Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Özbekistan’da Referandum Tiyatrosu!

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Özbekistan’da Referandum Tiyatrosu!

Üstad Ebu Halil’in Kaleminden - Özbekistan

Özbekistan Âli Meclisi'nin üst yasama organı (senato), Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in önceki iki dönemini iptal edecek (Mirziyoyev’in önceki iki dönemini sıfır noktasına ulaştıracak) yeni bir değişiklikle anayasa yasa tasarısını kabul etti. Senato, bu tasarıyla ilgili referandum tarihini 30 Nisan 2023 olarak belirledi. Aynı zamanda bu tasarı, daha önce parlamento temsilciler meclisi tarafından da onaylanmıştı.

Şayet bu yasa referandumda halk tarafından da onaylanırsa, Mirziyoyev 65 yaşına yani 2040 yılına kadar iktidarda kalabilecek! Açıktır ki onlar, halkın “kabul ettiğini” açıklayacaklar. Çünkü Özbekistan’da olduğu gibi otoriter rejimlerde, halkın böyle bir yasa tasarısını onaylamama ihtimali neredeyse sıfırdır. Referandum öncesinde Özbekistan’ın tüm bölgelerinde propaganda faaliyetleri yapılıyor ve “bu benim anayasam, senin anayasan ve sizin anayasanız” sloganı altında toplantılar düzenleniyor. Bunlara pop yıldızları, sporcular, devlet dairelerinin temsilcileri, toplumun ileri gelen şahsiyetleri ve iş adamları da katılıyorlar. İnsanlar, üzerinde şunların yazılı olduğu çıkartmaları taşıyorlar: “Benim için”, “senin için” ve “bizim için.” Bu toplantıların çoğuna üniversite öğrencileri ve okul çağındaki çocuklar da katılıyorlar. Bu da bu toplantıların, “yukarıdan” gelen emirler temelinde yapıldığını gösteriyor. Örneğin film ve televizyon yıldızlarının katılımıyla online bir konser olarak duyurulan Fergana Devlet Üniversitesi’ndeki toplantıdan önce Instagram’da, içerisinde bu etkinliğin organizatörlerinin bu sloganları nasıl yüksek bir sesle attıklarını görebileceğiniz bir video klip yayınlandı.

Hiç şüphesiz bu sözde referandum tiyatrosunun amacı, Mirziyoyev’in iktidarda kalmasının önünü açmaktır. Zira geçen yaz Özbek Senatosu Başkan Yardımcısı Sadık Safayev şöyle demişti: “Açıkça söylememiz gerekirse şayet yeni anayasa kabul edilirse, mevcut Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere tüm vatandaşların yeni anayasaya göre seçimlere katılması için bir fırsat yaratacaktır.” Yine “Orta Asya Durum Tespiti” Direktörü Ali Şîr İlhamov’a göre anayasa değişikliği esas olarak, tıpkı Putin’in daha önce Rusya’da yaptığı gibi Mirziyoyev’e, “önceki iki dönemi sıfır noktasına getirme” ve “iki yeni tarihle ilerleme fırsatı” vermek için yapılmaktadır.

Kısacası Mirziyoyev rejimi, bu yeni anayasa ve referandumu sanki halkın iradesiymiş gibi olduğunu göstermek istiyor. Sanki halkın çıkarlarıyla ilgiliymiş gibi görünen anayasadaki diğer maddeler ve değişiklikler ise, birincisi halkın dikkatini bu yeni anayasanın asıl amacından uzaklaştırmak, ikinci olarak da Amerika liderliğindeki sömürgeci kafir Batı’yı tatmin etmek için getirilmiştir. Örneğin 11 Nisan’da Mirziyoyev, “kadınların ve çocukların haklarının, özgürlüklerinin ve meşru çıkarlarının güvenilir bir şekilde korunmasına ilişkin” yeni bir yasa imzalamıştır. Aslında İslam şeriatının aile hakkındaki hükümlerinin bu yasanın hedefi olduğunu anlamak zor değildir. Zira İslam’da kadın, korunması gereken bir namustur. Nitekim Allah Subhanehu ve Teala, erkekleri kadınların koruyup kollayıcıları kılmıştır. Bu kavvame (koruyup kollama), şiddete dayalı olmayıp eşler birlikte aile işlerini şeriatın hükümlerine göre düzenlerler ve çocukları da İslami usullere göre yetiştirirler.

Başta Amerika olmak üzere Batı’nın toplumları, özellikle de İslam beldelerindeki toplumları parçalama politikası izlediği bilinmektedir. Nitekim eski ABD Başkanı Richard Nixon anılarında şunları yazmıştı: “Müslümanlar için önümüzde, sadece iki çözümden biri vardır: Birincisi: Onları öldürmek ve yok etmek. İkincisi: Onları diğer laik sivil toplumlarda eritmektir.” Dolayısıyla Amerika ve Batı’nın amacı, Müslümanlar olarak bizleri akışkan bir duruma dönüştürmek, bizleri kafir toplumların içine karıştırmak ve aileleri yıkıp parçalamaktır. Bu nedenle Amerika ve Batı açısından medeniyet, fikri ve kültürel istila listesinin başında aile, kadın ve bunanla ilgili meseleler gelmektedir. Bu amaçla Amerika ve Batı, Müslümanların zihinlerini demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi küfür mefhumlarıyla zehirlemeye çalışmaktadır. Nitekim Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Yeni Özbekistan Gazetesi genel yayın yönetmeni Selim Dunyarov'un sorularına yanıt olarak şunları söyledi: “Kayda değerdir ki insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, açıklık, şeffaflık, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, kamu gözetimi, cinsiyet eşitliği (cinsiyetler arası eşitlik), özel mülkiyetin korunması ve ekonomik faaliyet özgürlüğü gibi temel demokratik kavramlar ve yaşam deneyimleri, vakıanın bir gerçeği haline gelmiştir.” Ayrıca kızı Saida Mirziyoyeva 25 Mart 2023’te, Joe Biden’ın yardımcısı ve ABD Başkanlık İdaresi’ndeki Cinsiyet Politikası Konseyi Direktörü Jennifer Klein ile Beyaz Saray’da bir araya gelmiştir. Ana sohbet konularından biri, Özbekistan'da kadınların (toplumsal) cinsiyete dayalı şiddetten korunması ve bunun önlenmesi için yapılan çalışmalar oldu. Zira Saida Mirziyoyeva şunları söyledi: “İdari sorumluluk kanunlarında kadına ve çocuklara yönelik şiddet suçunu düzenleyen değişikliklerin kağıt üzerinde kalmaması için alınması gereken önlemleri detaylı bir şekilde ele aldık.”

Bu da çok yönlü bir politika izleyen Mirziyoyev rejiminin, yeni anayasada yaptığı değişikliklerle sömürgeci kafirleri memnun etmeye çalıştığı anlamına geliyor. Dolayısıyla bu politika, sömürgeci kafirlerin sözde referanduma neden yeşil ışık yaktığını açıklıyor. Zaten Özbekistan’ın 30 yılda 15 kez değişen küfür anayasası, halkımıza zillet ve yoksulluktan başka bir şey getirmemiştir. Dolayısıyla güncellenen anayasa da, iyi bir şey getirmeyecek, aksine demokrasinin kokuşmuş bataklığında boğulacak ve hayvanlardan daha aşağı bir dereceye düşecektir. Bu nedenle Özbekistan Müslümanları, helali haram, haramı helal kılan bu anayasaya hayır demelidir. Dolayısıyla laikliğin karanlığından kurtulmak için İslam’ın nuruna kavuşmaktan başka bir sığınak kalmamıştır. Bu da ancak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıyla gerçekleşebilir; zira Hilafet tüm insanlığı, kapitalist Batı medeniyetinden kaynaklanan bu karanlıktan, ahlaki çürümeden, çöküşten, ailenin parçalanmasından ve aşağılanmadan çıkaracaktır. Böyle insan, adaleti tesis etmenin ve hakkı gerçekleştirmenin teminatı olan İslami yönetimin gölgesinde yaşayacaktır. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُO gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]

Kaynak: El-Raye Gazetesi - 441. Sayı - 03/05/2023

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER