Perşembe, 03 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kırgızistan’da Seçimler: Halk Demokrasiyi İstemiyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Kırgızistan’da Seçimler: Halk Demokrasiyi İstemiyor!

Üstad Mümtaz Maveraünnehrî’nin Kaleminden

Kırgızistan’da 17 Kasım’da yerel meclis seçimleri yapıldı. Merkezi Seçim Komisyonu’nun otomatik sayım sistemlerinden alınan verilere göre seçimlere 1 milyon 150 bin 931 kişi katıldı. Bu oran toplam seçmenlerin yüzde 28'inden daha azdır. Seçimler Bişkek ve Oş da dahil olmak üzere 33 ilde ve 231 köy meclisinde yapıldı. Yaklaşık 5.000 aday 33 belediye meclisindeki yaklaşık 1.000 sandalye için yarıştı. 10.000 aday ise 231 köy meclisindeki 5.000’den fazla sandalye için yarıştı. Daha önce, yani 28 Nisan 2024 tarihinde yapılan tek eyalete sahip seçim bölgeleri için yapılan özel seçimlere, seçmenlerin yüzde 25’inden daha azı katılmıştı. Geçen yıl Lenin bölgesinde yapılan özel seçimlerde seçmenlerin sadece yüzde 13,95’i oy kullanmıştı. Bu ise Kırgızistan’daki en düşük seçmen katılım oranıydı. 2017 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine seçmenlerin yüzde 56’sı katılırken, 2021 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise seçmenlerin sadece yüzde 39,75’i katılmıştır. 2020 yılındaki Cogorku Keneş (Kırgız Parlamentosu) seçimlerine seçmenlerin yüzde 56,2’si katılırken 2021 yılında ise yüzde 34,93’ü katılmıştı.

Aslında seçimlere katılan kişi sayısı, halkın demokratik sisteme duyduğu güvenin bir yansımasıdır. Daha dakik bir ifadeyle yukarıda bahsedilen durum, Kırgızistan’daki seçmenlerin çoğunluğunun seçimleri boykot ettiklerini gösteriyor; çünkü halk demokrasiden, birbirinden farkı olmayan hükümetlerden ve sadece yetkililerin ve zenginlerin çıkarlarına hizmet eden seçimlerden bıkmış durumdadır. Bunun nedeni, Kırgızistan’ın “bağımsızlığını” kazanmasından bu yana rejimin ülkeyi zayıflatmaktan ve halkı yoksullaştırmaktan başka bir şey yapmamış olmasıdır. Seçimle ya da darbelerle gelen yöneticiler de bu bağlamda birbirinden farklı değillerdir. Ayrıca yolsuzluk, adaletsizlik ve ahlaksızlık da oldukça yaygınlaşmıştır. Bunun temel nedeni ise hiç kuşkusuz yönettikleri demokratik sistemdir; çünkü demokrasi sadece aldatmacadan ibarettir. Örneğin onlar, demokrasinin halkın yönetimi olduğunu söylüyorlar ve onlara göre halk doğrudan kendisini yönetemeyeceğine göre halk kendi arasından kendisini temsil etmesi için bir lider seçecektir. Ancak bizler bunun vakıa zemininde imkânsız olduğunu görüyoruz. Daha dakik bir ifadeyle seçimler, zenginler ve rejimin temsilcilerinin lehine yapılmaktadır. Nitekim yasaların bu azınlık lehine işlediğini bizzat kendi gözlerimizle gördük.

Demokratik sistemi destekleyenler, sürekli olarak çoğunluğun oyunun belirleyici güce sahip olduğunu iddia ediyorlar. Ancak Kırgızistan’da yapılan seçimler bunun tamamen bir saçmalık olduğunu ortaya koymuştur. Söyledikleri gibi şayet “çoğunluğun” görüşü dikkate alınırsa, o zaman Kırgızistan’daki seçmenlerin yüzde 60-70’inin katılmadığı bir seçimin sonucunun iptal edilmesi gerekir.

Ayrıca “seçilmiş bir yöneticinin tüm halkın lideri” olduğunu söylüyorlar ki aynı zamanda bu da gerçeklerden uzaktır. Nitekim demokratik sistemlerde partiler iktidar ve muhalefet partileri olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bunun sonucunda toplum, hükümeti destekleyenler ve ona karşı çıkanlar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Dolayısıyla böyle bir durumda taraflardan birinin taleplerinin yerine getirilmemesi gayet normaldir. Örneğin eşcinsel ve kumar karşıtı bağlantıları veya konuşmaları nedeniyle oyların çoğunluğunu kazanan bir adayı ele alalım; bu kişi göreve geldiğinde seçmenlerin bu yöndeki taleplerini yerine getirmeye çalışacak, daha doğrusu kumar ve LGBT faaliyetlerini yasaklayan yasaları uygulamaya çalışacaktır. Böylece toplumun bir parçasını oluşturan bir azınlık zulme maruz kalacaktır. Ancak ülkemizdeki demokratik sistem nedeniyle kumarhanelerin açılmasına izin verilmekte ve LGBT temsilcilerine cinsel özgürlük sağlanmaktadır. Bunun sonucunda birçok kişinin talepleri karşılanamamaktadır; dolayısıyla Müslümanların yavaş yavaş seçimleri kazanacağı düşüncesi aldatmacadan başka bir şey değildir.

Demokratik sistemin İslam’a tamamen aykırı olduğu bilinmektedir.Zira İslam’da yasama, sadece Allahu Teala'nın hakkı olup O'nun dışında hiç kimsenin buna ortak olma hakkı yoktur. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًاHayır, Rabbine andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra haklarında verdiği hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.” [Nisa 65]

İslam şeriatında seçimlerle ilgili özel hükümler bulunmaktadır; dolayısıyla İslam'daki seçimler, Batı sistemindeki ve İslam ülkelerindeki bağımlı sistemlerdeki seçimlerden farklıdır. Zira İslam’da seçimler hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın özgürce yapılır ve her bir Müslüman, kendisini yeterli görmesi veya diğer Müslümanların kendisini yeterli görmesi halinde oy verme ve aday olma hakkına sahiptir; bu durumda İslam ve onun hükümlerinin seçimlerde bir temel olması gerekir.

Sonuç olarak demokrasilerde seçim vehmine aldanmamamız ve onunla meşgul olmamamız gerekir; aksine seçimlere katılma çabalarına şiddetle karşı çıkmalıyız. Çünkü suç rejiminin parlamento veya hükümet işlerine katılmak suçluların ömrünü uzatacaktır. Şunu çok iyi bilin ki seçimler, kapitalist sistemin yıkılması ve Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulması gibi bizleri büyük hedeften uzaklaştırmaya yönelik bir oyundur.

Allah Subhanehu’dan İslam ümmetine doğru değişim nimetini bahşetmesini ve bizleri yöneticilerin hile ve aldatmacalarından uzaklaştırmasını niyaz ediyoruz.

Kaynak: El-Raye Gazetesi -524. Sayı - 04/12/2024

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER