- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
El-Raye Gazetesi
Sisi ve Erdoğan’ın Sunduğu Amerika’nın Şüpheli Önerileri
Üstad Ahmed El-Hutvâni’nin Kaleminden
Büyük devletler -belirli siyasi durumlarda– birçok araçlarını ve ajanlarını kendi amaçlarına hizmet etmek için kullanırlar, onlara kendi fikir ve önerilerini yüklerler, onlar da sadece aktarıcı ve taşıyıcı olmalarına rağmen sanki kendi düşünceleri ve planlarının ürünüymüş gibi onların fikirlerini ortaya atıp rollerini yerine getirirler.
Büyük devletler, ortaya atmayı planladıkları girişimler veya kendi nüfuz alanlarındaki belirli bir siyasi sorunu çözmek için bu girişimlerden bazılarının gelecekte öne sürülmesi hakkında uluslararası, bölgesel veya yerel güçlerin tepkilerini incelemek ve araştırmak amacıyla kendi önerilerini aktarma noktasında onları (araçlarını ve ajanlarını) kullanmayı hedeflemektedirler. Böylece gerek bu tepkileri gözlemlemek gerekse bu girişimleri reddeden yöneticilere uygulanan ilk baskı türü olarak kullanmak yoluyla bu önerilerin başarıya ulaşma ihtimalini hissederler.
Bu plan, tedbir ve taktik yöntemlerine dayalı olarak Amerika, bir yandan Yahudi varlığının yöneticilerinin kendisine yönelik nabzını hissetmek, diğer yandan da varlığın liderlerini ehlileştirmek ve onlara baskı yapmak için bu önerileri ortaya atmak, ardından da ileriye dönük hazırladığı ve ajanlarına bunun ilk örneklerini sunduğu Amerika’nın önerilerine yanıt vermelerini sağlamak yoluyla Gazze savaşının sona ermesinin ardından Ortadoğu’daki siyasi hedeflerine ulaşmak için hem Mısır Cumhurbaşkanı’nı hem de Türkiye Cumhurbaşkanı’nı kullanmaya karar vermiş görünüyor.
Bu önerilerden biri de, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin silahtan arındırılmış bir Filistin devleti fikrine ilişkin önerisidir; zira Sisi, Filistin’in Yahudi devletiyle yaşadığı çatışmaya pratik bir çözüm olarak bunu Gazze savaşı sırasında iki kez önermiş ve bu Filistin devletinin kurulmasının NATO’dan gelen uluslararası güçlerin veya ortak Amerikan, Avrupalı ve Arap güçlerinin varlığına bağlı olduğunu ifade etmiştir. Sisi’nin önerisi, şu iki münasebetle gelmiştir: Birincisi, 18/10/2023 tarihinde Almanya Başbakanı Olaf Schulz ile düzenlenen bir basın toplantısında, ikincisi ise 24/11/2023 tarihinde Belçika ve İspanya başbakanlarıyla yapılan bir başka basın toplantısında.
Bu kez askerden arındırılmış bir Filistin devleti fikrinin -bizzat bu koşullar altında- ortaya atılmasında dikkat çekici olan yeni şey, bunu uluslararası güçler fikrine bağlamaktır; bu ise Amerika’nın şu anda pazarlamak istediği ve kabul etmesini sağlamak için Yahudi varlığına baskı yaptığı bir fikirdir. Özellikle sorun, Yahudi liderlerin silahtan arındırılmış bir Filistin devletini kabul etmelerinde yatmıyor, bilakis onlar için sorun, yabancı güçlerin kendilerini sınırlayacağını, devletlerinin genişlemesini kısıtlayacağını ve güvenliklerini, varlıklarını ve geleceklerini kontrol altına alan etkili bir araç hale geleceğini idrak ettikleri uluslararası güçlerin varlığıyla ilgilidir.
Bunun kanıtı, Yahudi liderlerin daha önce çeşitli münasebetlerle bir Filistin devleti hakkında öneride bulunmaları ve o zamanki önerilerinin Filistin devletinin sınırlarında uluslararası güçlerin varlığının reddedilmesidir; örneğin 2001 yılında Yahudi varlığının Başbakanı Ariel Şaron, sınırları uluslararası güçler tarafından değil de Yahudi ordusu tarafından denetlenecek silahtan arındırılmış bir Filistin devleti kurma fikrini önermiş ve Netanyahu da silahtan arındırılmış bir Filistin devletini kabul etmeye hazır olduğunu dile getirmiş ancak herhangi bir askeri gücü veya silahlı teçhizata sahip olmaması ve “İsrail’in” Yahudi halkının ulusal devleti olarak tanınması şartıyla. Aynı şekilde Yahudi devleti Dışişleri Bakanı da 2013-2014 yılları arasında uluslararası güçlerin olmaması şartıyla silahtan arındırılmış bir Filistin devleti kurulması fikrini desteklemişti.
Dolayısıyla Yahudi devletinin liderlerinin kaygısı, sürekli olarak uluslararası güçler fikrinden duydukları korku olmuştur; zira onlar sürekli olarak Filistin devletinin tecrit edilmesi ve tamamen dışlanması noktasında ısrar etmektedirler.
Filistin otoritesine gelince; silahtan arındırılmış bir Filistin devleti fikrini, hiç kimse kendisine sunmadığı halde kabul etmiş ve bunu birçok münasebetle ortaya koymuştur; örneğin 2013 yılında Mahmud Abbas İbrani gazetesi Haaretz'e şunları söylemiştir: “Filistin devleti, silahtan arındırılmış olacaktır.” Yine Abbas, 2014 yılında New York Times’a şunları söylemişti: “Filistin devletinin kendi ordusu olmayacak, sadece polis gücü olacaktır.” Ayrıca 2018 yılında kendisini ziyaret eden bir Yahudi heyetine, ordusu ve nizami askeri gücü olmayan, polisin de hafif silahlarının (tabanca değil cop) olduğu silahtan arındırılmış bir Filistin devletini onayladığını bildirmişti ki bu, Yahudi devletinin talep etmediği bir şeydi!
Dolayısıyla Amerika ile Yahudi varlığı arasındaki sorun, Yahudi devleti ısrarla reddederken Amerika’nın uygulamak istediği ve Amerika’nın Sisi’nin tekrarlanan önerileri yoluyla kendisine zemin hazırlamak için Mısır’ı kullandığı uluslararası güçler etrafında yoğunlaşmaktadır. Bu arada Netanyahu, Sisi’nin sunduğu önerinin ertesi günü bunu açıkça reddetmiş, bu reddi 25/11/2023 tarihinde dile getirmiş ve Filistin devleti fikrinin artık eskidiğini ve 2009 yılında kabul edilen şeyin artık 2023 yılında kabul edilmeyeceğini iddia etmiştir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelince; Türkiye’nin de dahil olacağı “Gazze’de bir güvenlik yapısı” oluşturulmasının zaruretine ilişkin şüpheli bir öneri sunmuş ve şöyle demiştir: “Türkiye bu fikri olgunlaştırmak için uluslararası ve bölgesel taraflarla görüşüyor.” Bu, Yahudi varlığının güvenliğini sağlamak ve gelecekte Gazze Şeridi’nden Yahudi varlığına hiçbir şekilde ateş edilmemesini sağlamak için bölge ülkeleri arasında üzerinde çalışılan şeytanî bir Amerikan fikridir; bu da siyasi girişimlere girmeden önce bu varlığa güvenliği konusunda güvence vermek içindir; bu ise öncelikle Yahudi devletinin liderlerini ikna edecek bir güvenlik çözümünün olması, daha sonra da bunu siyasi bir çözümün takip etmesi anlamına gelmektedir.
Sisi ve Erdoğan’ın ortaya attığı bu şüpheli öneriler, Yahudi varlığını ikna etmeye yönelik bir Amerikan önerilerinden başka bir şey olmadığı gibi bunları pazarlamak için araçları yoluyla ilerletmeyi ve bölge için tertip edilen ve hazırlanan Amerikan siyasi girişimini geliştirmeyi hedeflemektedir.
Bu şüpheli önerilerin ifşa edilmesi, boyutlarının ve amaçlarının açığa çıkarılması, Sisi ve Erdoğan gibi bunları taşıyan ve benimseyenlerin ifşa edilmesi, daha sonra bunların Yahudilerin güvenliğini korumayı ve Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan Amerika’nın siyasi ve güvenlik önerileri olduğunun açıklanması gerekir.