- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Başarı ve Kurtuluşa Giden Yol, Kuran’a ve Doğru Olana Uymakla Bulunur
Ümmet’in izlemesi gereken yoldan bahsederken, gerçek bir İslami liderliğe/yönetime ihtiyaç duyulduğunu görmekteyiz çoğu zaman. Peki bu İslami liderlikten tam olarak ne kastedilmektedir? Müslüman dünyasında, mevcut liderlikler ve yöneticilerden ne kadar farklı olacaktır veya farkı olacak mıdır?
İslâmi liderliğin, dolayısı ile Müslüman liderlerin en önemli görevi, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın yönetimini oluşturmak, O’nun kanunlarına göre yönetmek ve O'nun yönetiminin amacına ulaşmaktır. Bu yönetim şeklinin, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in mirası ve büyük bir sorumluluk olduğunu anlamaları gerekmektedir. Bu, onların ve İslâmi bir liderliğin en önemli hareket noktası olmalıdır.
Ebu Hureyre'den rivayetle Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki:«إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ»“Muhakkak ki imam (Halife) kalkandır. Onunla savaşılır ve korunulur.”
Ömer Radıyallahu anh bana dedi ki: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işittim: «عَلَى الْمَرْءِ الْمُسْلِمِ السَّمْعُ وَالطَّاعَةُ، فِيمَا أَحَبَّ أَوْ كَرِهَ، إِلا أَنْ يُؤْمَرَ بِمَعْصِيَةٍ، فَمَنْ أَمَرَ بِمَعْصِيَةٍ فَلا سَمْعَ عَلَيْهِ وَلا طَاعَةً»“Kim Allah'a itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allahu Teâla’yla karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halife’ye biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.”
Ayrıca liderlik görevi, Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya itaat etme ve Müslümanlara yardım etme davranışı olarak kabul görecektir. Bu nedenle bu görev, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nıın rızasını kazanmanın bir aracı olarak görüleceği için ciddiye alınacaktır ve Müslüman, Kıyamet Günü'ndeki nihai sonuçla karşılaşacaktır.
Allah'ın Elçisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki; «مَا مِنْ وَالٍ يَلِي رَعِيَّةً مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَيَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لَهُمْ إِلَّا حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ»“Allah bir kuluna idarecilik verir de o da yönettiği insanlara samimiyetle muamele etmezse Cennete giremez”
Yukarıdaki faktörleri nasıl eyleme geçirebiliriz? Bunun cevabını, adil bir yöneticinin, bir başka adil yöneticiye verdiği tavsiyelerde bulabiliriz. Bir dönem Halife olan Ebu Bekir Radıyallahu anh, sahabelere de danışarak, kendi ölümünden sonra, Müslümanların takip etmeleri için, Ömer Radıyallahu anh’ı halife olarak tayin etme kararını açıkladığı hikâye, adil bir liderlik içiin güzel bir örnek olacaktır.
Ebu Bekir Radıyallahu anh, Osman Radıyallahu anh’dan, aşağıdaki gibi, kendi vasiyetini kaleme almasını istedi;
“Bu, benim, Allah'ın halifesinin, bu dünyadaki son saatlerinin olduğu ve ahiretin ilk saatinin hızlı bir şekilde yaklaştığı bir zamanda verdiğim sözdür. Böyle bir durumda, inkar edenler bile inanmaya başlar, muhalifler mahkum olur. Halifeniz olarak Ömer Bin Hattab’ı atıyorum ve sizin için iyi olanı yapmakta beklentilerinizin altında hiç kalmadım. Nitekim, Ömer Bin Hattab adil ve dayanıklı davranırsa, benim bilgim dahilindedir; eğer yanlış bir şey yaparsa, görünmeyenlerin farkında değilimdir. Karar verdiğim şey iyilikten başka bir şey değildir. Herkes yaptıklarının sonuçlarına katlanmak zorundadır.”﴿وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ﴾“Yanlış yapanlar hangi cezaya çarptırılacaklarını bileceklerdir.”
Yazı tamamlandığında, Ebu Bekir Sıddık yazının halka okunmasını istedi. Ardından sağlık durumunun kritik olmasına rağmen ayağa kalktı ve orada bulunan dinleyicilere şöyle hitap etti:
“Halife olarak kendi akrabamı atamadım ve Ömer’i de sadece kendi başıma halife olarak seçmedim. Bu kararı tarafsız yargılarına güvendiğim insanlarla istişare ettikten sonra verdim. Ömer’in sizin halifeniz olmasına razı mısınız?” Bunu duyanlar dediler ki, “Hepimiz senin kararın ve seçimine katılıyoruz.” Ardından Ebu Bekir dedi ki, “O zaman Ömer’in emirlerini yerine getirmeli ve ona itaat etmelisiniz.” Bütün insanlar bağlılıklarını ilan etti.
Daha sonra Ebu Bekir herkesin huzurunda Ömer’e hitap ederek, dedi ki;
“Ey Ömer! Seni Resulullah’ın yoldaşları için vekilim yaptım, içten ve dıştan Allah’tan korkmaya devam et.”
“Ey Ömer! Allah’ın geceyle ilgili bazı hakları vardır, bunları gündüz kabul etmez. Benzer olarak gündüzle ilgili bazı hakları vardır ki bunları da gece kabul etmez. Zorunlu dualar edilmediği sürece Allah fuzuli duaları kabul etmez.”
“Ey Ömer! Yalnız olanlar Kıyamet Günü’nde yaptıkları iyi işlerin ağırlığıyla kurtuluşa ererken, erdemli işlerde eksikliği olanlar acı çekecektir.”
“Ey Ömer! Başarı ve kurtuluşa giden yol yüce Kuran’a ve doğru olana uymakla bulunur.”
“Ey Ömer! Yüce Kuran’daki teşvik ve huşu ile ilgili ayetler, uyarılar ve sevinçli haberler bir arada verilir ki inanlar Yüce Allah’tan korkmaya ve kendini bağışlamasını istemeye devam etsin.”
“Ey Ömer! Kuran’da ne zaman Cehennem’in bahsinin geçtiğini görürsen; Allah’a dua et ki seni onlardan biri olmayasın. Ne zaman Cennet’in bahsinin geçtiğini görürsen; Allah’a dua et ki seni onlardan biri yapsın.”
Bu yazı ve vasiyet Cemaziyelahir ayının yirmi ikinci günü olan Pazartesi ile yirmi ikinci gün ile yirmi üçüncü günün gecesi arasında, gün batımından sonra son nefesini verip yatsı namazından önce gömüldükten sonra ya da gecenin herhangi bir zamanında tamamlanmıştı. (Akbar Shah Najeebabadi’nin kitabından alıntıdır.)
Zamanımızı boşa harcamadan, Nübüvvet üzere gelecek olan Hilafet'i kurmak için harekete geçelim. Ancak bu şekilde, Allah’ın rızasını gözeten ve bizleri de O’nun rızasını kazanmaya sevk eden, adilbir yönetimin çatısı altında yaşama mutluluğuna erişebiliriz.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yasmin Malik