Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Irak Mülteci Kamplarında İnsanlar Gıda Zehirlenmesi Sonucu Ölüyor

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Müslümanların Başındaki Liderler Yalnızca Batı Siyasetine Hizmeti Düşünürken

Irak Mülteci Kamplarında İnsanlar Gıda Zehirlenmesi Sonucu Ölüyor

HABER:

İngiliz yayın şirketi 13 Haziran 2017 tarih’inde Irak’ın Musul şehrindeki mülteci kamplarının büyük çoğunluğunda gıda zehirlenmesi vakıalarının yaşandığını bildirdi. Ajans sahurdan sonra insanların dehidratasyona (su kaybı) muzdarip kaldıkları ve sonrasında kustuklarını söyledi. Zehirlenme vakası 800 kişi olarak tescil edildi ve bunlardan 200 kişinin hastaneye kaldırıldığını, bir kadın ve küçük bir kız çocuğunun öldüğünü bildirdi. Stil Haber ajansı, 20-30 çocuğun kusma ve ishalden muzdarip olduğunu ve bunların kampa koyulduğunu bildirdi. Fakat zehirlenmenin nasıl meydana geldiği halen belirsiz. Ancak, kampa yakın bir restoran tarafından hazırlanan gıda ve kampta çalışan Katar sivil toplum örgütleri üzerinde kaygıların ve ihmallerin olduğu şüphesi hakimdir. Ancak konu ile ilgili araştırmalar hâlâ devam ediyor.

YORUM:

Ümmet içerisinde sefil ve muhtaç insanların durumunu ve nasıl yönetildiğini bu yaşam hikâyeleri çok net bir şekilde anlatmaktadır. Cenab-ı Hak tarafından emredilen insan haklarının tam ihmalini yansıtan muhteşem bir senaryo. Bütün yaşadıkları olaylar nedeniyle Müslümanlar hayatlarından ciddi şekilde endişe duymasına sebebiyet vermektedir. Çünkü Müslümanlar Hilafet devletinin raiyyesi altında olamadan, Kuran ve Sünnete göre yöneten muhlis bir liderden yoksun yaşıyorlar.

Müslüman kardeşlerimiz neden mülteci kamplarında senelerce kalmaktadırlar. Halbuki Allah Subhanehu ve Teâlâ tüm insanların konut ve temel ihtiyaçlarının sağlanmasını vacib kılmıştır? Ancak İslam’dan üstün olduğunu ileri süren demokratik kapitalist değerler, savaşların ve terörün ana nedenidir. Bu değerler İslam topraklarında milyonlarca ölüm ve yıkıma neden oldu. İnsanın ortaya koyduğu bu sistemde para insani değerlerden daha etiktir.

Birleşmiş Milletler ya da başka bir kuruluşun antlaşma prensibi olarak her zaman öncelikleri kârdır, yani amellerinin ölçüsü menfaattir. Bundan dolayı kadın ve çocukların bitmeyen sonsuz acıları bu mülteci krizini gidermek için menfaat oluşturan bir sebep değil. Ayrıca, Müslümanlara hâkim olmak ve zayıf tutmak çıkarları için zaruri bir gereksinim olduğundan dolayı böyle devam etmesi gerekir. Bu yüzden Filistin mülteci kamplarındaki sorunlar 70 yıl sonra bile devam ediyor. Bu durum, Rohingyalı, Suriye ya da dünyanın başka yerlerinde bulunan Müslümanlar için de geçerlidir.

Müslümanların yaşadıkları tüm bu trajedilerin nedeni Müslümanların servetlerini israf eden, çalan ve satan Müslüman yöneticilerin açgözlülüğü ve kayıtsızlığıdır. Ayrıca ümmetin, İslami olmayan egemen güçlerin baskı ve zulümlerinden kurtulmalarının yolu; başlarında uygulanan tüm sistemi değiştirmek için gerekli çalışmayı ortaya koymasının gerekli olduğu gerçeğini bilmelerinden geçmektedir.

Suudi Arabistan, yemek zehirlenmesi konusunda kendi siyasi hedeflerine ulaşmak için Katar sivil toplum kuruluşlarını terörle suçlayarak bu korkunç trajediyi kullandı. Bu olaylar bizi yönetenlerin Batılı efendilerinin çıkarlarını gözeten gerçek köleleri olduğunu göstermektedir. Bu yöneticilerin ümmete yardım etmeye yönelik ya da onu yabancı devletlerin tasallutundan kurtararak felaketi önleyecek hiçbir motivasyon hamleleri ve çalışmaları söz konusu değildir. Bu yöneticiler sadece sadık köpekler gibi sömürge çıkarlarına hizmet etmektedirler. Suudi uçakların Yemen’de kadın ve çocukları bombalamak için tekrar tekrar mühimmat yüklenip havalanması gibi. Bizler içinde bulunduğumuz bu Ramazan ayının tüm İslam beldelerinde bulunan bu zelil yöneticileri gördüğümüz son Ramazan olmasını Allah Subhanehu ve Teâlâ’dan niyaz ediyoruz ve gelecek Ramazan’a çoğunluğun adına azınlığa hizmet eden bu sistemlerden kurtulmuş olarak kavuşmayı Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Allah Subhanehu ve Teâlâ bize zaferi vaad etti. Ancak bizlerin de İslami yönetimi getirmek için çok çalışmamız ve sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekir. Ayrıca Allah Subhanehu ve Teâlâ bize imtihan zamanında inananların sebat ettiğini haber verdi. Bakara süresinde Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴿أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُم مَّثَلُ الَّذِينَ خَلَوْاْ مِن قَبْلِكُم مَّسَّتْهُمُ الْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء وَزُلْزِلُواْ حَتَّى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ مَتَى نَصْرُ اللّهِ أَلا إِنَّ نَصْرَ اللّهِ قَرِيبٌ﴾

“Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?”(Bakara Suresi 214)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

İmrane Muhammed

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER