- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Hoşgörü Yılı: Müslümanların Evlatlarını Dinlerinden Koparmaya Yönelik Projeler, Girişimler Ve Programlarla Dolu Bir Yıl !!
HABER:
BAE Devlet Başkanı Halife bin Zayid toplumda hoşgörü ve bir arada bulunma değerlerini pekiştirmek için bu yılı “Hoşgörü Yılı” ilan etti. Bu hoşgörü ilanı, Vatikan Papa'sının Şubat ayında BAE ziyareti öncesi yapılan hazırlıklar arasında başlatıldı.
Şeyh Halife, bu eylemin BAE’yi hoşgörü için küresel bir başkent yapacağına işaret etti. Hoşgörü, diyalog, diğerinin kabulü ve farklı kültürlere açıklık, özellikle de yeni nesiller arasında genel olarak topluma olumlu etkileri olan değerlerin derinleştirilmesine yönelik bir dizi mevzuat ve politika ile sürdürülebilir bir kurumsal eylem olarak hoşgörü değerini ortaya koyacağını vurguladı.
YORUM:
İslam’ın müsamahası ve nizamın âleme rahmeti herkes tarafından bilinmektedir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ve ondan sonraki halifeler tarafından ortaya konulan İslam’ın gösterdiği uygulamalar, İslam’ın din sahiplerine karşı adaletle ve iyi şekilde muamele ettiğinin ve Müslümanlarla birlikte, devlete ve nizamına tâbi oldukları sürece işlerini halletmelerini emretmesinin en iyi delilidir. Bununla birlikte, Batı'nın modern yönetimleri Müslümanların İslam sultasının ve devletinin kaybolmasından sonra bir aşağılanma ve zelil hayatı yaşadığı bir zamanda hoşgörü ve bir arada yaşamak adına seslerini yükseltiyorlar. Müslümanların evlatlarının zihinlerinde İslam'ı kavramlardan geri kalanları da bozmak, onların inançlarını ve hadaretlerini ortadan kaldırmak, aralarında yozlaşmayı yaymak için planlar yapmaktadırlar. Böylece Müslümanların dinlerini savunmalarından vazgeçirmek ve Müslüman kardeşlerine karşı işlenen suçları ve katliamları kendiliklerinden kabul etmelerini sağlamaktır.
Hoşgörü, kültürlerin ve hadaretlerin diyaloğu çerçevesinde, İslam’ı, diğer bozulmuş dinler gibi bir din haline getirmeye çalışmaktadırlar. Bu düşünceyle beldelerimiz, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın gerçek dinini izhar etmek için ve Batılıların sahte öğretilerini çürütmek için değil de farklı din sahipleriyle birlikte din adına ortak bir zemin bulmak adına bir role sahip olmasıdır.
Hoşgörüsü ve diğerini kabul adına, Arap yarım adasında münkerleri helal kılan küfür festivalleriyle ve Allaha şirk koşulan kiliselerin ve mabetlerin inşa edilmesiyle ümmetin servetleri boşa harcanmaktadır.
Başımızdaki bu rüveybida yöneticileri hoşgörü ve diğerini kabul adına Müslümanların anlayışını ve ahlakını bozmakta böylece zina, eşcinsellik, çıplaklık, ihtilat ve içki âlemleri gibi günahlarla dolu çarpık hayata sessiz kalmaktadırlar.
Hoşgörü ve diğerini kabul adına Müslümanların evlatlarının gerçek düşmanlarını yanıltarak başka yöne yöneltmektedirler. Zira bu kabul, Yahudi varlığıyla kirli anlaşmalar çerçevesinde normalleşme kabul edilsin ve Beşar kasabıyla yeniden normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte onun mücrim rejiminde elçilik açarak beraberce barışın sağlanmasını öngörmektedir.
Müslümanlar arasındaki af, kardeşlik, muhabbet ve birbirilerine yardım manasındaki anlayışları, onların politika ve mevzuatlarından uzaktır. BAE Dışişleri Bakanı Enver Garkaş, "Hoşgörü Yılı" olan 2019’da Katar’a karşı ambargonun devam edeceğini tekit etti?! O zaman iddia ettikleri hoşgörü nerede?!
Ancak, Yemen ve halkına karşı vekaleten bir savaş başlattıkları halde, tüm insanlar arasında barışı, selameti ve kardeşliği teşvik etme çalışmaları nerede?!
Suriye halkını öldürsün ve tehcir etsinler diye mücrim Beşar'a ve avenelerine teslim edilmesinin neresinde hoşgörü?!
Binlerce Müslüman çocuğun sınır dışı edilmesi, geçim kaynakları kesilip ve ailelerini dağıtılması ve binlerce kişinin hapishanelere atılmasının neresinde hoşgörü?!
Hoşgörü yalnızca Müslüman yöneticiler ve onların arkasında kâfir Batılılar tarafından kullanılan bir yalandır. Bununla Müslümanların kavramları arasında hakla batılı, Müslüman gençleri kadınları ve nesli ifsat ederek karıştırılmak istenmektedir. Müslüman gençliği, Müslüman kadınları ve ümmetin neslini yozlaştırmayı amaçlamaktadır. Böylelikle Müslümanları, ölüm-kalım meselelerinden ve gerçek düşmanların kimliğinden, helal-haram kavramına dayanan yaşam tarzından ve İslam akidesine dayanan İslami tefekkür metodundan uzaklaştırmak için zemin hazırlanmaktadır.
﴿وَدَّ كَثِيرٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْحَقُّ﴾
“Kitap ehlinden birçoğu, hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler.” (Bakara 109)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Fatıma Binti Muhammed