Pazar, 02 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Müslümanların Yöneticileri Çin'in Müslümanlara Yönelik Cürümlerini Umursamıyor

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Müslümanların Yöneticileri Çin'in Müslümanlara Yönelik Cürümlerini Umursamıyor

HABER:

Çin merkezli İngiliz Global Times gazetesi, 5 Ocak Cumartesi günü yaptığı açıklamada; “Çin hükümetinin İslam'ı sosyalizmle uyumlu hale getirme amaçlı bir yasa çıkardığını belirtti. Gazete, hükümet yetkililerinin önümüzdeki beş yıl boyunca “İslam'ı sosyalizmle uyumlu olmaya ve dinin Çinlileştirilmesine yönelik tedbirler” uygulamalı olarak "Çin" yöntemine adapte olmak üzere uygulamayı yönlendirmeye karar verdiklerini söyledi.” Çin'in Yünnan eyaletindeki yetkililer, ihmal edilen Han etnik Müslümanlarının inşa ettiği üç camiyi de kapattı.

YORUM:

Çin rejiminin bu son hamleleri, İslam'ı Müslümanların zihninden uzaklaştırmak ve kendi ateist inançlarını terör ve korkutma yoluyla benimsemeye zorlamak için yaptığı acımasız kampanyasının bir devamıdır. Rejim, Çin’in bazı bölgelerinde oruç tutulmasını, İslamî kıyafetin giyilmesini, sakalın uzatılmasını ve 18 yaş altındaki çocukların camide İslami vaazları dinlemelerini yasakladı. Hükümet ayrıca ebeveynlerin yeni doğan çocuklarına İslamî isimler vermelerini ve çocuklarına İslamî eğitim vermelerini ya da İslamî faaliyetlere katılmalarını engelledi. Bunlar, Uygur Müslümanlarına, Müslüman olmayan Han bireyleriyle evlenme baskısına paralel olarak yapılmaktadır.

2016’da İslam’a karşı baskıların bir parçası olarak rejim, “Akrabalık” kampanyası başlattı. Han Çinli yetkililer, Sincan'daki Müslüman ailelerle beraber yaşamak için harekete geçtiler. Rapor etmek ve ev sahibi ailelerinin İslam ile bağlantılı olup olmadığına dair deliller sunmak ve hatta alkol içmeyi reddeden, cuma namazı kılan, Ramazan ayında oruç tutan hatta evlerinin duvarlarında İslami metinler içeren resimler gibi "aşırılık" ile ilgili raporları bildirmek için bu “Akrabalık” planını yürürlüğe koymuşlardır.

2017 yılının Aralık ayında, Sincanlı yetkililer, bu amaçla Müslüman Uygur evlerinde bir hafta geçirmek için bir milyondan fazla kişiden oluşan bir personeli harekete geçirdi. Yetkililer, Müslümanların yaptıkları diğer İslamî faaliyetleri, helal gıda seçmek ve hatta İslam'ı usule göre selamlaşmayı aşırılık olarak tanımladı. Sincan'ın başkenti Urumçi'deki Komünist Parti liderleri, helal ürünlere yönelik bir baskı başlattı ve önde gelen kadroların "helalden kurtulma" sloganıyla “kararlı bir savaşla mücadele etmesine” dair yemin ettiler. Gerçekten de, rejimin İslam'a karşı taşıdığı bu nefret, Müslümanların İslami usule göre cenazeyi defnetmeleri yerine, cesedi yakma geleneğini kabul etmelerine zorlamalarına kadar ileri seviyededir. Ayrıca, Birleşmiş Milletlere göre, inançlarını terk etmeleri, alkol içmeleri ve domuz eti yemelerinin yanı sıra iktidardaki Ateist Komünist Partiye bağlılık sözü vermeleri gereken bir milyondan fazla Uygur Müslümanları süresiz olarak kamplarda tutulmaktadır. Birçok mahkûm işkence görmekte, hatta öldürülmektedir. Dahası, İslami inançları bırakmaları ve komünist propagandalarını yapmaları yanı sıra, dinlerini terk etmek zorunda bırakılan zorunlu siyasi ve kültürel telkinlere maruz kaldıkları “Yeniden eğitim kamplarında” en az iki milyon Uygur bulunmaktadır. Agence France-Presse göre; “Yeniden eğitim kamplarında" olanlarla ilgili hükümet belgesi, onları daha iyi bir Çin vatandaşı yapmak için, bu merkezlerin önce “sayılarını, köklerini, bağlarını ve varlıklarını kırmak" gerektiğini vurgulamaktadır. Çin devleti ayrıca toplama kamplarında ya da sürgünde hapsedilmiş ebeveynlerden alınan çocuklar için yetimhaneler kurmaktadır. Bu yetimhanelerdeki çocukların İslamî hüviyetleri silinecek ve onları İslamî inançlarından çıkaracak şekilde eğitim verilmektedir. Rejimin amacı, Han’daki Uygur Müslüman çocuklarının gelecek kuşaklarını ateist ve Çin geleneklerini kucaklayan sadık vatandaşlara dönüştürmek ve Pekin'in Müslüman Uygurları yok etme ve İslam'ın izlerini temizleme vizyonuna inanmaktır.

