Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Birleşmiş ‘(M)İlletler’ Evrensel Çocuk Günü

بسم الله الرحمن الرحيم

Birleşmiş ‘(M)İlletler’ Evrensel Çocuk Günü

Haber:

20 Kasım, Birleşmiş Milletler tarafından 1954 yılında ‘Evrensel Çocuk Günü’ olarak ilan edilmiştir. Her yıl dünya çapında çocuklar arasında beraberlik duygusunu pekiştirme ve çocukların refahını artırma amacıyla kutlanmaktadır. Ne var ki dünya çapındaki ve bilhassa İslam dünyasındaki çocuk portresi; beraberlikten, haklardan ve refahtan başka her şeye delalet ediyor.

Yorum:

Dünyanın her yanında milyonlarca çocuk tarifsiz şiddetin, istismarın, ihmal ve sömürünün kurbanı oluyor. Evde, okulda, kurumlarda, iş yerlerinde, toplumda, savaş ve doğal afetlerin ortasında kalmışlar. Şiddet ve istismarla büyümek bir çocuğun gelişimi, haysiyetini, fiziksel ve psikolojik dokunulmazlığını ağır biçimde etkilemektedir. Peki, böylesi zulümlere ait istatistikleri ve rakamları nereden alıyoruz? Bunları BM, ona bağlı kuruluşlar ve tüm diğer insani yardım kuruluşları temin ediyor. Böylece biliyoruz ki dünyada;

50 milyon çocuk göçmen konumunda. Bunların 28 milyonu çatışmalardan dolayı yerinden yurdundan edilmiş, milyonlarca fazlası göç halinde. 100 binden fazla refakatsiz küçük çocuk 78 ülkede sığınma talebinde bulunmuş. En çok da bunlar sömürü ve istismar tehdidiyle, kaçakçıların ve fuhuş tacirlerinin eline düşme tehlikesiyle karşı karşıya. Mülteci çocuklar mülteci olmayan çocuklara nazaran beş kat daha fazla eğitimsiz kalma riski altında. Ayrımcılık, haksız muamele, zorbalık, yabancı düşmanlığı ve doğrudan saldırılar bir başka sorun. Sadece Almanya'da 2015 yılında mülteci sığınaklarına karşı 850 saldırı tespit edilmiş. Her gün yaklaşık 18 bin çocuk açlık ve şiddetli beslenme yetersizliğinden, ilaç yokluğundan hayatını kaybediyor (özellikle Yemen, Doğu Halep ve Suriye'nin diğer kuşatılmış bölgelerinde). 250 milyon, 5-14 yaş arası, kız ve erkek çocuğu sömürücü işlerde çalışmaya zorlanıyor. 120 milyondan fazla çocuk insan tacirlerince fuhuş kölesi oluyor, para karşılığı evlendiriliyor, zorla tarlalarda veya açık deniz balıkçılığında çalıştırılıyor, sokaklarda dilendiriliyor veya suç örgütlerinin ağına düşüyor... Cinsel istismarın ezici çoğunluğu kayıtlarda yer almıyor. 72 milyondan fazla ilköğretim yaşındaki çocuk okula gitmiyor. Vesaire vesaire…

Asıl sorun, yine BM istatistiklerine göre, Suriye ve Afganistan başta olmak üzere, çocukların çoğunun İslam beldelerinden olmasıdır. Bunun haricinde, yahudi işgal güçlerinin Filistin'de katlettiği, Siyonist zindanlarında hapsettiği, sakatladığı sayısız Müslüman çocuğun, sokak ortasında vurduğu küçük kızların hakkında, harap edilmiş evlerin, (ortada olmayan) istatistikleri de var. Ancak 'İsrail'de yaşayan çocukların haklarının iyileşmesine dair –ki bundan yahudi yerleşimcilerin çocukları kast ediliyor– yıllık istatistikler yayınlanıyor.

Öyleyse bu BM ne işe yarıyor? Kurulduğundan beri dünya hiçbir konuda iyiye doğru değişim kaydetmedi. BM’nin sömürgeci Batılı ülkelerce kurulmuş ve hala onların temsilcileri tarafından idare edilip onların parasıyla finanse ediliyor olması, onu elbette Batının çıkarlarının koruyucu ve kollayıcısı yapıyor. Bununla birlikte dünyanın her yanındaki sefalet, çatışma ve savaşlar bu İslam düşmanı sömürgecilerin ürünüdür. Şu halde BM; yalnızca kolonyalist devletlerin zalim ve sömürgeci politikalarının uzun koludur. Kolonyalistlerin İslam beldelerine yerleştirdiği zorba ve kendine hizmet eden kuklaların yönetimini meşrulaştırmak, onların hükümdarlığının gerçek amacını, yani Batılı İslam düşmanı rejimlerin menfaatlerini korumak ve örtbas etmek için vardır. BM ile yapılan işbirliği ve anlaşmalar, ajanlık ve Batılı değer ve mefhumları aşılamak amacıyla topraklarımız üzerindeki varlığını meşrulaştırmak içindir. İşte 193 Birleşmiş Üye Devletin, masum çocuklara karşı işlenmekte olan bu cürümlerden tek bir tanesine bile son vermeyi becerememesinin açıklaması da budur! Birleşmiş İlletler oluşu bundandır.

Müslümanların başındaki çatışmaları, savaşları, sömürüyü, toplu katliam ve toplu göçü sonlandırmanın yegâne yolu, Batının ve onun temsilcilerinin hayatlarımızdaki ve beldelerimizdeki etkisini yok etmektir. Bunun gerçekleşmesi ise sadece Nübüvvet Metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden ikamesiyle mümkündür. Ancak o zaman çocuklar yeşerip filizlenebilecekleri verimli toprağa kavuşacak ve İslam'ın değerlerinin sunduğu huzur ve barışın bekçileri olacaktırlar...

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Zehra Malik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER