibi, bu davayı devam ettirmeliyiz. Ve O’nun kanunları ile yönetilen Hilafet Devletini, Nübüvvet metodu ile tekrar bu dünyaya hakim kılmak için çalışmalıyız.﴿وَمَا جَعَلَهُ اللَّهُ إِلَّا بُشْرَىٰ وَلِتَطْمَئِنَّ بِهِ قُلُوبُكُمْ وَمَا النَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِندِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌAllah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak Allah katındandır. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[Enfal: 10].

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Yasmin Malik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER