Perşembe, 24 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Peygamberimizin Mis Kokulu Hicretinin Yıldönümü

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Peygamberimizin Mis Kokulu Hicretinin Yıldönümü

Beytu’l Makdis - Üstad Hamad Tabib’in Kaleminden

Bugün bizler Hicretin 1442. yıldönümünü yaşarken, kafir ülkeler Allah Azze ve Celle’nin nurunu söndürmek ve daha önce Mekke kafirlerinin yaptığı gibi bu nurun yeniden insanlar arasında ortaya çıkmasını engellemek için dava ve yargılarıyla bir araya geldiler… işte Amerika; İslam beldelerindeki İslami ve yüksek ahlaki değerleri hedef alan ve sömürgeci ajanlarına ümmetin devrimlerini ortada kaldırmak için kurnaz planlar ve üsluplar çizen şiddetli bir savaş için dünya ülkelerini ve kurumlarını seferber ettiği gibi Müslümanların başındaki ajan yöneticilerini de seferber etmektedir.

Başta Amerika olmak üzere kafir devletler, İslam ümmetinin hadarat projesini yok etmek için bu günlerde birçok ve çeşitli üsluplar kullanmaktadırlar. Bu üsluplar ise, akideyi, fikirleri ve hükümleri hedef aldığı gibi yetenekleri, servetleri, ülkeleri, insanları, ümmetin onuru ve haysiyetini de hedef almaktadır. Aynı zamanda İslam ümmetinin hadarat kimliğini yok etmek ve hiçbir ayrım ve kimlik olmaksızın kafir devletlerin kıvrımlarında eritmek için planlar çizmektedir… Kafirlerin Şeytani üslup ve planlarından bazıları şunlardır: 

1-Bazen milliyetçilik, bazen vatancılık, bazen de din adına ümmeti saptırmak için siyasi ajanlarını kullanmak… Nitekim ümmet bu şekilde birçok kez saptırıldı. Zira bu mücrim yöneticilerden Cemal Abdünnâsır, ellili yıllarda Arap milliyetçiliği adına bu ümmeti saptırdı, milliyetçilik adına Seyyid Kutub, Abdulkadir Udeh (Rahımehumullah) ve diğer birçok alimler gibi ümmetin en hayırlı alimlerini öldürdü, binlercesini uzun yıllar cezaevlerine attı, Mısır ordusunu milliyetçilik adına Yemen’e gönderdi ve büyük güçlerin körüklediği sömürgecilik savaşında onlardan birçoğu öldürüldü.    

Bugün de ümmet, din ve dinin ritüellerine yönelik kıskançlık adına aldatılıp din de birçok siyasi ve askeri cürümleri için bir kılıf olarak kullanılarak ümmetin dini, hadaratı ve yetenekleri hedef alınıyor. Bu saptırmanın yanı sıra Şam’da olduğu gibi askeri örgütler, Tunus’ta olduğu gibi siyasi örgütler ve Sudan, Pakistan ve Türkiye’de olduğu gibi devlet başkanları kullanılıyor.  

2- İslam beldelerindeki Siyonist projeyi bölgedeki siyasi projelere entegre etmek ve sözde büyük Orta Doğu’da siyasi ilişkiler ve normalleşmeler kurmak için çalışmak. Bu da Yahudi varlığını mevcut siyasi sistemin bir parçası yapmak, Filistin’i özgürleştirme ve İslami hakkın geri iade edilmesi fikrini ortadan kaldırmak, bu projenin İslam’a karşı bir savaş aracı ve sömürgeci projelere hizmet etmede siyasi ve askeri bir temel olmasını sağlamak içindir. Nitekim kafir devletler, Camp David’den Madrid, Oslo ve Vadi Araba üzerinden başlayıp Birleşik Arap Emirlikleri yöneticileriyle de sona ermeyecek olan yöneticileri bu Şeytani sofraya çekmeye başladılar bile.  

3-Yeryüzündeki halkların aç bırakılması ve yerlerinden edilmeleri. Bu ise; Müslümanları dağıtmak, birliklerini parçalamak, onları kafirlerin planlarının önünde boyun eğdirmek, yıllarca ülkeleri ve insanları yiyip bitiren büyük krediler yoluyla uluslararası kurumlara bağlı kalmalarını ve daha önceki araçlara ek olarak diğer bir sömürgecinin aracı olmalarını sağlamak için küresel projenin bir parçasıdır.

4-Özellikle küresel alanda öne çıkan alimleri öldürmek ve özellikle de değişime çağrıda bulunan siyasiler olmak üzere onlardan binlercesini hapse atmak. Bu husus, Suudi Arabistan Krallığı’nın, Sisi’li Mısır ve Irak rejimlerinin eylemlerinde gayet açıktır. 

5-Öldürmek, tehcir etmek ve bazı İslami grupları hükümetlere ve parlamentolara sokmak gibi saptırıcı üsluplarla ümmetin devrimlerini sarmalamak. 

Peki kafirler, savaşın sertliğine, şiddetine ve çeşitliliğine rağmen ümmeti dininden ve hadarat projesinden döndürmede başarılı olabildi mi? 

Şüphesiz Allah Azze ve Celle, Kendi kelimesini yüceltecek onların kelimelerini ise alçaltacaktır… Ve şüphesiz Allah Azze ve Celle, İslam’ı Avrupa ve Amerika’nın kalbindeki kendi evlerinde yayacaktır. Zira her yıl elli binden fazla kişi İslam'ı kabul ettiğini açıklamakta, hakka tabi olmakta, yozlaşmış Kapitalizmi reddetmekte ve Hristiyan ülkelerdeki birçok kiliseyi camiye dönüştürmektedirler… Allah Azze ve Celle, Kendi kelimesinin İslam beldelerinde yüce bir konuma gelmesini sağlayacaktır. Zira artık yöneticiler, halklarının gözlerinden düşmüş, ihanet ve ajanlıklarını araştırmaya başlamış ve onların yıkılmalarını ve Allah Azze ve Celle’nin dininin hakim olmasını talep eden büyük kitlesel devrimlerle onlara karşı ayaklanmışlardır. Yine yöneticilerin tahrip edici programlar ve yozlaşmış kültürler yoluyla sürekli olarak İslam’ı hayatlarından yok etme yönündeki girişimlerine rağmen Allah Azze ve Celle, Kendi kelimesini yüceltecektir. Zira artık Müslüman gençler dinlerine sımsıkı sarılmaya ve aşağılık Batı fikirlerini reddetmeye başlamışlardır… Allah Azze ve Celle, Kendi kelimesini yüceltecek, kafirlerin ve ajan yöneticilerinin kelimelerini ise alçaltacaktır. Zira Yahudilerle normalleşmeye dönük çağrılarına rağmen insanların dinini Yahudiler yönünde tahrif etmede başarısız oldukları gibi halklar arasında herhangi bir barış ve uyum ortamı oluşturmada da başarısız olmuşlardır. Nitekim Yahudi varlığının sözde başbakanı bile Camp-David Anlaşmalarının 40. yıldönümünde şöyle demiştir: “Hükümetler arasında barışı oluşturmada şekli olarak başarılı olsak da İslam dünyasındaki halklar arasında barışı oluşturmada sefil bir şekilde başarısız olduk…”

Şüphesiz Allah Azze ve Celle, nurunu tamamlayacak ve İslam ümmetine yönelik yapılan tüm savaşlara rağmen onu yeryüzünde iktidar kılacaktır. Zira bu ümmet, ateşte eridikçe parlayan, kendi cinsinden olmayan kırıntıları dışarı atan ve her işlem yapıldığında sağlamlığı ve kararlılığı artan saf bir altın gibidir. Nitekim Allah Azze ve Celle, bu ümmeti övmüş ve şöyle buyurmuştur:  كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِۜ وَلَوْ اٰمَنَ اَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْراً لَهُمْۜ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَاَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.” [Âl-i İmran 110] Ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu ümmeti şöyle nitelendirmiştir: مَثَلُ أُمَّتِي مَثَلُ الْمَطَرِ لَا يُدْرَى أَوَّلُهُ خَيْرٌ أَمْ آخِرُهُ“Ümmetim yağmur gibidir; evveli mi daha hayırlı yoksa sonu mu bilinmez.” (Tirmizi rivayet etti.)

Şüphesiz önümüzdeki yıllar, daha hayırlı yıllar olacak, İlahi vaad ve Nebevi müjde gerçekleşecek, kafirler çökecek, İslam ve İslam Devleti geri dönecek ve Allahu Teala’nın şu kavlindeki hak vaadinde olduğu gibi bu din tüm yeryüzüne yayılacaktır: هُوَ الَّـذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ۙ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.” [Tevbe 33] Ve Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in iki şehirden ikincisi ve Vatikan’ın beşiği olan Roma’nın fethedilmesi müjdesi gerçekleşeceği gibi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Allah’ın dininin tüm yeryüzüne yayılacağına dair müjdesi de gerçekleşecektir. Zira şöyle buyurmuştur: لَيَبْلُغَنَّ هَذَا الْأَمْرُ مَا بَلَغَ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَلَا يَتْرُكُ اللَّهُ بَيْتَ مَدَرٍ وَلَا وَبَرٍ إِلَّا أَدْخَلَهُ اللَّهُ هَذَا الدِّينَ بِعِزِّ عَزِيزٍ أَوْ بِذُلِّ ذَلِيلٍ عِزًّا يُعِزُّ اللَّهُ بِهِ الْإِسْلَامَ وَذُلًّا يُذِلُّ اللَّهُ بِهِ الْكُفْرَ“Muhakkak ki bu iş (bu dinin hakimiyeti) gece ve gündüzün ulaştığı yerlere ulaşacaktır. Allah ne bir kerpiç ev ne de bir keçe çadır bırakmayacak; azizi aziz ederek, zelili zelil ederek, bu dini ona dahil edecektir. Allah'ın bu işte aziz edeceği İslâm'dır. Allah'ın bu işte zelil edeceği küfürdür.” (İmam Ahmed rivayet etti.) 

Allahu Teala’dan, bu yeni Hicri yılın, ilahi nurun zulme ve karanlığa üstün geldiği hayırlı bir çıkış olmasını temenni ediyoruz. 

Kaynak: El-Raye Gazetesi-301. Sayı-26.08.2020

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER