- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
El-Raye Gazetesi
Akdeniz İçin Birlik (AİB) 9. Bölgesel Forumu
Hedefleri ve Etkileri
Üstad Esad Mansur’un Kaleminden
Akdeniz için Birlik 9. Bölgesel Forumu 28/10/2024 tarihinde Barselona'da düzenlendi. Forum, “başta Ortadoğu’daki endişe verici durum olmak üzere en acil bölgesel zorlukları ve örgütün reform sürecinin takibini ele aldı. Bu ise 2023 yılında başlatılan bir süreçtir. Bölgesel gerilimler karşısında bu konularda kolektif olarak nasıl ilerlenebileceği konusunda görüş alışverişinde bulunulması bir fırsat olarak değerlendirildi. Forum’a 43 ülkeden temsilciler katıldı.”
Birlik resmi bir ortak açıklama yayınlayarak şunları söyledi: “AB bölgedeki korkunç insani felaketten derin endişe duymaktadır ve erken iyileşme mümkün olur olmaz Gazze'de aktif bir rol oynamaya kararlıdır.” Yani bu, şu anda hiçbir şey yapmıyor, sadece endişeleniyor demektir! Ancak Birlik, “erken iyileşme mümkün olduktan” sonra, yani bu birliğin üyesi olan Yahudi varlığı onların gözleri ve kulakları önünde ve birçok üyesinin doğrudan desteğiyle Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım kapsamındaki iğrenç katliamlarına devam etmeyi bıraktığında “aktif bir rol” almayı bekliyor. Dolayısıyla bu lehçe, gerçek bir rahatsızlık ve endişe belirtisi değildir; zira Birlik endişeli olduğunu iddia etti ancak Yahudi varlığının suçlarını kınamamış, bunlara son verilmesi çağrısında bulunmamış, üyelerine Yahudi varlığını desteklemeyi bırakmaları çağrısında bulunmamış ve onu üyelikten ihraç etmemiştir. Batı'nın ve bölgedeki takipçilerinin hedefi, ümmetteki cihat fikrini, Yahudi varlığıyla savaşma fikrini ve Filistin'i özgürleştirme fikrini öldürmektir.
Ayrıca açıklamada oynayacağı role atıfta bulunularak şöyle denildi: “Avrupa-Akdeniz Üniversiteler Birliği ve Batı Şeria'daki An-Najah Ulusal Üniversitesi’nin 50.000 Filistinli öğrencinin eğitimlerini online olarak tamamlayabilmeleri için yüksek öğrenim öğrencilerine teknik destek sağlama girişimini desteklemek de dahil olmak üzere Birlik bu bağlamda fiili programlar başlatmıştır. Ayrıca Birlik istihdam, su, gıda, enerji, çevre sistemleri ve kentsel gelişim alanlarındaki diğer girişimleri de araştırmaktadır.” Dolayısıyla insanlara bu tür yardımlar sağladığı izlenimini vermeye çalışıyor ve bunu da Batı’da bu alanda büyük bir eksiklik olduğundan dolayı beyinleri elde etmek için kendi lehine kullanıyor.
Yani “Kadınların ve gençlerin rolünü arttırmak, iş fırsatları oluşturmak, ticareti ve kentsel kalkınmayı kolaylaştırmak için diyalog ve işbirliği, projeler ve girişimler” kurmak için çalıştığından bahsetmektedir. Böylece onlar, aileyi ifsat etmek, bozmak ve geleceğin adamlarını ve ümmetin askerlerini doğurup yetiştirmelerini engellemek amacıyla kadınları işgücü piyasasına sokmaya ve onların iş sahiplerinin ve kapitalistlerin kontrolü altında kendilerini bağımsız hissetmelerini sağlamaya, böylece de toplumu istikrarsızlaştırmak ve aile içinde kaos ve kargaşa yaymak için kadının asli işi ve görevi olan annelik ve evin mürebbisi olan özelliğini terk ettirmeye odaklanmaktadırlar.”
“9. Bölgesel Forum'’da, 2023'te başlatılan reform süreci kapsamında Birliğin gelişmelerinin, önceliklerinin, gelecekteki vizyonunun ve toplum üzerindeki belirleyici rolünün ve gücünün ele alındığına” dikkat çekildi ve “Oslo Anlaşması’nın yarattığı umuttan doğan Barselona Süreci'nin devamı olarak 2008 yılında başlatılan Birliğin temel hedefinin, barışçıl, istikrarlı ve müreffeh bir Avrupa-Akdeniz bölgesi yaratmak amacıyla bölgesel diyalog ve işbirliğini güçlendirmek” olduğundan bahsedildi. Yani Birlik, Arafat ve Abbas liderliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından imzalanan ve bunu onaylayan hain Oslo Anlaşmalarını koruyarak Yahudi varlığını ve onun Filistin'den gasp ettiklerini bölgeye kabul ettirmeye çalışmaktadır.
Bu birlik, 1995 yılında kurulan ve Barselona Süreci olarak bilinen Avrupa-Akdeniz Ortaklığını güçlendirmek amacıyla Temmuz 2008'de Paris Zirvesinde Fransa'nın girişimiyle kurulmuştur. Yani birlik, 27 AB üye ülkesi ile Ürdün, Filistin, Suriye, Mısır, Lübnan, Türkiye, Tunus, Cezayir, Fas, Moritanya ve Güney Doğu Avrupa gibi Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan 16 ülke dahil olmak üzere 43 ülkeyi kapsamakta olup Yahudi varlığı da onun bir üyesidir. Bundan dolayı biri Avrupalı, diğeri Ortadoğulu olmak üzere iki başkandan oluşan bir başkanlık kurulmuştur. Halihazırda ikili dönem başkanlığını Avrupa tarafında AB Dış İlişkiler Şefi Borrell, Orta Doğu tarafında ise Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi yürütmektedir.
Dolayısıyla Birlik, “Avrupa-Akdeniz bölgesinde kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma, istikrar ve entegrasyona yönelik somut proje ve girişimlerin uygulanması yoluyla bölgesel işbirliği ve diyaloğu teşvik eden hükümetler arası bir kuruluş” olarak tanımlanmaktadır. Çalışmaları da “siyaset ve güvenlik, ekonomi ve ticaret, sosyo-kültürel, adalet ve içişleri” konularını kapsamaktadır. Buna, "Akdeniz'deki kirliliğin temizlenmesi, deniz-kara otoyollarının inşası, doğal afetlerin önlenmesi için sivil koruma, alternatif enerjinin geliştirilmesi, yüksek öğrenim ve bilimsel araştırma programları, küçük ve orta ölçekli (KOBİ) işletmeleri teşvik edecek bir kalkınma girişimi, iklim ve çevre” de eklenmiştir.
Dolayısıyla bu, siyasi, güvenlik, ekonomik ve kültürel bir birliktir. Bu yüzden o, Fransa'nın liderliğinde Avrupa'nın Akdeniz'den güney bölgesini etkileme ve hegemonyasını dayatma, Yahudi varlığını koruma ve bölgenin onu sindirmesini ve ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmesini sağlama girişimidir.Bu maksatla Fransa 1995 yılında Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'nın kurulduğunu ilan etmiştir.Bu fikir, bu birliğin kurulmasıyla birlikte geliştirildi ve birçok ülke de ona katıldı. Dolayısıyla Fransa, bir yandan liderliğini empoze etmek ve büyüklüğünü öne çıkarmak istediği gibi sürekli olarak da lider bir ülke ve büyük bir millet olduğunu göstermeye çalışmaktadır; çünkü büyüklük gösterisi Fransız siyasetinin temelini oluşturmaktadır. Bu yüzden her zaman uluslararası ve bölgesel girişimler üzerinde çalışıyor.Diğer yandan da bu bölgede nüfuzunu ve etkisini oluşturmak, bu birliğe üye ülkeler da dahil nüfuz sahibi olduğu ülkeler üzerindeki nüfuzunu korumak, aynı şekilde ekonomik çıkarlarını gerçekleştirmek, Batı kültür ve medeniyetini yaymak ve bölgede kendisini ve Avrupa'yı etkileyecek herhangi bir değişiklik olmaması için bölgeyi izlemek istiyor. Böylece herhangi bir gerçek kurtuluş hareketini önlemek için bu ülkelerle güvenlik koordinasyonu kuruyor. Çünkü Orta Doğu ve Kuzey Afrika, sonsuza dek Batı sömürgeciliğinin pençesinden kurtulmaya ve dünyaya ve komşu Avrupa'ya büyük bir risalet taşıyan büyük bir devlet olarak eski ihtişamına geri dönmeye adaydır. Avrupa kendi hedeflerini gerçekleştirme konusunda Fransa ile hemfikir ancak o, Avrupa liderliğini öne çıkarmak istiyor.
Böyle bir birliğe herhangi bir Müslüman ülkesinin katılması caiz değildir; çünkü bu, ümmete karşı komploya katılmak ve sömürgeciye ve onun hedeflerine hizmet etmek demektir.