Bununla birlikte, Çin devletinin İslam’a karşı yürüttüğü bu savaş ve Müslüman nüfusuna karşı etnik temizlik operasyonuna rağmen, Müslüman dünyasının rejimlerinden ve yöneticilerinden utanç verici ama şaşırtıcı olmayan bir sessizlik var. Aslında, Çin hükümetinin İslam'ı "ideolojik zihinsel hastalık" ve "beyin virüsü" olduğunu ilan etmesi bile bu hükümetlerin, özellikle de İslam'ın kutsallığına veya Müslümanların hayatlarının kutsiyetine inanan Müslümanların etkisiz yöneticilerini öfkelendirmek ve gerçek bir yanıt vermek için yeterli olmadı. Ancak bu rejimlerin ve onlara önderlik eden yöneticiler; Suriye, Yemen, Afganistan, Pakistan ve başka yerlerdeki Müslümanları katletmeye daha hevesli oldukları görülmekte, ayrıca İslam ve Müslümanlar için herhangi bir siyasi, askeri veya ekonomik etki kullanmayı reddetmektedirler. Örneğin; Pakistan hükümeti, Çin-Pakistan ekonomik koridorunu ve ülkedeki altyapı projeleri üzerinde çalışan Çinli vatandaşlarını güvence altına almak için 15.000 asker görevlendirdi. İslam'ın şerefini ve İslam ümmetinin onurunu güvence altına almak için bir asker bile görevlendirmedi!!!

Ağırlıklı olarak Sincan’dan geçecek ticaret yollarını inşa ederek, Asya ve Pekin ile Ortadoğu dâhil olmak üzere, küresel ticareti kolaylaştırmayı amaçlayan milyar dolarlık yol yapım girişimi, Çin hükümetinin İslam’a karşı hamlesi düşünüldüğünde İslami rejimlerin daha çok sessizliğe bürüneceği ortaya çıkacaktır. Böylece statüko aynı kalırken, İslam ve Müslümanların namusunu koruyacak gerçek bir İslami liderliğin olmadığı için, Çin'in Uygur Müslümanlarına karşı ateist hamleleri hız kesmeden devam edecektir. Böylelikle elleri serbest kalacak ve karşılarında kimse durmadığından istedikleri şekilde Müslümanları cezalandıracaklardır.

Bundan dolayı İslami ordulara soruyoruz? Sizi, Müslümanların hayatlarını dininizin düşmanlarına satan korkak yöneticilere bağlayan şey nedir? Onların gölgesinde yaşamayı ve onların ihanetlerine hizmet etmeye nasıl dayanabiliyorsunuz? Onurlu ve izzetli  olacağınız Nübüvvet Metodu üzere Râşîdi Hilafeti kurmak için  çalışanları destekleyin ve böylece dininizin kahramanları olarak, ümmeti koruma şerefine nail olun!!

﴿إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللّهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَلِيلاً أُوْلَـئِكَ لاَ خَلاَقَ لَهُمْ فِي الآخِرَةِ وَلاَ يُكَلِّمُهُمُ اللّهُ وَلاَ يَنظُرُ إِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ﴾“Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.” (Al-i İmran 77)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Nesrin Nevaz

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER